Page 21 - 6-8
P. 21

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Çünkü  Abdülhalîm  Bey,  Hüseyin  Paşa’yı  şecâatine  binâen  orduyu  şekâvetine  davet                                Bu tarihden itibaren ibtidâ efendisi Sinan Bey’in ve ba’dehû Efendizâdesi Mustafa Bey’in
               etmekde  idi.  Ancak  Abdülhalîm  Bey  kendi  ordusunu  müşârün-ileyhe  tarafdâr  ve  riyâset-i                        ma’iyyetinde  muhârebâta  iştirâk  ederek  iştihâr  etdi.  Mûsafa  Bey’e  dâmâd  olup  Köprü’de
               cumhûra onu intihâb etmeye mâil gördüğünden kendi riyâseti uğrunda müşârün-ileyhi fedâ                                 teayyün  eyledi.  Bir  müddet  Amasyalı  müfettiş  Hüseyin  Paşa’nın  ağalarından  olup  esnâ-yı
               ederek mukayyeden İstanbul’a gönderdi.                                                                                 teftîşinde nâmdâr oldu.
                     Burada Naîmâ Efendi Târih’inde (c.1 s.232’de)  diyor ki: “Ol asırda üçüncü vezîr olan                                  Hüseyin Paşa’nın felâketi bunu da çileden çıkarıb Karayazıcı Abdülhalîm Bey’e iltihâk
               Sinan  Paşazâde  Mehmed  Paşa  öte  yakada  bulunan  askere  serdâr  ta’yin  olunub  bin  sekiz                        ederek ordusunda şecâati sayesinde bölük-başısı oldu. Köprü eşrâfından Müezzinoğulları da
               muharreminde  Üsküdar’a  geçmişdi.  Konya’ya  karîb  vardıkda  Hüseyin  Paşa  bir  iki  menzil                         bunun izini ta’kîb ederek Abdülhalîm’in ordusu kuvvet buldu.
               önünce gidip Ruha Kal’asını istila eden Karayazıcı’ya mülhâk olmakla kırân-ı[34] nahseyn vâkî                                1011  senesinde  ihtilâl  ordusu  gâlibâne  Amasya’ya  dâhil  olup  evkâf  tevliyetleri  ordu
               oldu.                                                                                                                  erkânı arasında taksim edildiği esnâda buna da Hüseyin Ağa vakfı tevliyeti isâbet etmişdi. Atik
                     Der-akab Mehmed Paşa dahî varub hisâr-ı mezbûrı muhasara ve tazyîk ve iz’âc ve ihrâc-                            vezîr-i muhâsebe defterinde “en silahdâr Hüseyin Abdullah mütevellî-i evkâf Hüseyin Ağadır
               ı tahkîk eyledikde Hüseyin Paşa’yı teslim şartıyla kendüye sancâk tevcîh olunub sulh ve salahla                        Amasya 7 Receb 1011” görüldü. [38]
               Karayazıcı  Hüseyin  Paşa’yı feda  edib  kaleden aşağı  attırdı.  Ve kendü  ahid-nâme-i  sulh  ile                           1012’de  Sivas  vâlîsi  Nasuh  Paşa  erbâb-ı  şakâvete  uyan  Zülfikâr,  Karakaş  Ahmed,
               damgâh-ı  Ruhâ’dan  rehâ  bulub  Yazıcı  kendisine  kem  yazmaz  mefhumuyla  âmil  oldu.  Ve                           Yaramaz Ahmed, Köprü a’yânından Müezzinzâde Ahmed ağaları yüksek manâsıb i’tâsıyla elde
               kendüye verilen Amasya sancâğına gitdi.                                                                                etdiği esnâda bunu da inkıyâd etdirdi.
                     Mervidir ki Karayazıcı muhasarada tüfenk endâzlarına kurşun bulamayıb guruşları eridip                                 1014’de Müezzinzâde Ahmed Bey Amasya sancâğı beyi olduğu esnâda ağalarından olup
               fındık  dökdürdi.  Ol  dahi  dökünüb  huzur-ı  istîmân  eyledi.  Hüseyin  Paşa  kayd  ü  bend  ile                     sâdıkâne  hizmetler  gördü.  Mîr-i  mûmaileyhin  Beylerbeyliğinde  kethüdâsı  ve  1022  senesi
               asîtaneye gönderilib divânda eli ayağı kırıldıkdan sonra bir bârgîre süvar ve esvakda teşhid                           şa’banında  Ahmed  Paşa  Amasya  mutasarrıfı  oldukda  tarafından  Amasya  mütesellimi  olup
               olunub sonra mûcib-i ibret için Odun kapusunda çengâle vuruldu.”                                                       geldi.
                     Hüseyin Paşa hadd-i zâtında gâyet şeci’, bahâdır, sâdık-ı dîn û devlet bir zât olduğu yirmi                            1023 senesi rebîülâhirinde Ahmed Paşa Batum’a nakl-i me’mûriyet eylediğinden beraber
               senelik hidemât-ı fedâkarânesiyle sâbit idi. Böyle sadâkât-i mücerreb olan [35] bir zât, bir takım                     gidip müşârün-ileyhin ma’iyyetinde devr-i vilâyât ederek 1027’de sadrâzam ve serdâr-ı ekrem
               hâin ve şakî adamların müzevver şikâyetleriyle azl ve habs edilmek muvâfık değildir.                                   Halîl  Paşa’nın  idâresizliği  yüzünden  hûsule  gelen  Erdebil  inhizâmında  paşasıyla  beraber
                     Erkân-ı devlet, eğer Hüseyin Paşa’yı ibkâ ve marûzatını isgâ etselerdi, ne Karayazıcı                            şehîden vefât etdi. Şeci’, mütedeyyin, fedakâr adamdı.
               kıyâm ve isyâna meydan bulur, ne de Anadolu bu eşkıyâ yüzünden harâb ve virân olurdu.                                        Mahdûmları,  sipâhi  Meşâhîrinden  Mustafa  Ağa  ve  sadr-ı  esbak  Köprülü  Mehmed
               Hüseyin Paşa’nın i’dâmında irtikâb edilen vahşet, kendi tedbîrsizliklerini setre yarar bir cinâyet                     Paşa’dır. Zevce-i metrûkesini [39] Kozlıcalı Hasan Ağazâde Ali Ağa tezevvüc etdi. Bunun
               olduğundan şübhe yokdur.                                                                                               mahdûmu meşhûr Amca Hasan Ağa’dır. Binaenaleyh Köprülü  Mehmed Paşa’nın li-ümmin
                     Gerek Târih-i Naîmâ ve gerek Bâb-ı Âlî ve Ayasofya mahzenlerinde mahfûz olan Ahkâm                               biraderi olur.
               defterleri güzel tetkîk edilirse tahkîkât-i âcizînin doğruluğu meydana çıkar. Kendisine saltanatı                            Şâyân-ı dikkatdir ki ne Amca Hasan Ağa ve ne de mahdûmu Hüseyin Paşa, Köprülü
               az gören ve serdâr Mehmed, Hacı İbrâhim, Hasan Paşaları bozan Karayazıcı Abdülhalîm bir                                Mehmed  Paşa’nın  ve  mahdûmu  Kara  Mustafa  Paşa’nın  zaman-ı  sadâretlerinde  menâsıb-ı
               Amasya sancâğı uğrunda Hüseyin Paşa’yı fedâ edemezdi.                                                                  mîrîyede istîhdam edilmemişlerdi. Hüseyin Paşa’nın tefeyyüzü Köprülüzâdelere hasm-ı kavî
                     Hüseyin  Paşa’nın  Amasya’da  kâin  emlâk  ve  çiftlikâtı  müsâdere  edildiğinden  bir                           olan Bayburdluzâde Kara İbrâhim Paşa’nın zaman-ı sadâretinden başlar.
               mahdûmu  Hasan  Bey  düçâr-ı  sefâlet  oldu.  Paşanın  birâderi  Uluc  Bey’in  himâyesinde  bir                              Köprülü  Mehmed  Paşa’nın  büyük  birâderi  Mustafa  Ağa  da  Köprü  a’yânından  olup
               müddet yaşadı. Sonra vefât etdi. [36]                                                                                  Bağdad harbinde mecrûhan vefât etdi. Bunun mahdûmu Cidde Beyi ve şeyhü’l-harem iken
                                                                                                                                      1079’da vefât eden el-Hâc Hüseyin Bey’dir. Tercemesi karîben aşağıda gelir.
                     Hüseyin Ağa-Koca Kethüdâ el-Hâc
                     Amasyalıdır. Sofular Mahallesi’nden Sipâhi Mehmed Ağa’nın oğludur. Sipâhi olup 968                                     Hüseyin Ağa-Kapıcı
               senesinden itibâren birkaç defa Amasya kethüdâ-yeri ve mütesellimi, 1003’de Sivas vilâyeti                                   Amasyalıdır. Sipâhi Hasan Ağa’nın oğludur. Dergâh-ı  âlî kapıcıları  zümresine iltihâk
               vâlî-i kâ’im-makâm oldu. 1007’de ihtiyârlığına binâen tekâüd edilib 1011 hudûdunda vefât etdi.                         edib hayli müddet Enderûn sarayında kapı  bekcisi oldu. Sonra ba’zı [40]  bilâd ve eyâlâta
               Sipâhi a’yânından bir bahâdır idi.                                                                                     hidemât-ı mühr ile gönderildi.
                                                                                                                                            1023 senesi şevvâlinde Sultân Bâyezîd evkâfı mütevellîsi olarak Amasya’ya gelip 1025
                     Hüseyin Efendi-Uzun                                                                                              senesi  muharreminin  yirmi  üçünde  Sivas  vilâyetini  teftîşe  me’mûren  gitdi.  1028  senesi
                     Amasya havâlîsinden Ali’nin mahdûmudur. Ulemâdan tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm ve                               muharreminin on beşinde sânîyen evkâf-ı Sultânîyye mütevellîsi olup geldi.
               Amasya medreselerine müderris olup sonra Zile, Merzîfon, Niksar gibi kasabâta kâdı oldu.                                     1030 senesi gurre-i Muharreminde İstanbul’a gidip dergâh-ı âlî kapıcı-başılarından oldu.
               1018’de Kasım Bey Medresesi ile mütekâid ve ba’dehû merhûm oldu. Ulemâ-yı kudâtdan idi.                                1031 senesi recebinde vak’a-i Osmâniyede Hâce-i Sultânî Ömer Efendi’nin necm-i ikbâl-i üfûl
                                                                                                                                      etdiğinden ihtifa edib bir müddet sonra Mora Vilâyeti tahsîl emvâline gönderildi. 1036 sâlinde
                     Hüseyin Ağa-Arnavut                                                                                              vefât etdi.
                                                                            5
                     “Arnavut Belgradı” demekle meşhûr Ergiri sancâğında ...  köylüdür. Sancâk beylerinden
               Köprülü  Sinan Bey’in kölesi  olup  i’tâk edildikden sonra  [37]  zümre-i  silahdârana ilhâk ve                              Hüseyin Ağa-Altıncı Paşa
               birinci bölüğe kayd edildi.                                                                                                  Amasyalı  Mehmed’in  oğludur.  Yeniçeri  olup  altıncı  cemaât  efrâdından  iken  1018’de
                                                                                                                                      yasakcı ba’dehû yeniçeri serdârı oldu. Üçüncü Hüseyin Ağa ile münâvebeten yeniçeri zâbiti
                                                                                                                                      olup 1040’da vefât etdi. Yeniçeriler arasında Paşa ve halk arasında “Yeniçeri” demekle [41]
               5  Müellif köyün ismini boş bırakmıştır (Ed.).


                                                           10                                                                                                                     11
                                                           20
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26