Page 16 - 6-8
P. 16
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Bu zâtın Amasya’da medresesi ve bedestânı meşhûr olduğu münâsebetle tercemesi
yazıldı. Bu medrese, halk arasında Büyük Ağa Medresesi ve ulemâ beyninde “Medrese-i
Hüseyniye” demekle meşhûr [16] olup, kibâr-ı ulemâya tevcîh edilir ve yevmî altmış akçe
vazife verilirdi. 1293 tarihine kadar gâyet ma’mûr ve talebe-i ulûm ile meskûn olup son
müderrisi Şeyhzâde el-Hâc Hâfız Ali Efendi bin es-Seyyid eş-Şeyh Ahmed Rüşdi Efendi bin
es-Seyyid el-Hâc Abdullah Vecîhi Efendi idi.
Hüseyin Efendi-Mevlâna Merzifonî
Merzîfonlu Ahmed mahdûmudur. Amasya’da mukaddimât-ı ulûmu ahz ve tahsîl etdikden
sonra “ümm-i veled” demekle meşhûr Mevlâna Hüsameddîn Hüseyin Çelebi ile İstanbul’a
gidip orada müşârün-ileyhden ikmâl-i tahsîle çalışdı.
Fâzıl-ı müşârün-ileyhin Ayasofya müderrisliğinde muîd ve mülâzımı olup sonra ders-i
âm oldu. 885’de yazdığı Tefsîr-i Keşşâf’ın sonunda “Ketebehu’l-Fakîr Hüseyin bin Ahmed el-
Merzîfonî” diye imzâsı Veliyyüddîn Efendi kütübhânesinde görüldü.
Ba’dehû Edirne ve İstanbul’da müteaddid medreselere müderris, Rûmeli bilâdında nice
eyâlâta kâdı olup Sofya kazâsından ma’zûlen 915 senesinden sonra vefât etdi. Kibâr-ı kudât ve
ulemâdan bir zât idi. Bu esnâda Amasya a’yânından [17] Sofuzâde Hüseyin Çelebi bin Ahmed
Çelebi bin Mahmûd Çelebi bin muallim-i Sultânî Sofi Bâyezîd Çelebi de vefât etdi. Mahdûmu
Abdî Ağa çavuşân-ı dergâh-ı âlîden idi.
Hüseyin Efendi-Hocazâde el-Hâc
Amasyalıdır. Meşâhîr-i tüccârdan ve a’yân-ı memleketden Hoca el-Hâc Mustafa Çelebi
mahdûmudur. Amasya’da Müderris Abdî Çelebi gibi fuzâlâdan tahsîl-i ulûm edib 896’da ders-
i âm, 907’de Halfet Gâzi, 918’de Ayas Ağa Medreselerine müderris görüldü. Ba’dehû vefât
etdi. Meşâhîr-i ulemâdan idi.
Hüseyin Bey-Yörgüç Paşazâde
Amasyalıdır. Hasan Bey bin Ali Bey’in mahdûmudur. Şehzâdeliğinde Sultân Selîm Hâna
intisâb edib 896’da beraber Trabzon’a gitdi. Orada ma’iyyet ümerâsından olup cülûsunda
Hüdavendigâr ve 921’de Aydın sancâklarına mîr-livâ oldu.
923’de Mısır Seferine me’mûren gidip Mısır’ın akib-i fethinde Cidde Sancağı Beyi olarak
Mekke-i Mükerreme canîb-i âlisine [18] me’mûr oldu. Şürefâ ve a’yân-ı Mekkeyi in’âmât-ı
padişahî ile celb ve isti’mâlet ederek Cidde’yi hüsn-i idâre etdi.
926’da Yemen kıtasın feth ve istihlâsa me’mûr olup azimet edeceği esnâda Sultân Selîm
Hân’ın irtihâl eylediğinden te’hîr-i hareket etdi. 927’de Kanunî Sultân Süleyman’ın fermânıyla
Yemen kıt’asına gidip Hadide’ye çıkdı. Müstevlî-i Yemen olan Kemal Bey’i San’a’da tazyîk
ederek 928’de Yemen vâlîsi oldu.
Kendisinin adl ü sehâsı, fazl ü takvası bütün meşâyîh-i arâbân-ı teshîr edib Yemen
eyâletini dört yıl kadar bilâ-vukû’ât hüsn-i idâre ederek 932 senesi evâhirinde vefât etdi. Âlim,
fâzıl, müttakî, kerîm, kâmil, müdebbir bir zât idi.
Yeğeni Mustafa Bey, müsteşâr-ı umûru Hüseyin Çelebi, kâdısı Mevlânâ Mahmûd Çelebi
de ahlâk-ı hâmide ile muttasıf olduklarından Yemen eyâleti bunların hüsn-i idâresi sâyesinde
memâlik-i Osmaniyeden olmuşdu. Yemen müverrihi Ziyaeddîn Ahmed bin Mûsa el-Vasıtî
“Târih-i Manzûm”unda bunları bir lisan-ı şükrân ile [19] kayd etmekdedir.
Hüseyin Paşa –Devatdâr Paşazâde
Amasyalıdır. Ümerâdan Hasan Bey bin el-Hâc Hüseyin Bey bin Burak Bey’in
mahdûmudur. Sultân Selîm Hân-ı Evvel esdikâsından olup zu’amâdan oldu.
918’de Sultân-ı müşârün-ileyhin cülûsundan sonra Amasya Alay Beyi oldu. 920’de
Çaldıran Muhârebesi’nde ibrâz-ı şecâat eylediğinden mîr-livâ olup Celalî eşkiyâsının
5
15

