Page 254 - 6-8
P. 254

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Mütercim-i Şakâyık Edirneli Mecdî Mehmed Efendi “Sirâc-ı ömri unfuvân-ı şebâbda
               sarsar-ı ecel ile müntafî oldu.” diyor ki târîhe muhâliftir. Çünkü 870’de Edirne kadısı olan
               884’de  vefât  ederse  sirâc-ı  ömri  unfuvân-ı  şebâbta  sönmüş  olmaz.  O  zamânlarda  yirmi
               yaşındaki bir gence Edirne kadılığı verilmezdi. Kezâlik “zemânesi ulemâsından ta’allüm etdiği
               esnâda Mevlânâ Hâcezâde’nin ve Mevlânâ Kestelli’nin hizmetlerine ittisâl edib hüsn-i terbiyyet
               ve yümn-i takviyyetleriyle ulûm-ı mütedâvileyi zabt u rabt eyledi” demesi de târîhe muhâliftir.
               Bunlar Mevlânâ Sirâceddîn Paşa’nın şürekâ-yı dersidir esâtizesi olamaz.

                      Sîrâceddîn Ömer Çelebi-Karamânî
                      Niğde’nin Ortaköy karyesinden Hasan bin Ömer’in mahdûmu ve Amasya’da medfûn
               Habîb-i Karamânî Hazretlerinin birâderidir. Ulemâ-yı asrından telemmüz ederek tahsîl-i ulûm
               edib bir müddet İskilib’de ders-i âm ü müderris oldu. 882’de birâderiyle beraber Amasya’ya
               gelip tedrîsine devâm [211] etdi.
                      Ba’dehû Mehmed Paşa’nın câmi-i şerîfi hitâma erdikte ilk hatîbi ve kürsî şeyhi olduğu
               hâlde 900 sâlinden sonra vefât etdi. Âlim, kâmil, hâfız-ı Kur’ân nâtıkası güzel, hüsn-i hâl ile
               meşhûr, vâ’iz bir zât idi. Mahdûmu Fahreddîn Mehmed Efendi’dir.

                      Sirâceddîn Mehmed Çelebi-Abdîzâde
                      Amasyalıdır. Kibâr-ı fuzalâdan Amasya müftî-i meşhûru ve müderris Mevlânâ Abdî-i
               Amasî  mahdûmudur.  Pederinden  tahsîl-i  ulûm  ederek  Sultân  Bâyezîd-i  Sânî  cülûsunda
               İstanbul’a gitdi. Hatîbzâde Muhyiddîn Mehmed Efendi’den ikmâl-i tahsîl ederek mülâzım ve
               ba’dehû müderris oldu.
                      Ba’dehû ba’zı bilâd-ı mühimmeye kadı olup umûr-ı hesâbiyyede mahâreti olduğundan
               Sultân Bâyezîd evkâfı mütevellîsi ba’dehû Anadolu defterdârı, 913’de Rûmeli kethüdâsı ve
               916’da baş defterdâr olarak temâyüz etdi.
                      917  vak’asında  Rûmeli  Kazaskeri  Mü’eyyedzâde  [212]  Abdurrahmân  ve  Nişâncı
               Tâczâde Ca’fer Efendilerle beraber azl edildi. Çünkü Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Ahmed’in
               tahta iclâsı tarafdârı oldukları zann edilmişdi.
                      918  senesi  saferinde  Sultân  Selîm  Hân’ın  cülûsunda  Bursa’da  Fahreddîn  Medresesi
               müderrisliği verilip oraya gönderildi. Sekiz yıl kadar tedrîs-i ulûm ve ibâdetle iştigâl edib 926
               senesi evâhirinde dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Fâzıl, muhâsib, müdebbir, edebiyâta vâkıf idi.

                      Sirâceddîn İsmâ’îl Efendi-Şirvânî, el-Hâc
                      Şirvân  eyâletinde  Şamâhı  kazâsı  dâhilinde  Kürdemîr  karyesinden  Mehmed  bin
               Abdülhamîd bin Ahmed’in mahdûmudur. Yukarıda (Cild 7, sahîfe 205) tercemesi mufassalan
               yazılmış olduğundan oraya mürâca’at.

                       Sirâceddîn Mehmed Efendi-Dehneli
                      Karabâğ eyâleti dâhilinde Dehne kasabası ulemâsından eş-Şeyh Mehmed Efendi bin
               İsrâfîl’in  mahdûmudur.  Dehne’de  doğdu.  Meşâhîr-i  ulemâdan  Abdullah  Şikestî  Efendi’den
               [213] ikmâl-i tahsîl ederek orada ders-i âm oldu.
                      Ancak  Rusya  hükûmetinin  tazyîkâtına  ve  en  ziyâde  sevdiği  Hacı  Hamza  Nigârî
               Efendi’nin  hicret  ve Amasya’da ikâmet  etdiğine  binâ’en 1281’de  Amasya’ya hicret  ederek
               Sarâchâne Câmi-i şerîfinde tedrîs-i ulûma mübâşeret etdi. [217]
                      Üç yıl kadar tedrîs u tezkîr ile iştigâl ederek imrâr-ı hayat edib 1284 senesi şevvâlinin
               sekizinci Cum’a günü vefât etdi. Âlim, kâmil cemâ’âta mülâzım, vâ’iz, ahlâk-ı hamîde sâhibi
               idi.
                      Mahdûmları  el-Hâc  Mehmed,  Bahâeddîn  Efendilerdir.  Hacı  Mehmed  Efendi’nin
               mahdûmu Sirâceddîn Efendi’dir. Mehmed Bahâeddîn Efendi, meşâhîr-i ulemâ ve şu’arâdan




                                                           247
                                                           253
   249   250   251   252   253   254   255   256   257   258   259