Page 92 - 6-8
P. 92

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                       Bununla beraber Şeyh Efendi gecelerde bazen âşıkâne gazeller [288] naatlar okuyarak
               oturduğu odanın  etrâfında sabahlara kadar dolaşır ve ağlar, görenlerin  yüreklerini dağlardı.
               Bazen de hayretler içinde gaşy olup dalar, her tarafa hüzn ve kederler salardı.
                     Çeri-başı câmi-i şerîfinde zikr ü tesbîhe şöyle başlardı: İbtidâ bütün mürîdân bir halka
               teşkîl edib ayakda durur. Yalnız mihrâbın önünde iki adam sığacak kadar yer bırakılırdı. Buraya
               Şeyh Efendi gelir başından fes ve sarığını çıkarır, bir külâh-ı Nakşibendî giyerdi. Bundan sonra
               sağdan başlayıb her mürîdin sağ ayağının ucuna basar kulağına birşeyler okur ve üflerdi. Mürîd
               üflediği anda âdeta bir tulum gibi kabarıb şişer, vecde gelir haykırırdı. Bu ameliye solda biter,
               bundan sonra kendisi elinde uzunca bir tesbîh ile halkayı devr ederek beyitler okur, bazen de
               yanık yanık ağlar, Allâh diyerek gözyaşları dökerdi.
                     Mürîdânın  her  biri  kuşların  ve  hayvânâtın  terennümâtını  âdeta  taklîd  eden  seslerle
               haykırırlardı. İçlerinde [289] bayılıb düşenleri olurdu. Bu tertîb üzere cereyân eden ezkâr ve
               tesbîhât  iki  saât  kadar  devâm  eder,  zikrin  hitâmında  Şeyh  Efendi  giderken  düşenlerin
               göğüslerine basar, bayılanlar ayılıb kalkardı.
                     Mürîdânın Şeyh Efendi’ye inkiyâd ve itâatları pek yüksekdi. Basdığı ve oturduğu yerleri,
               ayakların  uçlarını  mesh  ve  pabuçlarını  öpmekle  mütelezziz  olurlardı.  Efendi  Hazretleri’ni
               karşıdan gören bir mürîd derhâl yere kapanır, el ve ayaklarıyla yürüyerek ileri gider Efendi’nin
               pabuçlarını öperdi. Bu hâli çamurlu günlerde bile gördük.
                     Şâyân-ı dikkatdir ki kendi Şeyhzâdesi es-Seyyid Ahmed Hulûsî Efendi şeyhinin dâmâdı
               ve kendi şerik-i dersi Hacı İsa Efendi, diğer şerik-i dersi olan Şirvânî Hacı Mustafa Efendi ile
               araları açıkdı. Bunlar kimseye lanet etmezler ashâb-ı Rasûlullah’a hürmet ederlerdi.
                       Bunların  Şeyh  Efendi  hakkındaki  isnâdât-ı  ma’hûdeye  gelince  köylerdeki  Şiîlere
               gönderildiği söylenen tezkîreler herhalde efsâneden ibâretdir. Esliha-i memnû’a idhâline [290]
               hâcet  yokdu.  Çünkü  Devr-i  Hamîdî’de  Çerkeslerle  Şirvânîler  zâten  müstesnâ  bir  sûretde
               müsellâh gezerlerdi.
                     Ancak Şeyh Efendi’nin hâl ü kâli bütün mürîdân ve Şîânın müttehidâne hareket ve kıyâm
               etmelerini tervîce hâdim idi. Mürîdânın “ba’zı taşkınları silahlar işler, kamalar parlarsa Şeyh
               Efendimizin kerâmetlerini tasdîk edersiniz.” diye alenen sözleri herhâlde boş değildi.
                     Hattâ  Merzifon’dan  kaldırılıb  Samsun’a  giderken  araba  içinde  yazdığı  ve  dîvânının
               başında basdırdığı şu beyitleri Şeyh Efendi’nin zamirinde cevelân eden ümid ve hareketlere
               âdetâ bir tercümân olmaktadır.

                                  Çıkmadı sâhib-i da‘vâ ne ‘aceb
                                  Açmadı bayrak-ı bâlâ ne ‘aceb

                                  Çıkdı çün fırka-i Deccâl velî
                                  Çıkmadı Mehdî Mesîhâ ne ‘aceb

                                  Atdı âteşlere Nemrûd bizi
                                  Gelmedi bir Halîl-âsâ ne ‘aceb

                                  İrdi Fir‘avn bizim dâdımıza
                                  İrmedi bir Yed-i beyzâ ne ‘aceb

                                  Dîvler aldı bütün etrâfımızı
                                  Kılmadı bir isr-i esmâ ne ‘aceb

                                  Olmadı millet-i İslâma kömek
                                  İrmedi bir meded âyâ ne ‘aceb




                                                           81
                                                           91
   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97