Page 252 - 6-8
P. 252

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               Amasya’da Temennâ Mahallesi’nde bir mekteb yaptırdı. Emlâkini bunların mesâlihine vakf
               edib 973’de gâyet müsinne olarak vefât etdi. Vefâ’da medfûndur. Ehl-i hayr idi.

                      Sirâceddîn Mahmûd Çelebi-Sarâc, Hocendî
                     Türkistan’ın Hocend-Hokand şehrinden Ali’nin mahdûmudur. E’imme-i Buhârâdan tahsîl-i
               ulûm ederek fukahâdan olup Anadolu’ya rihlet ve Amasya’da ikâmet [203] etdi. Birinci Sultân
               Mes’ûd’un zamânında Amasya’da neşr-i ulûma himmet ederek iştihâr edib sonra Amasya kadı’l-
               kudâtı oldu. 570 sâline doğru vefât etdi. Kibâr-ı ulemâdan idi.

                     Sirâceddîn İsmâ’îl Bey-Gümüşlüzâde
                     Amasyalıdır. Selçukiyye baş-defterdârı, mâliye nâzırı olan Gümüşlü emîr-i kebîr Hâce
               Emînüddîn Yûnus bin Abdullah el-Müstevfî mahdûmu ve emîr-i meşhûr Mu’îneddîn Süleyman
               Pervâne Bey’in hemşîrezâdesidir. Pederi ve dayısı sâyesinde ümerâdan olup iştihâr etdi.
                      673’de  Mısır  Türkleriyle  Tatar  ve  Moğol  muhârebesinde  Moğollarla  beraber  harb
               ederken Türkler’e esîr olup Mısır’a götürüldü. 678’de müşkilât ve fidye-i necât ile kurtulup
               Amasya’ya geldi. Bir müddet pederi gibi müstevfî-i Rûm olup 700 sâlinden sonra vefât etdi.
               Kibâr-ı  ümerâdan  idi.  Mahdûmu  Tâceddîn  Mahmûd  Bey’dir.  Amasya’da  Gümüşlüzâde
               Mahallesi ve sülâlesi bu zâtdan türedi. [204]

                      Sirâceddîn Mûsâ Çelebi -Şeyh Sirâc
                      Amasya civârında Gödelez köyünden Ahmed bin Şu’ayb’ın mahdûmudur. Amasya’da
               tahsîl-i ulûm edib ders-i âm olarak neşr-i ma’ârife himmet ve ba’zı cevâmi’-i şerîfede imâmet
               etdi. Ba’dehû tarîkata sülûk edib zâviye şeyhi olduğu hâlde 721’de vefât etdi.  “Şeyh Sirâc
               Dede” demekle meşhûr, âlim, vâ’iz bir imâm idi. Mahdûmu Şemseddîn Ahmed Çelebi de kibâr-
               ı ulemâdandır.

                      Sirâceddîn Mehmed Çelebi-Keçi Bey
                      Amasyalıdır. Amasya ümerâsından Torumtayoğlu Mu’îneddîn Süleyman Bey bin emîr-
               i kebîr Şerefeddîn Ya’kûb Şâh bin Nâsıreddîn Mehmed Bey bin Mübârizeddîn Mûsâ bin emîr-
               i kebîr Seyfeddîn Torumtay mahdûmudur.
                       Pederinin irtihâlinde ceddi vakfına mütevellî ve ba’dehû Hacı Şâdgeldi Paşa devrinde
               ümerâdan  olup  paşanın  evâhir-i  eyyâmında  vezîri  oldu.  783’de  Hacı  Paşa’nın  maktûlen
               vefâtında Amasya hükümdârı olan mahdûmu Devâtdâr Ahmed Paşa ile Kâdı Burhân arasını
               ıslâh etdi. [205]
                      788 târîhine kadar Devâtdâr Ahmed Paşa’nın makâm-ı vezâretinde kâ’im olup bundan
               sonra vefât etdi. Torumtay Türbesi’nde medfûn ve seng-i mezârında adı mahkûk ise de târîh-i
               vefâtı görülemedi.  Mahdûmu  Ebûbekir Çelebi ve bunun mahdûmu  İshâk Çelebi ma’rûftur.
               Bunlara “Keçi Beyzâde” dendi. Birâderi Kaya Paşa’dır.

                      Sirâceddîn İvâz Çelebi-Sirâc-ı Rûmî
                      Amasyalıdır.  Ulemâdan  Mevlânâ  Mecdeddîn  Müsâfir  bin  Zekeriyyâ  bin  İslâm  bin
               Yûsuf mahdûmudur. 795’de doğdu. Pederinden ve sâ’ir ulemâdan tahsîl-i ulûm edib ders-i âm
               oldu. Sonra Kayseriyye’ye gidip orada ikâmet ve tedrîs-i ma’ârif etdi.
                      Buradan  da  kalkıp  Kudüs’e  giderek  orada  tedrîs-i  ulûm  etdi.  Çandarlızâde  İbrâhim
               Paşa’nın  kerîmesi  Isfahân  Şâh  Hâtun’un  Kudüs’te  yaptırdığı  medrese-i Osmâniyye’ye ilk
               müderris olup yıllarca tedrîse muvâzabet ve 865 senesi recebinin yirmi birinci sebt günü dâr-ı
               bekâya rihlet eyledi. [206]
                      Âlim,  fâzıl,  gâyet  fakîh,  ulûm-ı  Arabiyyede  mâhir,  vâ’iz,  sadûk,  elsine-i  selâse ile
               mütekellim, âbid, lisânı fasîh, va’zı mü’essir olduğu “İnsü’l-Celîl fi Târîhi’l-Kuds ve’l-Halîl”de
               yazılıdır.



                                                           245
                                                           251
   247   248   249   250   251   252   253   254   255   256   257