Page 23 - 6-8
P. 23

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               meşhûr idi. Oğlu Hasan Bey ve bunun oğulları da Osmân, Halîl Beylerdir. Diğer mahdûmu                                        1037’de Hüsrev Paşa’nın sadâretinde mîr-livâ olup İran harbine beraber gitdi. Erzurum
               Osmân Bey’dir.                                                                                                         ve Irak vekâyiinde bulundu ve 1041’de ma’zûlen Amasya’ya gelip sonra sânîyen Yörgüç Paşa
                                                                                                                                      vakfına mütevellî olduğu halde 1048 senesi zilka’desinde vefât etdi. Yıllarca harb ü vegâda
                     Hüseyin Ağa-Arab                                                                                                 imrâr-ı hayat etmiş, şeci’, kerîm, hânedân bir gâzi idi.
                     Musulludur.  Amasya  sipâhilerinden  olup  eşkıya  vak’alarında  hayli  yararlığı
               görüldüğünden  1030  senesi  muharreminde  Amasya  kethüdâ-yeri  ve  şa’banında  Lehistân                                    Hüseyin Efendi-Defterdâr
               harbine giden Amasya Beyi Gürcü İbrâhim Bey tarafından Amasya mütesellimi oldu.                                              Amasyalıdır.  Bâyezîd  Efendi’nin  mahdûmudur.   İstanbul’a  gidip  mektubî-i  mâlîye
                                                                                                                                                                                            6
                     Ancak  sene-i  mezbûre  şevvâlinde  Amasya  sancâğı  İbrâhim  Bey’in  uhdesinden  sarf                           kalemine girdi.  Orada hutût-ı  mütenevvi’ayı  ve  hâssaten hatt-ı  sîyakâti  ve umûr-ı  malîyeyi
               edildiği cihetle mütesellimliği hitâma erib kethüdâlıkda kaldı. Ba’dehû harbe gidip avdetde                            güzel öğrendi. Ba’dehû Arpa emîni olup [45] Hâce-i sultânî Amasyalı Ömer Efendi’ye intisâb
               ba’zı kazâların ve voyvadalığında istihdâm edilerek 1041’de vefât etdi.                                                ederek 1028’de muhâsebeci ve 1029’da malîye tezkîrecisi 1031’de Anadolu defterdârı oldu.
                                                                                                                                            Sene-i mezbûre recebinde ikinci Sultân Osmân’ın şehâdeti ve Hoca Ömer Efendi’nin
                     Hüseyin Ağa-Üçüncü                                                                                               zevâl-i ikbâli üzerine azl ve Amasya’ya i’zâm edildi. Üç yıl kadar Amasya’da menfîyen ikâmet
                     Amasya yeniçerilerinden  Mehmed  oğludur.  Bu  da  yeniçeri  olup  1032’de  Abaza                                edib 1035 senesinde ma’fûven İstanbul’a avdetle yeniçeri kâtibi, 1038’de arpa emîni oldu.
               muhârebesinde  şecâatle  iştihâr  eylediğinden  bu  tarihden  itibaren  Altıncı  Hüseyin  Ağa  ile                           1040  senesi  evâilinde  orta  defterdâr  olup  vezîr-i  kubbe-nişîn  Lâdikli  Kurt  Ağazâde
               münâvebeten  yıllarca  Amasya  serdârı  olduğu  halde  1043’te  [42]  vefât  etdi.  Oğlu  Mehmed                       Bayram  Paşa’ya  intisâbı  olduğundan  1041  senesi  recebinde  Sadr-ı  a’zam  Hâfız  Ahmed
               Ağa’dır.                                                                                                               Paşa’nın şehâdeti vak’asında ihtifâ eden  Defterdâr Mustafa Paşa yerine  baş-defterdâr oldu.
                                                                                                                                      1042 senesi rebiülâhirinde Bayram Paşa Rûmeli vâlîsi olup gitdiğini müteâkib mukâtaât ve
                     Hüseyin Bey-Tayyar Paşa Birâderi                                                                                 avârız ve cizyeyi peşin ile sattığından dolayı azl edilib Yedikuleye habs edildi. Bir müddet sonra
                     Lâdiklidir. Vüzerâdan esbak Bağdad vâlîsi Mustafa Paşa bin Hüseyin Bey’in mahdûmu                                yeniçeri ağası [46] Amasyalı Köse Mehmed Ağa’nın arz ve ricâsıyla tahlîs ve tekâüd edilip
                                                                                                                                                         7
               ve sadr-ı esbak Tayyar Mehmed Paşa’nın birâderidir. Pederinin hayatında Lâdik voyvadası olup                           1049’da  vefât  etdi.   Kibâr-ı  hacegân-ı  Divân-ı  Hümâyûn’dan  olup  umûr-ı  defteriye  vâkıf,
               kardaşının Sivas valiliğinde kâ’im-makâm ve bir müddet mütesellimi oldu.                                               Müstakîm, fenn-i istîfâda mâhir idi. Diyârbekir Defterdârı Amasyalı Ahmed Efendi’nin dâmâdı
                     1041’de  Anadolu  vâlîsi  olan  birâderinin  arz  ve  inhâsıyla  Canik  sancâğı  beyi  oldu.                     ve mahdûmu Ahmed Efendi’dir. Bunun mahdûmu Defterdâr-ı meşhûr vezîr Halîl Paşa’dır.
               Ba’dehû Revân harbine me’mûren gidip Revân Kal’asına hücûm esnâsında 1045’de şehîden
               vefât etdi. Mahdûmları Osmân, Halîl Beylerdir.                                                                               Hüseyin Ağa-Saray Ağası
                                                                                                                                             Enderûnludur. Devşirmelerden olup Saray-ı hümâyûnda terbiye gördü. Orada tedrîcen
                     Hüseyin Ağa-Çakaloğlu                                                                                            terakkî ederek kiler kethüdâsı oldu. Ancak rikâb ağalarına karşı ba’zı umûr ve muâmelâtda
                     Amasyalıdır. Mehmed Çelebi mahdûmudur. Gençliğinde yeniçeri olup Sinan Paşa’nın                                  dürüştâne hareket eylediğinden 1036’da azl edilen Süleyman Ağa’nın yerine Amasya saray
               yanında bir müddet hidemât-ı askeriyyede bulundu. Bunun vefâtında Amasya’ya gelip eşkıya                               ağası olarak gönderildi. 1050’de vefât etdi.
               muhârebâtında hayli nâm-dâr olarak Amasya serdârı oldu.
                     Eşkıyâ aleyhine serdâr olan Sadr-ı a’zam Kuyucu Murâd Paşa eşkıyâyı istîsâl husûsunda                                  Hüseyin Ağa-Topçuoğlu
               gösterdiği  yararlıkları  takdîr  ederek  1017’de  [43]  ma’iyyetine  alıb  İstanbul’a  getirdi.  Ocak                       Amasyalıdır. Sipâhi a’yânından Topçu Mehmed Ağa’nın oğludur. Bu da sipâhi olup hayli
               çorbacılarından oldu.                                                                                                  muhârebât ve vekayîde isbât-ı vücûd ederek temâyüz etdi.
                     1033’de Amasyalı Gonçezâde Hızır Paşa’nın dâmâdı olan sadr-ı esbak Bosnalı Hüsrev                                      Bir müddet  [47]  Tayyar Mehmed Paşa ağalarından olup  müşârün-ileyhin  şehâdetinde
               Paşa’nın ağalığında sırasıyla zağarcı-başı, 1034’de kul kethüdâsı oldu ise de Paşa’nın hiddetini                       nâil-i mükâfat olarak sipâhi kethüdâsı oldu. 1051’de azl ve tekâüd edilib 1053’de vefât etdi.
               celb edecek harekâtda bulunduğundan 1035 senesi recebinde azl edildi.                                                  Birâderi Hasan Ağa da ma’rûf idi.
                     Sene-i  mezbûre şevvâlinde Paşa’nın hiddeti  zâil  olup  azli icâb eden  sekbân-başı  Sarı
               Mehmed Ağa’nın yerine arz ve inhâsıyla sekbân-başı oldu. Paşa’nın sadâretden azlini müteâkib                                 Hüseyin Bey-Bâki Paşazâde
               tekâüd  edildi.  1044’de  İstanbul  müfettişi  olup  1045  senesi  evâhirinde  vefât  etdi.  Yeniçeri                         Amasyalıdır. Beylerbeyilerden sâbıkü’t-terceme Bâki Paşa’nın mahdûmudur. Züamâdan
               ümerâsından şeci’ bir zât idi. Mahdûmu vüzerâdan Küçük Hasan Paşa’dır.                                                 ba’dehû  dergâh-ı  âlî  mûteferrikalarından  devr-i  hidemât  etdi.  Bayram  Paşa’nın  zaman-ı
                                                                                                                                      sadâretinde mîr-livâ olup 1056’da vefât etdi. Kibâr-ı Ümerâ ve a’yân-ı Amasya’dan idi.
                     Hüseyin Bey-Yörgüç Paşazâde
                     Amasya eşrâfından Veli Bey’in mahdûmudur. Altmış dördüncü bölükde mukayyed sipâhi                                      Hüseyin Efendi-Sengelzâde
               olup hayli muhârebâta [44] iştirâk ederek ma’rûfiyet kazandı. Bir müddet Gümüş Madeni emîni                                  Amasyalıdır.  Esbak  Diyârbekir  Defterdârı  Sengel  Ahmed  Efendi’nin  mahdûmudur.
               oldu. 1031 senesi evâilinde Lâdikli  Kurd Ağazâde Bayram Paşa’nın birâderi Mahmûd Bey                                  Tahsîl-i hutût ve ma’arif ederek Divân-ı Hümâyûn küttâbından oldu. Sonra tefeyyüz ederek
               Yörgüç Paşa vakfına mütevellî olmuşdu.                                                                                 Divân-ı  Hümâyûn  hâcegânı  sırasına  girdi.  Mükerreren  arpa  emîni,  mukâbele-i  süvârî  olup
                     Hilâf-ı  şart-ı  vâkıf  olan  Mahmûd  Bey’in  tevliyetine  itirâz  ederek  sene-i  mezbûre
               şevvâlinde  mîr-i  mûmâileyhin  ref’inden  ceddi  vakfına  mütevellî  olarak  Amasya’ya  geldi.
               1032’de Abaza Mehmed Paşa’nın aleyhine hareket eden erbâb-ı hamiyyete iltihâk eylediğinden                             6 “Hüseyin  bin  Bâyezid  el-Amâsî  el-Muhasib”  ve  “Hüseyin  bin  Bâyezid  ed-Defterî”  diye  mükerreren  imzası
               ba’zı mesâib görüb tevliyetden azl edildi.                                                                               görüldü.
                                                                                                                                      7  Târih-i irtihâli “Defter-i Müsekkafât”dan anlaşıldı. “Sicill-i Osmânî”de bununla Za‘ferânbolulu Büyük Hüseyin
                                                                                                                                        Efendi’nin tercemesi birleştirilmişdir.

                                                           12                                                                                                                     13
                                                           22
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28