Page 242 - 6-8
P. 242
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
mütevellîsi olduğu hâlde 1231 sâlinden sonra vefât etdi. Bektâşî erenlerinden latîfe-gû bir zât
idi.
Zeynelâbidîn Efendi-Zeynelzâde, es-Seyyid, el-Hâc
Amasyalıdır. Esbak şehir kethüdâsı olup menfiyyen Konya’da 1196’da vefât eden es-
Seyyid Ali Efendi bin es-Seyyid el-Hâc Zeynelâbidîn Ağa’nın mahdûmudur. Bu da Ürgüblü el-
Hâc Ahmed Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib İstanbul’a gitdi. Orada bi’l-imtihân ders-i âm ve
Üsküdar’da müderris oldu.
1196’da pederinin irtihâlinde Amasya’ya gelip Gümüşlüzâde Câmii kurbunda kâ’in
Fatıma Hâtun Medresesi müderrisi oldu. Caniklizâde Tayyâr Mahmûd Paşa’ya müntesib
olduğundan meclis-i a’yâna a’zâ olup nüfûz u i’tibâr kazandı.
1218’de Amasya mütesellimi Caniklizâde Hasan Bey’in cebren Amasya sancâğını zabt
ve muhârebesi esnâsında kendisini teşcî’ eylediği söylendiğinden 1220 muharreminde Hasan
Bey’in i’dâmını müte’âkib medreseden azl edildi. [170]
Ba’dehû İstanbul’a gidip ba’zı niyâbetlere ta’yîn edildi. 1231’de Şeyhülislâm Çelebizâde
Zeynelâbidîn bin Mehmed Efendi’nin mazhar-ı lutfu olarak Selânik mollası olup 1234 senesi
hilâlinde vefât etdi. Âlim, kâmil, zî-nüfûz idi. Mahdûmları es-Seyyid Ali Efendi ile Dergâh-ı
âlî kapıcıbaşılarından es-Seyyid Süleyman İzzet Ağa’dır.
Zeynelâbidîn Efendi-Tamgacızâde, el-Hâc
Amasyalıdır. Enderûn Câmii İmâmı el-Hâc Ömer Efendi bin el-Hâc Osmân Ağa bin
Tamgacı el-Hâc Ahmed Ağa’nın oğludur. Pederinin vefâtında câmi-i mezkûrun imâmeti
uhdesine tevcîh edilip İçerişehir eşrâfından oldu.
1241’de meclis-i hâcıyân a’zâsı iken yeniçeri gayret-keşlerinden olduğu ba’zı ahvâlinden
anlaşılmağla ocağın ve yeniçeriliğin Amasya’dan ref’i hakkında teşekkül eden meclise da’vet
edilmedi. Vak’adan sonra hayli zamân a’zâlıktan mahrûm oldu. 1257’de meclis-i idâre a’zâsı
olup sonra vefât etdi. Mahdûmu Mehmed Efendi’dir. Eşrâf-ı memleketten hânedân bir zât idi.
[171]
Zeynelâbidîn Çelebi-Tennûrîzâde
Kayseriyyelidir. Tercemesi yukarıda geçen eş-Şeyh İbrâhim Tennûrî Efendi’nin
ahfâdından Ni’metullâh Efendi bin Mehmed Çelebi mahdûmudur. 910’da doğdu. Evâ’il-i
hâlinde Mar’aş’a gidip Bektûtiyye müderrisi eş-Şeyh Şemseddîn Ahmed Efendi dersinde tahsîl-
i ulûm edib İstanbul’a geldi.
Şeyhülislâm Sa’dî Efendi’nin halka-i tedrîsine mülâzım olup 945 şevvâlinde müşârün-
ileyhin irtihâlinde halefi olan Şeyhülislâm Çivîzâde Şeyh Mehmed Çelebi dersine muvâzabet
ederek ondan mülâzım ve ba’dehû Başçı Medresesi müderrisi oldu.
Ba’dehû Murâd Paşa, Hacı Hasanzâde, Hatice Sultân medreselerine sırasıyla müderris
olduktan sonra 972 senesi rebiülevvelinde Mahmûd Paşa, 973 şevvâlinde Eyüp, 974
zilhiccesinde Sahn-ı Semâniyye medreselerine müderris olup 975 senesi muharreminde
Amasya müftüsü ve Sultâniyye müderrisi oldu.
On yıl kadar Amasya’da tedrîs u iftâ ile iştigâl edib 984 senesi şevvâlinde dâr-ı bekâya
irtihâl eyledi. Amasya’da medfûn [172] “İbâd Çelebi” demekle meşhûrdur. Nev’îzâde Atâyî
Efendi “Zeyl-i Şakâyık”ta bu zâtın evsâf u evzâ’ı hakkında diyor ki:
“Mevlânâ-yı mezbûr ilm-i fıkha intisâbla meşhûr, kavâ’id-i ulûma kesîrü’l-ıttılâ’
kaviyyü’z-zihn, tavîlü’l-bâ’, ceriyyü’l-cenân, hadîdü’l-lisân, zehârif-i dünyeviyyeden mu’riz,
iştigâl-i ulûm-ı nâfi’aya mütemahhız, asalet-i re’yine mağrûr, teşhîr-i seyf-i lisânla meşhûr,
mütehevvirâne kelimâtı kelle-kûb, evsâf-ı garîbesi cünûna mensûb idi.
“Cümle-i mudhikâtındandır ki Çivizâde Efendi merhûm şâkirdlerinden Kınâlızâde Ali Efendi
ile Şâh Efendi için iki çeşm-i cihân-bînüm makâmındadır didiği müzâkere olundukca niçün nakli
235
241