Page 389 - 6-8
P. 389
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ders-i âm-ı meşhûr Amasyalı Küçük Hâfız Mehmed Efendi’den mücâz ve ders-i âm ve
bi’l-imtihân müderris ve kadı oldu. Ba’dehû mevâlî-i devrîyyeden olup Amasya’da Kazasker Şerîf Abdullah Bey-Bâyezîd Paşazâde
İbrâhim Efendi’nin yapdırdığı Feyziye-Aşağı Bakacak Medresesini müceddeden ta’mir ve Amasya’da câmii ve imâreti ve Bursa’da medresesi ve evkâf-ı cesîmesi olan sadr-ı esbak
1212’de vefât etdi. [98] Amasyalı Bâyezîd Paşa evlâdından vakfı mütevellîsi Mehmed Bey’in mahdûmudur. [101]
Ulemâ-i kudâtdan hayrâtı sever bir zât idi. Kayabaşı’nda bağları ve Üçler Mahallesi’nde Pederinin 1141’de irtihâli üzerine Bâyezîd Paşa’nın Amasya ve Bursa’daki evkâfına mütevellî
iki hânesi olup mahdûmları Mahmûd, Mehmed, Ali Efendi’lerdir. Mahmûd Efendi, amcazâdesi oldu. Bir müddet vakfı kâim makâmlıkla idâre ederek İstanbul’a gidip züamâdan oldu.
Ahmed Paşa’nın kethüdâlığından Erzurum defterdârı olup 1231’de el-Hâc Mehmed Efendi Girit Muhârebesi’nde yararlığı görüldüğünden terakkî ederek 1061’de mîrlivâ görüldü.
Amasya a’yânından olup 1235’de, el-Hâc Ali Efendi de 1241’de vefât etmişdir. Bunlara ve Ba’dehû vefât etdi. Amasya’da Bâyezîd Paşa Câmii ittisâlinde cesîm konağı ve bahçesi vardı.
bunların Kayabaşı’nda kalan evlâdına “Şerîfoğulları” denmişdir. Hânedân, asîl idi. Mahdûmu el-Hâc Ali Bey’dir.
Şerîf Hasan Efendi-Yeniçerizâde Şerîf Ali Efendi-İbâd Çelebizâde
Amasyalıdır. Yeniçerioğlu Serdâr Hüseyin Ağa bin Hasan Ağa’nın mahdûmudur. Amasyalıdır. Amasya müftüsü olup tercemesi yukarıda yazılan Kayseriyyeli Zeynülibâd
Amasya’da tahsîl-i hat ve kitâbet edib cizye kâtibi, ba’dehû Amasya Sancağı divân efendisi Çelebi bin Nîmetullah Efendi’nin mahdûmudur. Amasya’da pederinin müftülüğü zamanında
oldu. Ba’dehû İstanbul’a gidip Amcazâde Mehmed Paşa’ya kâtib olduysa da müşârün-ileyhin doğdu. Pederinin vefâtında yetîm kalıp vâlidesinin yanında büyüdü.
i’dâmında avdet ve 1131’de dâr-ı bekâya rihlet etdi. Şâir, huyu güzel olduğu Şeyh Alizâde es- Amasya’da tahsîl-i ulûm etdikden sonra İstanbul’a gidip Şeyhülislam Çivizâde Mehmed
Seyyid Ahmed Rüşdi Efendi’nin kaydından anlaşıldı. Şiirinde “şerîf” tahallus etmişdir. Efendi’den mülâzım ve ders-i âm, 998’de Kürkçübaşı Medresesi [102] müderrisi olarak silk-i
ulemâya girdi.
Şerîf Halil Paşa-Hazine Kâtibizâde Az sonra medreseden azledilip 1000 şevvâlinde Gazanfer Ağa Medresesi müderrisi
[99]Sadr-ı esbak Bayburtluzâde Kara İbrâhim Paşa’nın hazine kâtibi Amasyalı Yûsuf olarak parladı. Ancak tedrîsi zamanlarında gösterdiği evzâ-i garîbesi, ahvâl-i husûsiyyesi
Efendi bin Halil Ağa’nın mahdûmudur. Amcazâde Hüseyin Paşa’nın sadâretinde defterhâneye ihtilâl-i dimağına haml edildiğinden 1003 senesi zilhiccesinde azledildi. On yedi yıl kadar daha
çırâg olup tedrîcen terakkî ederek ser-halife oldu. yaşayıp 1020 senesi hudûdunda vefât etdi. Âlim, nesîb ise de meczûb-meniş idi.
1143 senesi rebîülevvelinde cülûs eden Sultân Mahmûd-ı Evvel’in lalası iken Rumeli
pâyesiyle kapıcılar kethüdâsı olan Amasyalı Osmân Paşa’nın himmetiyle tezkîre-i sânî, Şerîf Ali Efendi-Hacı Lütfullahzâde el-Hâc
1145’de tezkîre-i evvel, 1148’de cizye muhâsebecisi, 1149’da kethüdâ-yı sadr-ı âlî olarak Amasya a’yânından el-Hâc Mehmed Ağa bin el-Hâc Lütfullah Efendi mahdûmudur. Halk
parladı. arasında “Hacı Lutoğlu” demekle meşhûrdur. Biraz tahsîl-i ulûm ve kitâbet ederek Amasya’da
1150 rebîülâhirinde Muhsinzâde Abdullah Paşa’nın sadâretinde Rumeli asâkiri sağ kol mukâta’a kâtibi oldu.
sürücüsü olarak taşra gönderildi. 1152 muharreminde rikâb-ı hümâyûn kâim makâmı olan Hayli müddet bu kitâbetinde istikâmet gösterdiğinden mukâta’ât-ı iltizâmâtında celb-i
Zanalızâde es-Seyyid el- Hac Ahmed Paşa’nın ricâsıyla avdet edib müteâkiben baş muhâsebeci, emniyet ederek oldukça servet edindi. Gittikçe nüfûz ve serveti artıp ba’zı paşalara divân kâtibi
ba’dehû defter emîni ve 1156 saferinin yirmi yedisinde Sadr-ı a’zam olan İskeforlu es-Seyyid oldu. Ba’dehû Hicâz’a gidip avdetinde meclis-i a’yân a’zâsı olduğu halde [103] 1190
Hasan Paşa’nın arzıyla sânîyen kethüdâ-yı sadr-ı âlî oldu. hudûdunda vefât etdi. Hânedân idi.
1158 cumâdelevvelinde vezâretle Aydın vâlisi [100] oldu. Ba’dehû 1159 ramazanında
Trabzon ve şevvâlinde İnebahtı, 1161 şevvâlinde Belgrad ba’dehû Eğriboz, 1164 saferinde Şerîf Mehmed Çelebi-Nakîb
Bosna vâlisi olup 1165 senesi rebîülevvelinde Bosna’da ansızın vefât etdi. Müdebbir, muktedir, Amasyalıdır. Sâdât-ı kirâm-ı Hüseyniyye’den es-Seyyid Ali Çelebi oğludur. Tahsîl-i
şâir, gâyet edîb idi. Damat İbrâhim Paşa’ya kasideler ve târihler yapıp Arabî ve Farisî ba’zı maârif ederek emsâli arasında temâyüz etdiğinden Amasya Nakîbü’l-eşrâf kâim makâmı oldu.
kitâblar terceme etmiş âsârı beğenilmişdir. Ahî Receb Mahallesi’nde ikâmet ve tûl-i müddet Amasya’da nikâbet eylediğinden pek ziyâde
iştihâr ederek 980 sâlinden biraz sonra vefât etdi. Arîk, halûk, hânedân bir zât idi. Ahî Receb
Şerîf Abdullah Efendi-Hattât Mahallesi bir müddet “Nakîb Mahallesi” demekle iştihâr etmişdi.
Amasya sâdât-ı kirâmından es-Seyyid Mustafa Çelebi mahdûmudur. Şeyh Hamdullah
Efendi’nin akrabâsından olduğu münâsebetle gençliğinde İstanbul’a gidip Şeyhzâde Mustafa Şerîf Mehmed Paşa-Havzalızâde
Dede’den temeşşuk ve bunun vefâtında Amasyalı Şükrullah Efendi’den temeşşuk ederek icâzet Amasyalıdır. Amasya sâdât-ı kirâmından es-Seyyid Hasan Çelebi bin es-Seyyid
aldı. Muhyiddîn Mehmed Havzavî mahdûmudur. Tahsîl-i maârifden sonra İstanbul’a gidip Sadr-ı
Ba’dehû divân-ı hümâyûn kalemine devam edib ketebe-i divândan oldu. 980 sâlinden a’zam Sokullu Mehmed Paşa’nın evlâdı muallimi Amasyalı Hasan ve Şehzâdegân muallimi
sonra vefât etdi. İlim ve ma’rifet sâhibi bir hattât idi. İstanbul’da mescidi olan Amasyalı Amasyalı Mazlum Melik Ahmed Efendilerin himmetleriyle mâliye kalemine girdi.
Abdullah Çelebi her halde bu olmalıdır. Müstâkimzâde buna da “Şehrî” demiştir. Tedrîcen terakkî ederek muhâsebeci, 995’de şıkk-ı sâlis [104] ve 997’de şıkk-ı sânî
defterdârı oldu. 1000 senesi evâilinde Ramazân Efendi yerine baş-defterdâr (Mâliye Nâzırı)
Şerîf Süleyman Ağa-Abdî Beyzâde olup 1001 senesi rebîülâhirinde sipâhilerin ulûfe gılzasıyla azl edilerek i’dâmdan kurtarıldı.
Köprülüdür. Kadıçayırı’ndaki çiftliğini evlâdına ve it’âm-ı taâma vakfeden Adil Bey’in 1003 zilka’desinde ikinci defa vezârete baş-defterdâr olup zilhiccesinde sefere me’mûr
ahfâdından el-Hâc Hüseyin Ağa’nın oğludur. Pederinin intikâlinde mezkûr vakfa mütevellî oldu. 1004 senesi rebîülevvelinde yüzelli bin akçe tekâüd hasları verilmiş iken recebde Mısır
olarak teayyün etdi. Köprü a’yânından olup mükerreren şehir kethüdâsı ve baş a’yân olarak vâlisi oldu. İki yıl üç ay Mısır’da vâlilik edib 1006 senesi şevvâlinde mâ‘zûlen İstanbul’a geldi.
Köprü Kazâsı’nda kendisini tanıttı. 1184 sâlinden sonra vefât eyledi. Hânedân, mükrim idi.
384 385
388