Page 105 - 6-8
P. 105
Amasya Tarihi Cilt: 9
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Âhiretde olur şarâba hisâb Amasya’da birinci hakkâk olarak tanınmış bir sîmâ-yı latîf olup letâfet-i tab’a mâlik bir
Biz anı bunda bî-hisâb içelim şâir ve edîb [333] olduğundan mecâlis ve mehâfil-i üdebâya davet ve sohbetinden kesb-i inbisât
Lütf-ı tab’ ve kerem-i cibillîsi muktezâsınca zümre-i ulemâ ve fırka-i şuarâya zahîr olup edilirdi. 1051 hudûdunda yetmiş yaşlarında vefât etdi. Hoş-gû, hâzır cevâb, şâir bir hattât idi.
hâme-i şikeste gibi üftâde-i hâk-i mezellet olanlara dest-gîr olurdu.
Hâss Bey -Beytimuroğlu
Şi’ir Amasyalıdır. Kibâr-ı ümerâdan İmadeddîn Esengeldi Bey bin Beytimur Bey’in
تشدب دنام هرذ هن ايردب دنام هرطق هن mahdûmudur. Amasya Hükümdârı Hacı Şâdgeldi Paşa ümerâsından olup 783 sâlinden sonra
تشك ن راد هرهب شناسحا ﺌ د اوق زا هك vefât etdi. Mahdûmu Şâdman Bey olup kızları Nevcihân, Erdek, Metâ’ Hâtunlardır. Şâdman
[330] Hatta Necâti Bey Divânı’nın dibâcesini anın nâmına demişdir. Ol zamanın vüzerâsı Beyzâde Hüseyin Bey de meşhûrdur.
âna incinmişdir ve dahî mesâil-i furûiyyede fetâvâya müteallik bir kitâb te’lîf eyledi ve dahî
“Şerh-i Miftâh”a havâşî ve bahs-i cüz-i lâ-yetecezzâya bir risâle ve “Şerh-i Mevâkıf”ın Hâkî Ahmed Efendi-Çay Köylü el-Hâc
ilâhiyâtına bir risâle dahî “el-haccu eşhürün ma’lûmât” âyetinde bir risâle tasnif eyledi. Amasya havâlisinde kâin Çay karyesi halkından Ömer bin Mehmed mahdûmudur.
49
Rahmetullahi aleyh”. Amasya’da ulemâdan ve hâssaten Allâme Ürgüblü el-Hâc Ahmed Efendi’den ikmâl-i tahsîl
Kütüphânelerde mevcûd olan “Fetâvâ-yı Müeyyediyye” zahrında şu ibâre yazılmış ederek ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu.
görüldü: “li’l-mevlâ el-fâzıl el-muhakkîk ve’l-âlimü’l-âmil el-müdekkîk bahrü’l-ulûm 1212’de Yörgüç Paşa müderrisi ve Amasya Müftüsü el-Hâc Osmân Muhlis Efendi’nin
kamkâmu’l-ma’kûl ve’l-mefhûm şeyhü fünûni’l-edeb imâmü’l-arabiyye allametü’l-me’ânî vefâtına binâen bâ-emr-i âlî Yörgüç Paşa [334] müderrisi oldu. Ömrünü fıkh-ı şerîf tedrîsâtına
ve’l-beyân ferîdu dehrihî fî’t-tahkîk ve’t-tıbyân Abdurrahman ibn Ali bin el-Müeyyed el-Amâsî hasr ederek 1220 senesi şevvâlinde vefât etdi.
el-müştehir bi-Müeyyedzâde vülide bi-Amâsîye fî-safer sene 860 ve mâte fî-leyleti’l-Cum’ati’l- Acem Ali Mahallesi’nde ikâmet eden meşâhîr-i ulemâdan olup ulûm-ı şer’iyyede fâzıl,
hâmis aşera min şehri Şâbâni’l-muazzam sene 922”. gâyet fakîh, usûl-i meâniye vâkıf, behhâs; kaviyyü’l-münâzara, vakâr ve sekînet sâhibi bir zât-
Sadr-ı müşârün-ileyh kütüb-i nefîse merâklısı olduğundan mükerrerâtdan mâadâ yedibin ı sütûde-simât idi.
cild kitâbı vardı ki her biri nefâis-i âsârdan ma’dûd idi. Bunların içinde kimsenin adını Mahdûmları Mehmed, Mustafa Efendilerdir. Bunlar da ulemâdan olup Yörgüç Paşa
işidmediği kütüb-i nefîse çokdu. Mahdûmları [331] Abdulvahhab bin Abdulfettâh, müderrisi oldular. Altıparmak müderris demekle meşhûr olan Mehmed Efendi 1280’de vefât
Abdürrezzâk, Abdüsselâm, Mahmûd Efendilerdir. Birâderleri de Hacı Abdurrahim, edib oğulları Mehmed Arif, Ahmed, Necib, Mustafa, Sâlih Efendilerdir. Müderris Mustafa
Abdulkerim, Abdullah Efendilerdir: Oğullarının dördü yirmi ile otuz yaşları arasında fevt Efendi de 1291’de vefât edib mahdûmu el-Hâc Hâkî Ahmed Efendi’dir. Ahmed Necib
oldular. Ancak Abdulvahhab Efendi Sahn müderrisi iken 970 senesi rebîülevvelinde vefât etdi. Efendizâde “Gönez” demekle meşhûr Mehmed Ârif Ağa’dır.
Hâtemî Abdülkerîm Çelebi-Şeyhîzâde Hâkî Ali Efendi-Gazzâzoğlu
Amasyalıdır. Mehmed Çelebi mahdûmu olup Mevlânâ Rükneddîn Ahmed Cendî Amasyalıdır. İçeri şehirde Câmi-i Enderûn Mahallesi eşrâfından Gazzâz Abdulbâkî
Çelebi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm-ı meşhûr oldu. Tedrîs-i ulûm esnâsında fazîlet-i Çelebi mahdûmudur. Kâdızâde Hocâ Mehmed İlmî Efendi’den ulûm-ı edebiyye ve şer’iyyeyi
ilmiyyesi ve hüsn-i edebi şâyî olduğundan Halfet Gâzi müderrisi olup Amasya vâlîsi Sultân ahz ve ikmâl-i tahsîl ederek mücâz ve ders-i âm oldu. [335] Sonra silk-i kudâta girib Gelgirâs
Bâyezîd-i Sânî’nin dâhil-i bezm-i hâssı oldu. kâdısı olarak rü’yet ve istikâmetle iştihâr etdi. Ba’dehû kâh nâib ve kâh kâdı olarak Köprü, Zile,
878’de Fâtih Sultân Mehmed Hân’ın Amasya’ya teşrîfinde Çandarlızâde İbrâhim Merzifon gibi kazâları devr edib 1058 senesinde Çorum kâdısı oldu. Buradan ma’zûlen 1061’de
Paşa’nın vezâretden azli esnasında bunu da Tokat’a gönderdi. Orada müderris olup sonra terk- Amasya’da vefât etdi. Kudât-ı sütûde-simâtdan âlim, şâir, müstakîm bir zât idi.
i tedrîs ederek 882’de eş-Şeyh İbrâhim Tennûrî Hazretleri’ne peyrev olarak beraber Kayseri’ye
gitdi. Hâkî Mehmed Efendi-Çevikce Şeyhi el-Hâc
Orada Şeyh Efendi’nin riyâzet-hânesinde tekmîl-i sülûk edib [332] hilâfet-nâme aldı. Amasyalıdır. Çevikce Tekkesinde zâkir-başı Dervîş Ali Çelebi mahdûmudur. Çevikce
Şeyh Efendi’nin 887’de irtihâli üzerine vatanına avdet edib Enderûn Câmi-i Şerîfi kürsî şeyhi şeyhi es-Seyyid Hasan Sinanî Efendi’nin hizmet-i aliyyesinde tahsîl-i irfân ve tekmîl-i sulûk
oldu. Bir müddet halkın tehzîb-ı ahlâkına mevâiz-i müessiresiyle hizmet edib sonra Torumtay ederek 1209 senesi şevvâlinde müşârün-ileyhin vefâtıyla Çevikce Tekkesi şeyhi oldu. Otuz yedi
buk’ası şeyhi olduğu hâlde 903 hudûdunda vefât etdi. yıl kadar icrâ-yı meşîhât edib 1246’da vefât etdi. Kibâr-ı meşâyihden bir zât idi. Yerine
Âlim, kâmil, vâiz, müteşerri’, şâir, edîb, bir şeyh-i lebîb idi. Eş’âr ve ilâhiyatı var idi. ulemâdan Akşehrî İsmail Efendi şeyh oldu.
İlahiyâtından bir parçası görülüb istinsâh edilmişdi. Hayfâ ki yandı. Birâderi meşâhîr-i
fuzalâdan Mevlânâ Abdî Çelebi de meşhûr idi. Hâlid Ağa-Sekbân-başı
Amasya’da yeniçeri zâbıtanından İzzeddîn Hasan Ağa’nın oğludur. Sultân Murâd-ı Sânî
Hâtemî Mehmed Çelebi-Hakkâk devrinde yeniçeri olup [336] tefeyyüz ederek 847’de Varna muhârebesinde ibrâz-ı şecâatle
Amasyalıdır. Dede Çelebizâde Hasan Çelebi mahdûmu ve hattât-ı meşhûr Hüseyin zağarcı-başı, ba’dehû kul-kethüdâsı oldu. 855’de Fâtih Sultân Mehmed Hân’ın cülûsunda
Efendi’nin yeğenidir. Hutût-ı mütenevvi’ayı amcası Hüseyin Efendi’den ahz u temeşşûk edib bahşîş vak’asından dolayı yeniçeri ağasıyla beraber azl edilib sonra sekbân-başı oldu. 860’da
hatt-ı ta’lîkte mahâret kazandığından hakkâk-ı meşhûr oldu. Amasya vâlîsi olan Sultân Bâyezîd-ı Sânî ma’iyyetine me’mûren Amasya’ya gelip 873 sâlinden
sonra vefât etdi. Yeniçeri ümerâsından bir merd-i şecî’ idi. Mahdûmu İbrâhim Ağa’dır
49 Bakara, 2/197. Hac bilinen aylardadır. (Ed.)
94
104 95