Page 249 - 6-8
P. 249

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      Sâlim Ahmed Efendi
                      Amasyalıdır. “Basmacızâde” demekle meşhûr olup zamân-ı sabâvetinde hıfz-ı Kur’ân
               ederek Amasya’da ba’zı ulemâdan tederrüs etdi. Sesi gâyet güzel ve nağamâtı latîf olduğu
               münâsebetle büyük bir şöhret aldı. Ba’dehû Hicâz’a gidip Mekke-i Mükerreme’de Beyt-i şerîf
               mü’ezzini olarak orada kaldı.
                      Tedrîcen  terakkî  ederek  1258’de  Şeyhü’l-mü’ezzinîn  ve  eşrâf-ı  Mekke’den  olup
               1268’de  vefât  etdi.  Âlim,  Şeyhü’l-kurra,  mücevvid  bir  zât  idi.  Mahdûmları  es-Seyyid
               Abdurrahmân Efendi de mü’ezzinât-ı Harem-i Şerîf’ten olup 1264’de mü’ezzin-i sânî oldu.
               1269’da Mısır’a gidip orada eşrâftan olup 1280’de vefât etdi.
                      Mahdûmları es-Seyyid Abdullah Hâşim, es-Seyyid Mehmed Tâhir, es-Seyyid Ahmed
               Sâlim Efendiler meşhûr olup Amasyalıdır. Es-Seyyid Hâşim Efendi Medîne-i Münevvere’de
               hazîne-i Nebeviyye baş kâtibi olup 1285 cumâdelâhiresinde vefât etdi. Bunun yerine birâderi
               es-Seyyid Mehmed Tâhir Efendi mü’ezzin-i sânî oldu. Es-Seyyid Ahmed Sâlim Efendi de Mısır
               ulemâsındandır (Surre defâtiri).

                      Sâlim Ahmed Efendi-Nasûhzâde
                     Amasyalıdır.  Acem  Ali  Mahallesi’nden  Abdurrahmân  Efendi  bin  es-Seyyid  Ahmed
               Sâlim Efendi’nin mahdûmudur. Küçük yaşında pederiyle beraber Hicâz’a gidip orada kaldı.
               Ba’dehû  pederi  Medîne-i  Münevvere’de  mücâvir  olup  kendisi  berâ-yı  tahsîl  Mısır’a  gitdi.
               Orada câmi-i Ezher fuzalâsından ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm [195] oldu. Câmi-i Ezher’de
               yıllarca tedrîs-i ulûm edib 1306’da gâyet müsin olarak ber-hayât olduğu işitildi. Ba’dehû vefât
               etdi. Meşâhîr-i ulemâdan idi.

                      Sâlim Ahmed Bey-Kâtibzâde
                      Amasyalıdır. Tercemesi yukarıda yazılan İmâm-ı sânî-i Sultânî el-Hâc Hâfız Mustafa
               Rıf’at Efendi bin Hâfız Ahmed Kâmilî Efendi’nin mahdûmudur. 1279’da İçerişehir’de doğdu.
               1283’de  vâlidesiyle  beraber  İstanbul’a  gidip  Rüşdiyye  tahsîlini  gördükten  sonra  Mekteb-i
               Sultânîye girdi.
                      1304’de mektebten diplomasını alıp Hâriciye Nezâreti’nde Mektûbî Kalemi’ne girdi.
               Bu esnâda Kurenâ-yı Şehriyârîden Fâ’ik Bey’in kerîmesiyle evlendi. Müte’âkiben rütbe-i sâlise
               ve  1307’de  rütbe-i  sânîye  ile  taltîf  edildi.  1308’de  Berlin  sefâreti  baş-kâtibi  olup  1309’da
               mütemâyiz oldu.
                      Altı  yıl  kadar  Almanya’da  îfâ-yı  vazîfe  edib  1314’de  ûlâ  rütbesiyle  Hâriciyye
               Nezâreti’nde Tâbi’iyyet kalemi müdür mu’âvini olarak İstanbul’a geldi. 1317’de Tâbi’iyyet
               kalemi  müdürü  oldu.  Yunanîler’in  tâbi’iyyet  mes’elesinde  îkâ  etdikleri  müşkilâtı  ref’  ve
               Hazîne-i celîleye menâfi’-i azîme te’mîn eylediğine mükâfâten 1319 senesi zilhiccesinin on
               beşinde rütbe-i bâlâ ile taltîf edildi.
                      1328  senesi  saferinde  şûrâ-yı  devlet  a’zâsı  ve  1330’da  Mülkiye  dâ’iresi  re’îsi  oldu.
               Ancak İttihâd ve Terakkî Fırkasının efkâr ü âmâline tevfîk-i hareket edemediğinden dolayı
               tekâ’üde sevk edildi. Umûr-ı siyâsiyyeden el çekip Bebek’te kâ’in sâhil-hânesinde istirâhat
               etmekteydi.
                      1336’da Altıncı Sultân Mehmed Vahîd Hân’ın cülûsunda ikinci mâbeynci olarak Sarây-
               ı Hümayun’a alındı. Üç yıl [196] kadar Sultân-ı müşârün-ileyhe hizmet edib 1339’da pâdişâhın
               Avrupa’ya azîmetinde infisâl etdi. Sânîyen tekâ’üde sevk edilip sâhil-hânesinde ikâmet etmekte
               iken  1349  senesi  zilka’desinin  dokuzuncu  pazar  günü  vefât  edib  Yahyâ  Efendi  Dergâhı
               Mezarlığı’na defn edildi.
                      Muktedir, müdebbir, umûr-ı siyâsiyyeye vâkıf, tedvîr-i umûra kâdir, Fransız ve Alman
               lisânlarıyla  mütekellim,  nâzik,  fatîn  bir  diplomat  idi.  Fırkacılıktan  hoşlanmadığı  cihetle  ne
               İttihâd ve Terakkî ne de İ’tilâf ve sâ’ir fırkalara girmeyip i’tidâlini muhafaza etdi.



                                                           242
                                                           248
   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254