Page 19 - 6-8
P. 19
Amasya Tarihi Cilt: 9
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
padişahiyeye me’mûr oldu. 947’de Sivas beylerbeyi olup 949’da Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Hüseyin Efendi-Müftü
Mustafa hizmetine me’mûr olduğu halde 951’de vefât etdi. Köprülüdür. Sadullah Çelebi mahdûmu olup Amasya’da Fâzıl-ı Cuma ve Müfessir
Ahmed Efendilerden ikmâl-i tahsîl ederek Köprü’ye avdetle ders-i âm ve müderris-i be-nâm
Hüseyin Ağa-Beşinci oldu. 978’de Köprü’de yazdığı Beydâvî Tefsîri’nin Şeyhzâde haşiyesini ikmâl edib sonuna
Amasya’da kuloğullarından olup yeniçeri, ba’dehû korucu, 960’da Sekbân ağası, 965’de “Ketebehû el-Fakîr Hüseyin bin Sadullah el-Köprüvî” imzâsını koydu.[30]
zabit-i yeniçeriyân görüldü. Ba’dehû vefât etdi. Diğer Dursun Beyzâde Hüseyin Bey de Ba’dehû Yörgüç Paşa Câmii vâizi ve tûl-i müddet Köprü müftüsü olup 996’da dâr-ı naîme
züamâdan olup 970’de Amasya Alay Beyi görülüb sonra vefât etdi. irtihâl etdi. Fâzıl, ulûm-ı şerr’iyye ve akliyyede kâmil, müteşerri’, zâhid bir zât idi. Mahdûmu
Sadullah Efendi de kibâr-ı ulemâdandır.
Hüseyin Çelebi-Hoca Süleymanzâde el-Hâc
Amasya eşrâfından ve hâcegân-ı kibârından el-Hâc Ahmed Çelebi bin el-Hâc Pir Hüseyin Efendi-Dede
Mehmed Çelebi bin Hoca el-Hâc Süleyman Çelebi mahdûmudur. Pederinin irtihâlinde ceddînin Amasyalıdır. Mustafa’nın mahdûmudur. Amasya fuzalâsından Molla Şücaeddîn İlyas
vakfına mütevellî olup 978 [27] sâline doğru vefât etdi. Meşâhîr-i hâcegândan ve kibâr-ı Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve Kuba’da medrese-i Hûsâmiye müderrisi oldu.
a’yândan hayırhâh bir zât idi. Mahdûmu el-Hâc Mehmed Çelebi’dir. Ba’dehû Halvetiyeden münîb olup Âhi Darbhâneci Tekkesi şeyhi ve Çeribaşı Câmii vâizi oldu.
999’da vefât etdiği seng-i mezârında mahkûktur. Meşâhîr-i ulemâ ve meşâyîhden sâlih, müttakî
Hüseyin Efendi-Tekelüzî bir zât idi. Çeribaşı Câmii civârında validem Zahide Hâtun’un medfûne olduğu bağçe kenarında
Taşâbâd Kazâsı dâhilinde Tekelüz köyünden İbrâhim’in mahdûmudur. Meşâhîr-i medfûndur.
fuzalâdan Koca Hüsameddîn Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib Amasya’da ders-i âm oldu. Ba’dehû
Atabeg Gâzi müderrisi olup yıllarca tedrîs-i ulûma mûvâzabet ederek fevkalâde iştihâr etdi. 981 Hüseyin Efendi-Dede Çelebizâde
hudûdunda irtihâl eyledi. Kibâr-ı ulemâdan vâiz, müteşerri’, fakîh idi. Amasyalıdır. Ramazân Çelebi bin Dede Ali Çelebi mahdûmu olup hattât-ı meşhûr
Hayreddînzâde Mehmed Çelebi’ye [31] hizmet ederek ondan ve ba’dehû Şehreküsdü
Hüseyin Bey-Mehmed Paşazâde Mahallesinde Pir Sinan Tekkesi şeyhi Derviş Ali Efendi’den hutût-ı mütenevvi’ayı ve maârifi
Amasyalıdır. A’yân-ı memleketden Mütevellî Ali Bey bin Mahmûd Bey bin Mehmed ahz ü teallüm etdi.
Paşa bin Hızır Paşa’nın mahdûmudur. Pederinin vefâtında ceddînin evkâfına mütevellî olduğu Amasya’da elli kadar tâliblere ta’lîm-i hat ederek Sultân Bâyezîd mektebi hat muallimi
halde 989 hudûdunda vefât etdi. Kibâr-ı a’yândan kerîm, hânedân bir zât idi. Bir kerîmesi Ayşe olduğu halde 1003 sâlinden sonra vefât etdi. Hutût-ı mütenevviada ve hâssaten celî ve nesih
Hânım olup dâmâdı Seydi Beyzâde Ahmed Bey’den evlâdı vardır. Mahdûmu Mahmûd Bey’dir. hatlarında gâyet mâhir, hattât-ı meşhûr, asrında üstâd-ı yegâne idi. 991’de yazdığı bir En’âm-ı
Bunun kerîmesi Aynî Hânım’dan evlâdı Hayreddînzâde İbrâhim Efendi’nin evlâdıdır. [28] şerîf hânemizin medâr-ı ziyneti iken maalesef yandı. Mahdûmu İbrâhim Rüşdi Efendi’dir.
Hüseyin Efendi-Muhaşşî Sinan Efendizâde Hüseyin Paşa-Müfettiş
Amasyalıdır. Anadolu Kazaskeri ve Muhaşşî-i Tefsîr-i Beydâvî Amasyalı Sinaneddîn Amasyalıdır. Amasya hânedân-ı kadîminden ve Devâtdâr Ahmed Paşa ahfâdından Burak
Yûsuf Efendi bin eş-Şeyh Hüsameddîn Hüseyin Efendi bin İlyas bin Hasan mahdûmudur. Bey bin el-Hâc Ahmed Bey’in mahdûmu ve sâbıku’t-terceme Sivas beylerbeyi Hüseyin
4
Amasya’da doğdu. Pederinin İstanbul’a azimetinden sonra bir müddet ceddînin yanında kaldı. Paşa’nın hafîdidir. 983’de pederinin şehâdetinde dokuz bin üç yüz otuz üç akçe Saluzcu tımarı
Ba’dehû İstanbul’a gidip pederinden ve ba’zı fuzalâdan ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm uhdesine sene-i mezbûre zilka’desi evâsıtında tevcîh edildi.
ve pederinden mülâzım ve 955’de Kalenderhâne müderrisi ve pederinin sadâretinde tezkîreci 986’da Amasya Alaybeyi ve 987’de İran [32] ve Kafkas muhârebâtına me’mûr oldu. Bu
oldu. muhârebelerde yıllarca ibrâz-ı sadakât ederek 999 senesi muharreminde Çorum ve ba’dehû
958’de pederinin sadâretden azlinde mün’azil ve 961’de Amasya kâdısı oldu. 964’de Akşehir sancâklarına mîr-livâ oldu.
Edirne’de Üç Şerefeli müderrisi olup beş yıl kadar orada tedrîs-i ulûm etdi. 969 senesi 1003’de Estergon muhârebesinde yararlıkları görüldüğünden Cidde sancâğı mutasarrıfı
rebîülâhirinde Sahn müderrisi olarak İstanbul’a gelip 973 senesi cumâdelâhiresinde Diyârbekir ve Habeş beylerbeyi oldu. 1005 senesi rebîülevvelinde ma’zûlen Amasya’ya gelip Karahisâr-ı
kâdısı oldu. 983 senesi saferinde ma’zûlen İstanbul’a gelip seksen akçe ile tekâüd edildi. Şarkî mutasarrıfı ve 1007 senesi muharreminde Karaman beylerbeyi ve Anadolu Müfettişi oldu.
Tedrîcen vazîfe-i tekâüdü yüz yirmi akçe olup 992 [29] senesi saferinde vefât etdi. Âlîm, Çünkü “Karayazıcı” demekle meşhûr Urfalı Abdulhalîm ile etbâının hurûc ve kıyâm
afîf, sâlih, hattât olup hatt-ı ta’likde mâhir idi. Sarı Gürz Mescidi sahasında pederinin yanında edeceği şayî’ olmuşdu. Hüseyin Paşa’nın te’dîb-i eşkiyâda şiddet göstermesi Karayazıcının
medfûndur. Mahdûmları Şeyhî Mehmed, Ahmed Efendilerle Kazasker Mustafa Efendi ve kıyâm ve îsyânına mani’ olduğundan derhâl müfettiş aleyhinde tertîb etdiği müzevver
beylerbeyi Mahmûd Paşa’dır. Nev’îzâde Atayî Efendi “Zeyl-i Şakayık”da sâhib-i tercemenin şikâyetleri Divân-ı Hümâyûn’da müessir olup 1007 senesi şevvâlinde azl ve Amasya Kalesi
bu tercemesi zeylinde diyor ki: “Merhûm-ı mezbûr salah ve iffetle meşhûr hüsn-i hattı olmağın zindânında habs edildi.
kütüb-i celîle tahrîr idib her birin eser-i dil-pezîr etmişdir.” Molla-yı mû’mâ-ileyh beyne’l- Müteakiben Karayazıcı bütün etbâıyla beraber kıyâm ve isyân etdi. Tahkîkâta lüzum
ulemâ “Kara Hüseyin Efendi” demekle ma’rûf olup yetmiş beş yaşına varmışdı. görmeksizin Bâb-ı Âlî’nin sâhib-i tercemeyi azl ve habs etmesi, müşârün-ileyhin kethüdâsı [33]
Zülfikâr Ağa’yı î’zâb eylediğinden Hüseyin Paşa’yı zindandan çıkarıb ilân-ı isyân etdi.
Bunu haber alan Bâb-ı Âlî fevkalâde telaş edib müşârün-ileyhin ahz ü girifti şartıyla
Karayazıcı Abdülhalîm Bey’e Amasya sancâğı beyliğini verdi. Bu esnâda Hüseyin Paşa da
4 Pederi Muhaşşî Sinan Efendi’nin yazdığı telvih kitabı zahrına “Ketebehu el-fakîr Hüseyin bin Yusuf el-Amasî kethüdâsıyla beraber Abdülhalîm Bey’in ordusuna iltihâk etdi.
el-Müderris bi-ihda’l-medârisi’s-semân” diye güzel bir talik ile yazdığı imzâsı görüldü. 917’de Amasya’da
tevellüd etdiği anlaşıldı.
8
18 9

