Page 41 - 6-8
P. 41
Amasya Tarihi Cilt: 6
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
i nefs ve andelîb-i revânî gülzâr berd ü selâm-ı bekâya pervâz ile gonce-i bağ-ı visâle dest-res
buldu.”
Pederi dediği Mustafa Efendi hakkında da diyor ki: “Mustafa bin Nefes. Amasya’da
pederi el-Hâc Nefes nâm zât-ı enfesdir. Bu cihetten kendileri Nefeszâde demekle şöhr-dâdedir.
Atâyî kavlince Süleymaniye müderrisi iken Hâkâniye [98] Medresesine nakl olunup ol esnâda
(Bahçe 1011) târîhinde bağ-ı cinâne vuslatla âzâde oldu. Hüsn-i hatt-ı şâhâneyi Şükrüllah
Halîfe’den temeşşuk edib hutût-ı vaktinde izn ü nefes almıştı. Ferzend-i ercümend-i seyyid
İbrâhim Efendi dahi mezkûrdur.”
Şeyhü’l-Hattâtîn olan Amasyalı Hamdullah Efendi’nin dâmâd ve şâkirdi Amasyalı
Şükrullah Halife 950 târîhinden mukaddem vefât etdiği münâsebetle Mustafa Efendi’nin
bundan temeşşuk etmesinde bir yanlışlık olduğu gibi Nefiszâde Hattât İbrâhim Efendi’nin de
Mustafa Efendi’nin mahdûmu olmasında bir yanlışlık vardır.
Çünkü Amasyalı Nefeszâde Mustafa Efendi, Amasya’da tahsîl-i ulûm ve hutût etdikden
sonra İstanbul’a gitdiği Atâyî Efendi’nin nakletdiği terceme-i hâlinden anlaşılır. Mustafa
Efendi, hutûtu Amasya’da kendi amcası Hamdullah Hamdi Efendi’den temeşşuk etmişdir.
Pederinin adı mazbût olduğu üzere el-Hâc Nefîs Çelebi’dir. Halk arasında Hacı Nefes demekle
meşhûr idi. Hattât İbrâhim Paşa, amcası Mustafa Efendi’nin nezdinde büyüdüğü münâsebetle
mahdûmu [99] zann edilmiş olmalıdır.
İbrâhim Efendi-Kadızâde
Amasyalıdır. Kudâtdan Mehmed Efendi’nin mahdûmu olup müderris, nâib, kasabâta
kadı oldu. 1067 sâline doğru vefât etdi. Ebuloğlu İbrâhim Ağa bin Ebu’l-kâsım Efendi de
yeniçeri, Amasya serdârı, serdengeçtiler ağası, kır serdârı olup 1068’de vefât etdi. Hatîb
Kâsımzâdelerdendir. Diğer Kuloğlu İbrâhim Ağa ibn-i Halîl Ağa da sipâhî, Amasya
kethüdâyeri, Merzifon voyvodası, Gümüş ma’deni emîni oldu. Bu târîhden sonra vefât etdi.
İbrâhim Efendi-Meydânlı
Amasya’nın Hızır Paşa Mahallesi’nden Bahçıvan Ali’nin oğludur. Bahçıvanzâdelikle
meşhûrdur. Fâzıl-ı meşhûr Kadızâde Mehmed İlmî Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib Sultân
Bâyezîd Câmiinde ders-i âm oldu.
Talebesine icâzet verdikten sonra Atabeg, Torumtay, Halfet Gâzi Medreselerine
sırasıyla müderris ve ba’dehû ber-vech-i te’bid [100] Hızır Paşa Medresesi müderrisi ve sonra
Hızır Paşa Câmii kürsü şeyhi olup orada tedrîs ve ikâmet, nakl-i tefsîr ü hadîse muvâzabet
etmekde iken 1069 senesi evâhirinde vefât etdi. Câmii mezkûrun garbında kâin bahçe
derûnunda medfûndur. Meşâhîr-i ulemâdan, müteşerri’, vâ’iz bir zât idi.
İbrâhim Bey-Uçaroğlu
Lâdiklidir. Uçar Mustafa Paşazâde Halîl Bey’in mahdûmu ve sadr-ı esbak Tayyar
Mehmed Paşa’nın birâderzâdesidir. Amcasının sadâretinde mîr-livâ olup muhârebelerde
bulundu. Niğde sancağından münfasıl iken Abaza Hasan Paşa’ya uyduğundan 1069’da
ammizâdeleriyle beraber maktûl oldu. Diğer Çelebi Efendi kölesi olan mîr-livâ Memi Beyzâde
İbrâhim Bey de kibâr-ı züamâdan iken Amasya alaybeyi olup 1074 senesinde Rûmeli
Muhârebesinde vefât etdi. Oğulları İsmâil, Abdurrahman Ağalardır.
İbrâhim Paşa-Kadızâde
Amasyalıdır. Hâce-i Sultânî Amasyalı Ömer Efendi’nin hemşîrezâdesi olan Hâcegân-ı
dîvân-ı hümâyûndan Kara Kadı-[101] zâde Mustafa Efendi bin İbrâhim Efendi bin Kara Kadı
Hayreddîn Efendi mahdûmudur. İstanbul’da terbiye görüp sipâhiler zümresine iltihak etdi.
Pederinin sâye-i ikbâlinde ricâlden Şâmîzâde Mehmed Efendi’ye dâmâd ve riyâsetinde
kethüdâsı oldu.
36
40