Page 100 - 6-8
P. 100

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Haydar Paşa-Pervâne Beyzâde
                     Amasyalıdır.  Meşâhîr-i  ümerâdan  sâbıkü’t-terceme  Deli  Pervâne  Beyzâde  Ali  Bey’in
               mahdûmudur. 976’da kibâr-ı züamâdan görüldü. Ba’dehû Amasya Alaybeyi olup 981’de Irak
               harbinde isbât-ı liyâkât eylediğinden 982’de Habeş Sancağı beyi oldu.
                     Ba’dehû Gürcistan  ve Şirvân muhârebâtında yaralıkları  görüldüğünden 997’de Gence
               beylerbeyi  olarak  [314]  999’da  Sivas,  ba’dehû  Mar’aş  beylerbeyi  olup,  1003’de  Estergon
               harbinde bulundu. 1004’de Çıldır, ba’dehû Revân beylerbeyi olup İran ile harb etdi.
                     1006’da  ma’zûlen  Amasya’ya  gelip  sonra  Erzurum  ba’dehû  Batum  beylerbeyi  olup
               1011’de İran harbinde vefât etdi. Mahdûmu Ali Bey ve birâderi Sarı Mehmed Paşa’dır.

                     Haydar Ağa-Çavuş
                                                                                                        47
                     Amasyalıdır. Yeniçeri çavuşânından olup 1008’de Yedi Kule cihetleri muhâfızı oldu.
               Ba’dehû  Ankaralı  Kalender  Oğlu  Mehmed  Paşa’nın  garazkârâne  arzıyla  müteferrika  olup
               Amasya’ya geldi. Amasya sancâğı beyinin yanlış bir arzı üzerine müteferrikalığı da ref’ edildi.
                     Ayasofya mahzeninden ele geçen çavuşân defterinde şöyle yazılı görüldü: “Haydar ez-
               çavuşân Amasya mezkûr Kalenderoğlu dedikleri âsînin arzıyla berâ-yı maslahat-ı müteferrika
               olmuşdur. Hala isyân etmekde olduğu söylenmekle  [315] bâ-Hatt-ı Hümâyûn çalınmak ... 2
               Cumâdelûlâ 1016”.
                     1017’de Kuyucu Murâd Paşa’ya ilticâ ve eşkiyâ istîsâlinde hidemât-ı fedâkarâne izhâr
               eylediğinden çavuşluğu iâdeten ihsân edilerek Sivas eyâleti cizyedârı oldu. Ba’dehû Nasuh
               Paşa’nın  sadâretinde  İstanbul’a  gelip  1027’de  Sultân  Osmân-ı  Sânî’nin  cülûsunda  çavuşlar
               kethüdâsı ve 1031 senesi evâilinde sipâhîler ağası oldu.
                     1031 senesi recebinde Sultân Osmân hâilesi zuhûrunda hânesi eşkiyâ tarafından yağma
               edildiğinden ihtifaya mecbûr oldu. Vak’adan sonra 1032’de Amasya’ya gelip 1035 sâlinden
               sonra vefât etdi. Buna, Uzun Haydar Ağa denirdi. Mahdûmları Mehmed Paşa ile Hüsâmeddîn
               Ağa’dır.

                     Haydar Efendi-Havzalızâde es-Seyyid
                     Amasyalıdır.  Esbak  Nakîbü’l-eşrâf  kâ’im-makâmı  Havzalı  es-Seyyid  Muhyiddîn
               Mehmed  Hüseynîzâde  es-Seyyid  Şemseddîn  Ahmed  Efendi’nin  mahdûmudur.  Amasya
               ulemâsından tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve müderris olup Mehmed Paşa müderrisliğinden kâdı
               oldu. [316]
                     Hâce-i  sultânî  Şeyhü’l-İslâm  Saadeddîn  Efendi’nin  ve  mahdûmlarının  teveccühâtını
               kazanıb  Kayseriye,  Gelibolu,  Ankara  gibi  bilâd-ı  mühimmede  kâdı  olarak  mevâlîden  oldu.
               Ba’dehû 1020’de Amasya nakîbü’l-eşrâf kâ’im-makâmı ve sonra mütekâid olup 1037’de vefât
               etdi.
                     Ulemâ-yı  kudâtdan  bir  zât-ı  sütûde-simât  idi.  Mahdûmu  es-Seyyid  Hasan  Çelebi’dir.
               Bunun oğulları es-Seyyid Mahmûd İbrâhim Çelebilerdir. Es-Seyyid Mahmûd Çelebizâde es-
               Seyyid İbrâhim Çelebi’dir. Bunlara Haydarzâdeler dendi.

                     Haydar Çelebi-Celâlzâde es-Seyyid
                     Amasya  meşâyîh-i  kirâmından  Havzalızâde  es-Seyyid  eş-Şeyh  Celaleddîn  Mehmed
               Efendi’nin  mahdûmudur.  A’yân-ı  sâdâtdan  olup  pederinin  tekkesi  vakfına  mütevellî  ve
               nakîbü’l-eşrâf  kâ’im-makâmı  olup  1058  sâlinden  sonra  vefât  etdi.  Mahdûmu  es-Seyyid
               Mehmed Çelebi ve birâderi es-Seyyid Yûsuf Çelebi’dir.



               47  Bu esnâda kendisine pek çok arazi temlîk edildiği ve 1013’de eşkıyânın ahvâlini tarassud için Anadolu’ya
                 gönderildiği de ahkâm defterinden anlaşıldı.

                                                           89
                                                           99
   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105