Page 97 - 6-8
P. 97

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               mesmû’ ve ma’lûmum olmuşdur. Sana lâzım olanı sen eyledin. İnşâllâhü Teâlâ ben dahi bana                                     Hanîf Ağa-Kubalı
               düşeni ederim” diyerek kendisini taltîf etdi.                                                                                Amasya’nın Kuba Mahallesi’nden Hasan’ın oğludur. Altıncı bölükde yeniçeri olup oda-
                     Bunun üzerine 879’da Edirne kâdısı olup gitdi. Yedi yıl kadar Edirne’de icrâ-yı hükûmet-                         başı, sonra kassab-başı, Rus harbinde yararlığı görülüb 1226’da Amasya serdârı ve 1228’de
               i  şeriyye  edib  886  senesi  evâsıtında  ma’zûlen  İstanbul’a  geldi.  Ba’dehû  sânîyen  Sahn-ı                      Serdengeçtiler Ağası olarak Yergöğe gitdi. Ba’dehu avdet edib iki defa daha Amasya serdârı
               semâniyye müderrisi olup 889’da İstanbul kâdısı oldu.                                                                  oldu.  1235  muharreminde  ma’zûl  olup  1236  senesi  evâsıtında  vefât  etdi.  Mu’tedil,  dindar,
                       Sekiz yıl da İstanbul hükûmet-i şeriyyesinde kemâl-i [304] adl ü hakkâniyyet üzere icrâ-                       işgüzâr bir zâbit idi. Oğlu Ali Ağa’dır. Bunun oğlu ser-neyzen Seyyid Ahmed Dede Bey pek
               yı ahkâm edib 897’de azl edildi. Yine müderrisliğe avdet edib hengâm-ı pîrîde bile tedrîsden                           ma’rûftur.
               ayrılmadı. 901’de şeyhü’l-islâm ve müfti’l-enâm olup 903 senesi zilhiccesinde dâr-ı selâma
               irtihâl etdi.                                                                                                                Hanîfî Mehmed Efendi-Şeyhzâde es-Seyyid
                     Gâyet fâzıl, muhakkik, a’lem-i ulemâ, ulûm-ı akliyye ve nakliyyede mütebahhir, usûl ve                                 Amasya  meşâyîhinden  Abdullah  Efendi’nin  oğludur.  Ba’de’t-tahsîl  1201’de  Fethiye
               fürûda mâhir, gâyet halîm, sabûr, hükûmetinde âdil bir zât-ı sütûde-simât idi. “Şerh-i Tavâlî-i                        Câmii hatîbi olup 1220’de oğulları Hâfız Mehmed, Ali Efendilere kasr-ı yed ve feragât ve
               İsfahânî”ye ve Seyyid Şerîf’in “Şerh-i Muhtasar Hâşiyesi”ne birer hâşiye-i metîne telîf etdi.                          ba’dehû vefât etdi.
                     Edirne kâdısı iken vüzerâdan Kâsım Paşa’nın inşâ etdirdiği câmi vakfiyesinin bâlâsında
               “ve  ene’l-fakîr  ilâllahi’l-ganî  Hamîdüddîn  bin  Efdaluddîn  el-Hüseynî  el-Kâdı  bi-Edirne                               Hayâtî Ebû Bekir Efendi
               hamâhâllahu  ani’l-beliyyeti  ve’l-fitne”  diye  kendi  hattıyla  imzâsı  görüldüğünü  Edirneli                              Merzifonludur. Tercemesi yukarıda Ebû Bekir Efendi Hayâtî diye yazıldı.
               Mehmed  Mecdî  Efendi  “Tercüme-i  Şakâyık”da  yazıyor.  Ebû  Eyyûb  Ensârî  civârında
               medfûndur.                                                                                                                   Hayâtî İsa Çelebi-Defterdâr
                       Tokat nâibi iken verdiği mübâyaa hüccetlerinden birinin bâlâsında “Ketebehü’l-fakîr                                  Merzifonludur.  Ulemâdan  Musliheddîn  Halifenin  mahdûmudur.  Evâil-i  hâlinde
               ilâllahil-ganî  Hamîd  bin  Efdal  el-Hüseynî  [305]  el-Mevlâ  hilâfete  bi-medîneti  Tokat                           İstanbul’a  gidip  Ramazânzâde  Mehmed  Bey’e  intisâb  ve  ilm  ü  edeb  iktisâb  edib  Maliye
               hamâhâllahu teâlâ ani’ş-şurûr ve’l-beliyyyât” imzâsı görüldü.                                                          kalemine girdi. Burada tefeyyüz edib Haleb’de zeâmet [308] defterdârı oldu. Ba’dehû Karaman
                     Mahdûmları es-Seyyid Salâhaddîn Mûsa, Şemseddîn Ahmed Çelebiler ve birâderi de es-                               defterdârı olup sonra ma’zûlen İstanbul’a geldi. Bu esnâda bir nev-civânın aşkına mübtelâ olup
               Seyyid  İzzeddîn  Hasan  Çelebi’dir.  Fâtih  civârında  Efdâlzâde  Medresesi  mahdûmu  olan                            hayli  zaman  menkûbâne  yaşadı.  990  hudûdunda  vefat  etdi.  Edîb,  şâir,  latîfe-gû  idi.  Eş’ârı
               kudâtdan Şemseddîn Ahmed Efendi’nindir. Kendisinin bir mescid-i şerîfi vardır.                                         letâfetten hâlî değildir. Şu matla’ı meşhûrdur.

                     Hamîd Halîl Ağa-Hacı Bâkîoğlu                                                                                                        Yâr eğer arz-ı ‘izâr eyleye gülzâra gele
                                                                            45
                     Amasya Serdârı Osmân Ağa bin Halîl Ağa’nın oğludur.  Genç iken yeniçeri ocağında                                                     Çâk ede gonce yakasını ve gülzâra gele
               şecâatle iştihâr ederek tefeyyüz edib ocak ağaları silkine girdi. 1223 senesi cumâdelâhiresinde
               Sultân  Mahmûd-ı  Sânî’nin  cülûsunda  hizmeti  sebk  etdiğinden  kethüdâyeri  oldu.  1224’de                                Birâderi Memâtî Ali Çelebi de şâir idi. Latifî Çelebi “Tezkire-i Şu’arâ”sında diyor ki:
               muhzır ağalığıyla dâhil-i katar olup sırasıyla kat’-ı merâtib ederek 1227 senesi muharreminin                          “Mezbûrun Postî nâm bir şâir ile mizâcı atışur. Latifesi barışır isticvâb yüzünden bu latîfeyi
                                                                                        46
               dördünde kul kethüdâsı ve rebîülevvelinin ikinci günü Yeniçeri Ağası oldu.                                             tahrîr ve bu vesîkayı tastîr edib gönderir ki: ‘İt postu, domuz postu dibâgât ile pâk olur mu
                       On  ay  ağalık  edib  1228  senesi  muharreminin  yirmi  [306]  ikinci  günü  azl  edilib                      olmaz mı cevâb verib müsâb olasız’ der. Mezbûr Postî dahî mezkûr Hayâtî’ye cevabında bunu
               Kadıköyünde  kâ’in  çiftliğinde  ikâmetine  müsâade  buyuruldu.  1231  senesi  rebîülevvelinde                         yazar ki: ‘Hayâtî de murdâr memâtî de’ der.”
               görülen lüzûm üzerine Tekfur Dağı’na gönderildi. Zilka’desinde ma’fûven çiftliğine geldi.
                     1236’da kapıcıbaşı olup bir müddet sonra Bursa mütesellimi ba’dehû Bahr-i Sefîd Boğazı                                 Hayâtî Mahmûd Efendi-Ağa Hanzâde es-Seyyid  [309]
               muhâfızı oldu. İlân edilen Rus harbinde boğazın müdâfaası pek mühim olduğu hâlde ba’zı                                       Amasyalıdır. Esbak topcu-başı Amasyalı es-Seyyid Mustafa Ağa’nın birâderi es-Seyyid
               taksîrâtı görüldüğünden 1245’de maktûlen vefât etdi.                                                                   Ahmed bin es-Seyyid Mustafa Ağa’nın mahdûmudur. Amcası olup “Ağacan” demekle meşhûr
                                                                                                                                      olan mûma-ileyhin yeğeni ve rabîbidir. Bunun için Ağacanzâde demekle iştihâr etdi.
                     Hanîf İbrâhim Efendi-Vahâbzâde es-Seyyid                                                                               İstanbul’da tahsîl-i irfân ve kitâbet ederek topcu ocağında yazıcı ba’dehû topcular kâtibi
                     Amasyalıdır.  Hâcegân-ı  Dîvân-ı  Hümâyûn’dan  es-Seyyid  Abdullah  Raşid  Efendi’nin                            oldu.  Babalığının  vefâtından  sonra  ba’zı  vüzerâya  divân  kâtibi  olup  1218’de  Amasya’da
               mahdûmudur. Tahsîl-i irfân ve kitâbet ederek dârü’s-saâde ağası kâtibi kalemine girdi. Orada                           görüldü. Ba’dehû vefât etdi. Oğulları es-Seyyid Ali, Ahmed Efendilere Hayâtîzâde dendi.
               bi’t-tefeyyüz ser-halîfe iken 1218’de dârü’s-saâde ağası kâtibi oldu.
                       1222 senesi  rebîülevvelinde dârü’s-saâde ağası  Bilâl  Ağa’nın vefâtında  ma’zûl  olup                              Haydar Çelebi-Mevlânâ Bedreddîn el-Mervezî
               1223’de dârü’s-saâde ağası olan Kâsım Ağa’nın himmetiyle Divân-ı [307] Hümâyûn hâcegânı                                      Ahmed  Mervezî  mahdûmudur.  Horasan’ın  merkezi  olan  Merv  şehrinden  olup  orada
               zümresine iltihâk ederek ba’zı menâsıbla kayrıldı. 1227 hudûdunda vefât etdi.                                          tahsîl-i ulûm etdikden sonra Cengiz istilâsında firâr ederek Amasya’ya geldi. Burada tedrîs-i
                                                                                                                                      ulûm  edib  meşâhîr-i  ulemâdan  oldu.  645  sâlînden  sonra  vefât  etdi.  Mahdûmu  Mevlânâ
                                                                                                                                      Safiyeddîn Mustafa Çelebi’dir.[310]

               45  1231 târihli Yeniçeri “Mevâcib Defteri”nde yazılan ve diğer yeniçeri defâtirinde yazılan künyesi böyledir:               Haydar Çelebi-Pervâne Beyzâde
                 “Hamîd Halil Osmân Amâsiyye” künyesi bâlâsında “Hacı Bakîzâde”  yazılıdır.                                                 Amasya eşrâfından Hoca Gıyâseddîn Mehmed Çelebi bin Emîr Nasıreddîn Ahmed Bey
               46  Bu tarihler Yeniçeri defterlerinden alındı.                                                                        bin Emîr İzzeddîn Mehmed Pervâne Bey bin emîr-i kebîr Muineddîn Süleyman Pervâne Bey


                                                           86                                                                                                                     87
                                                           96
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102