Page 386 - 6-8
P. 386
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Şerefeddîn Mehmed Çelebi-Mevlânâ Ahî Kûfî
Kûfeli Ali bin Hasan oğludur. Bağdat ve Basra’da tahsîl-i ulûm u kemâl etdikden sonra
Ziyaeddîn Ebü’n-Necib Abdülkâhir es-Sühreverdî ve Abdûlkâdir Geylanî gibi iki kutb-i
rabbanîden tarîkat-ı sûfîyyeyi ahz ve telakkun ederek bir müddet Bağdat’da oturdu.
Ba’dehû seyahata çıkıp Anadolu bilâdını devrederek Amasya’ya geldi. Burada ikâmet
edib füyûzât-ı sûfîyyeyi neşre himmet etdi. Bir müddet Hânkâh-ı Mes’ûdî şeyhi olup ulemâ ve
halkı nasâyih-i mürşidânesiyle kendisine cezb etdi.
Yıllarca tedrîs ve tezkîre devam edib “Ahî Kûfî” diye meşhûr oldu. Pek çok halk
kendisine inâbe etdiğinden nüfûz ve şöhreti arttı. Bununla beraber gâyet zâhidâne hareketle aza
kanâat ederek yaşadı. 621 sâlinde vefât eyledi.
Âlim, kâmil, vâiz, müttaki, zâhid, gâyet [90] müteşerri’ olduğu hilâfetnâmelerinde
görüldü. Kibâr-ı hulefâsından Mevlânâ eş-Şeyh Takiyyüddîn Osmân bin Ali es-Simrî
meşhûrdur. Mahdûmu eş-Şeyh Kemâleddîn Abdülkâdir er-Rûmî’dir. Amasya’da Baba İlyâs
Horasânî bundan sonra iştihâr etmişdi.
Şerefeddîn Mehmed Fezâil el-Herevî
Heratlıdır. Abdullah bin Ali mahdûmudur. Maverâünnehir ulemâsından ve İran
fuzalâsından ahz-ı ulûm edib Bağdat’da neşr-i füyûzât-ı ilmiyye eden Allâme İbn Sââtî’den
ikmâl-i tahsîl ederek Anadolu’ya hicret ve Amasya’da ikâmet etdi. Tedrîs-i ulûm ile iştiğâl
eyledi.
Amasya’nın ekâbir-i ümerâsından Torumtayzâde Ya’kûb Şâh kendisine fevkalâde riâyet
ve ikrâm edib fazl ve kemâline göre hürmet gördü. Ba’dehû ceddînin medresesi müderrisliğini
kendisine verip iğnâ etdi. Şöhret-i ilmiyyesi her tarafa şâyî’ olduğundan talebe-i ulûm halka-i
tedrîsine tehâcüm ederek fezâil-i ilmiyyesinden istifâdeler etdi.
Hayli müddet Amasya’da müftü ve müderris olup 741 hudûdunda vefât eyledi. Meşâhîr-
i fuzalâdan kâmil [91] bütün ulûm-ı akliyye ve nakliyyede mâhir, elsine-i selâse ile mütekellim
bir Türk allâmesi idi. Telâmizesinden Mevlânâ Fahreddîn İlyâs bin el-Aksarayî, Mevlânâ
Bahâeddîn Muhammed el-Kübrevî, Mevlânâ Musliheddîn Mûsâ es-Sivasî pek meşhûrdur.
Şerefeddîn Mehmed Çelebi-Erzincanîzâde
Erzincanlıdır. Mevlânâ Sadruşşeri’a Ubeydullah bin Mes’ûd el-Buhârî el-Mahbûbî
telâmizesinden Mevlânâ Vecîheddîn Ömer bin Abdulmuhsin el-Erzincânî mahdûmudur.
Pederinden ulûm-ı edebiyye ve şer’iyyeyi vesâir ulûmu ahz edib Erzincan’da bir müddet tedrîs-
i ulûm etdi.
Sonra Erzincan ahvâlinin perişânlığı yüzünden vatanını terk ederek o zaman dârü’l-emân
olan Amasya’ya geldi. Mevlânâ Şerefeddîn Mehmed Herevî’nin yetişdirdiği fuzalâ ile mülâkî
olarak tedrîs-i ulûma başladı.
Hacı Kutluşâh’ın ve mahdûmu Hacı Şâdgeldi Paşa’nın nâil-i ikrâm ve iltifâtı olup sonra
Merzifon’a müftü ve müderris gönderildi. Burada tûl müddet [92] oturup neşr-i ulûma himmet
etdi.
Ba’dehû kâdı-i Merzifon olup fâzl ve kemâli, adl ve istikâmeti sâyesinde yıllarca
makâmını muhâfaza edib 773 sâline doğru dâr-ı bekâya rihlet eyledi. Meşâhîr-i fuzalâ ve
kudâtdan olup Merzifon’da Şerefeddîn Mahallesi bunundur.
Şerefeddîn Mehmed İmâmî-Kırımî
Kırımlıdır. İmâmzâde Kemâleddîn Ahmed bin Hasan bin Ali el-Kırımî mahdûmudur.
İbtidâ Amcası âlim-i rabbânî Mevlânâ Celaleddîn Mehmed el-Kırîmî’den ulûm-ı edebiyye ve
şer’iyyeyi vesâir ulûmu ahz ve ikmâl-i tahsîl ederek mücâz oldu. Ba’dehû Mevlânâ Hâfızüddîn
Muhammed bin Muhammed el-Bezzâzî el-Kerderî’den fıkıh ve usûl gördü.
381
385