Page 253 - 6-8
P. 253
Amasya Tarihi Cilt: 10
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Sirâceddîn Yahyâ Paşa-Şeyh Paşazâde
Amasyalıdır. “Şeyh Paşa” demekle meşhûr Sa’deddîn Ali Paşa bin Ziyâeddîn Mes’ûd
Çelebi bin Esed el-Hallâtî mahdûmu ve Amasya’da medfûn eş-Şeyh Necmeddîn Zekeriyyâ-yı
Halvetî birâderidir. Ceddi Amasya kadısıdır.
Amasya ve Bursa’da kibâr-ı fuzalâdan iktisâb-ı fezâ’il edib en ziyâde Bursa’da
Sultâniyye müderrisi Mevlânâ Hızır Bey’den istifâde-i ulûm ederek iştihâr etdi. Hâcezâde ile
Mevlânâ Kestelli şürekâyı dersinden idi.
Bursa ve Edirne’de müderris olduktan sonra İstanbul’a medâris-i Semâniyye’nin
hitâmında celb ü da’vet edilerek birine müderris oldu. Fezâ’il-i ilmiyyesi Fâtih Sultân Mehmed
Hân’ın nazar-ı takdîrini celb eylediğinden takrîben 868’de Edirne kadısı olarak akrân u
emsâline tefevvuk etdi. [207]
870’de Amasya’dan Yörgüç Paşa vakfiyesi Dîvân-ı Hümâyûna gönderilip Edirne’de
kendisine arz u irâ’e olundukta bâlâsına tasdîki hâvî şu “Ve ena’l-Fakîr Sirâc bin Sa’deddîn Ali
el-kâdî bi-Medîneti Edirne el-Mahmiyye” imzâsını vaz’ etdiği kuyûd-ı vakfiye idâresinde
görüldü.
872’de Sadr-ı a’zam Mahmûd Paşa’nın azli üzerine vezîr-i sânî olan Amasyalı Hacı
Şâdgeldi Paşazâde İshâk Paşa bin İbrâhim Bey sadr-ı a’zam oldukta 873’de müskirâta
ibtilâsından dolayı azl edilen Nişâncı Cezrîzâde Mehmed Bey’in yerine İshâk Paşa’nın sevk u
ta’rîfîyle nişâncı ve muvakka’-ı dîvân-ı âlî olup Edirne’den geldi.
875’de İshâk Paşa azl edilip vezîr-i sânî Rûm Mehmed Paşa vezîr-i a’zam oldukta
kendisini istirkâb eylediğinden 876’da nişâncılıktan azl edilip Sahn müderrisliğine i’âde
edilerek vezîr-i a’zamın sevk u ta’rîfiyle Mevlevî Mehmed Çelebi nişâncı oldu.
879’da Mevlevî Mehmed Çelebi’ye vezâret verildikte Fâtih Sultân Mehmed Hân’ın
irâde-i mahsûsasıyla sânîyen nişâncı [208] oldu. 880’de Fâtih Sultân Mehmed Hân Edirne’den
İstanbul’a gelirken bir gün Kazasker Manisazâde Muhyiddîn Mehmed Çelebi’ye Arabî bir
beytin ma’nâsını sordukta Manisazâde ucâleten cevâbında acz-i izhâr edib “konağa vardıkta
tefekkür eyleyüb cevâbını vireyin” dedi.
Burada Edirneli Mecdî Mehmed Efendi “Terceme-i Şakâyık”ta diyor ki: “Padişah
hazretleri sen bu kadar mezîd-i fazl ü kemâl ve vakûr-ı câh u celâl ile bir beytin ma’nâsını
bilmekte tereddüd eylemek arûz-ı ma’kûldan hâric ve mîzân-ı âdâba muhâlifdir deyü nazm-ı
kelâm edib esâs-ı beyt-i makâli mebânî’-i takrî’ ü teşnî’ üzere te’sîs ve tarsîs eyledi.
“Padişah-ı melek-hısâl, fi’l-hâl nişâncısı Mevlânâ Sirâceddin’i getürdüb ol beytin
mebânîsini ve me’ânîsini kemâ-yenbağî tebyîn edib ol dürr-i girân-mâye’nin kangı bahrden
olduğunu ve kâ’ilini ve nâzımını ta’yîn eyledikten gayri sibâk u siyâkında olan ebyâtı
matla’ından makta’ına degin bi’t-tamâm okuyub muktezâ-yı makâm üzere tahkîk-i merâm
eyledi”
Bundan dolayı pâdişâhın teveccüh ve iltifât-ı fevka’l-âdesini [209] kazandığından
881’de vezîr-i sânî olup yerine Mevlânâ Hızır Beyzâde Hâce-i Sultânî Sinan Çelebi nişâncı
oldu. 883’de sadr-ı a’zam Mevlevî Mehmed Paşa’nın gaybûbeti esnâsında sadâret kâ’im-
makâmı ve harb esnâsında İstanbul muhâfızı oldu.
Nişâncı Sinan Çelebi, kendisinin hem şerîk-i dersi, hem de hâcezâdesi olduğu
münâsebetle aralarına bir hased girmişdi. 884 senesi rebîülevvelinde pâdişâh ve vezîr-i a’zamın
seferden avdetlerinde ansızın vefât etdi. Bu mevt-i fecâ’î Sinan Paşa’nın tesmîmine haml
edildiğinden Sinan Paşa derhal azl u tevkîf edildi.
Gâyet fâzıl, muhakkik, şâir, edîb, edebiyât-ı Arabiyye ve Fârisiyye’de pek mâhir, âkil,
müdebbir, kerem-kâr bir zât-ı sütûde-simât idi. Sadr-ı a’zam Mevlevî ve Nişâncı Mehmed Paşa
bunun sadâretinden endîşe-nâk olduğu münâsebetle sâhib-i tercemeyi tesmîm etdirip Sinan
Paşa’ya iftirâ etdiği de mervîdir. Nişâncı Mehmed Paşa’nın maktûlen vefât etmesini bu
tesmîmin mücâzâtına haml edenler de vardır. (el-ilmu indallâh) [210]
246
252