Page 391 - 6-8
P. 391

Amasya Tarihi Cilt: 11
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     1008 senesi evâsıt-ı şâbânında Şam Beylerbeyi ve 1009 ramazanında vezâretle kubbe-                                     Sadr-ı  müşârün-ileyhin  zamanında  Hâcegân-ı  Divân-ı  Hümâyûn’dan  olup  irtihâlinde
               nişîn  oldu.  Ba’dehû  Revân  ve  Nahcivân  taraflarında  İranîler’in  harekâtı  şâyân-ı  dikkat                       tezkîre-i sânî, ba’dehû İstanbul Gümrük emîni olduğu halde 1199 senesi zilka’desinin üçünde
               olduğundan bahseden kâim makâm Halil Paşa’nın arzı ile 1010’da Revân vâlisi olarak taşra                               vefât etdi. Eyüb’de medfûndur. Erbâb-ı liyâkatdan idi.
               gönderildi.
                     Çünkü Revân etrâfında Şiîlerin taarruzâtına karşı sâdâtdan bir vâlinin vücûduna lüzûm                                  Şerîf Mehmed Paşa-Şerîf Efendizâde
               gösterilmişdi. 1013’de Revân’ı muhâsara eden İranîler’e karşı tam bir yıl [105] mukâvemet                                     Amasyalıdır. Zanalızâde es-Seyyid Şerîf Mehmed Efendi’nin dâmâdı Zaîm Ali Ağa’nın
               etdi.                                                                                                                  mahdûmu ve Şerîf Efendi’nin kerîmezâdesidir. 1161 saferinde doğdu. Gençliğinde İstanbul’a
                     Hayfâ ki kuvve-i imdâdiyyenin azlığı ve Şirvânîler’in Şâh Abbas’a muzâharet ederek                               gidip kethüdâ kalemine çerâğ edildi.
               şiddetle  hücûm  ve  kesreti  yüzünden  1013’de  esir  oldu.  Bir  rivâyetde  şehîd  olup  diğer  bir                        Burada tedrîcen tefeyyüz ederek 1185’de Arabacılar kitâbetiyle tarîk-i hâcegâna girdi.
               rivâyetde siyâdetine hürmeten İmâm Rıza Vakfı tevliyetiyle Tus’a gönderilip orada vefât etdi.                          1186’da Tezkîre-i sânî olup 1187’de azliyle Amasya’ya i’zâm edilerek Sultân Bâyezîd-ı Sânî
                     Âlim, müdebbir, sâdık, muktedir, müstakîm bir vezîr idi. Birâderzâdesi es-Seyyid Celal                           evkâfı mütevellîsi oldu.
               Efendi’ye gönderdiği mebâliğ ile Amasya’nın Çukurbahçe semtinde âlî bir zâviye yaptırdı.                                     1191’de  İstanbul’a  avdetini  müteâkib  Harameyn  muhâsebecisi  ve  1192’de  defterdâr
               Ba’zı müsakkafât vakfetdi.                                                                                             mektûbçusu olup 1193 [109] şevvâlinde teşrifâtçı ve zilhiccesinde kethüdâ kâtibi oldu. Ancak
                                                                                                                                      kethüdâ-yı sadr-ı âlî olan Halil Hamid Paşa ile geçinemediğinden 1194’de azledilip 1195’de
                     Şerîf Mehmed Efendi-Müftîzâde                                                                                    baş muhâsib oldu.
                     Merzifon  ulemâsından  Abdurrahman  Efendi  bin  Mustafa  Efendi’nin  mahdûmudur.                                      1197’de Halil Hamid Paşa’nın sadâretinde açıkta kalıp ba’zı evkâf-ı cesîme tevliyetiyle
               Amasya’da  Çorumlu  Müftî  Hâfız  es-Seyyid  Mehmed  Efendi’den  ikmâl-i  tahsîl  edib                                 imrâr-ı  vakit  ederek  1205  rebîülâhirinde  Ordu-yı  Hümâyûn’da  baş  defterdâr  oldu.  1207
               Merzifon’da ders-i âm, ba’dehû Sofular Mahallesi Câmiine hatîb ve imâm olarak tedrîs-i ulûma                           şâbânında azledilip 1208 ramazanında bâruthâne nâzırı 1209 muharreminde baş-muhâsebeci ve
               himmet etdi. 1161 sâlinden sonra vefât eyledi. Âlim, sâlih idi. [106]                                                  cumâdelûlâsının ondördünde kethüdâ-yı sadr-ı âlî oldu.
                                                                                                                                            1209 recebinde ilâveten baruthâne nâzırı ve şevvâlinde her ikisinden de azliyle rûznâme-
                     Şerîf Mehmed Efendi-Zanalızâde es-Seyyid                                                                         i evvel ve 1210 cumâdelûlâsında sânîyen kethüdâ-yı sadâret ve nâzır-ı baruthâne oldu. 1213
                     Amasyalıdır. İki defa Amasya Müftüsü olan Hâce Sultân zâviyesi Vakfı mütevellîsi Zanalı                          senesi saferinin yirmi dördünde kethüdâlıkdan azil ile defter emîni ve zilka’desinin dokuzunda
               es-Seyyid  el-Hâc  Ahmed  Efendi’nin  mahdûmu  ve  sadr-ı  esbak  Zanalızâde  es-Seyyid  el-Hâc                        rikâb-ı hümâyûn defterdârı oldu.
               Ahmed Paşa’nın dayısı ve amcazâdesidir.                                                                                      1214 senesi muharreminde tersâne emîni 1216 rebîülevvelinde Mısır Defterdârı olup Vali
                     Amasya’da ulemâdan tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve Atabeg Gâzi müderrisi ve pederinin                            Hüsrev Paşa ile geçinemediğinden 1217 senesi cumâdelûlâsında isti’fâ etdi. Müteâkiben [110]
               irtihâlinde Hâce Sultân vakfı mütevellîsi oldu. Ba’dehû silk-i kudâta girip kasabât ve bilâda                          vezâretle  Cidde  ve  Habeş  vâlisi  oldu.  Ancak  bir  yıl  kadar  vâlilik  ederek  1218  senesi
               kadı ve mükerreren Amasya Nakîbü’l-eşrâf kâim makâmı oldu.                                                             cumâdelâhiresinde Cidde’de dâr-ı bekâya rihlet etdi.
                     1153’de yeğeninin sadâretinde Maraş mevleviyyetiyle be-nâm olup vilâyât niyâbet ve                                     Vezîr-i  müşârün-ileyh  sâdık,  müstakîm,  muktedir,  sahî,  güler  yüzlü  idi.  Halilesinin
               kazâsında  bulundu.  1168’de  vefât  etdi.  Kibâr-ı  sâdât-ı  ulemâdan  ve  mevâlîden  idi.                            isrâfından dolayı hayli paraya mâlik olduğu halde güç idâre bildi. Mahdûmu mevâlîden Saîd
               Kerîmezâdesi Şerîf Mehmed Paşa’dır.                                                                                    Siret Bey 1246’da vefât etdi. Şâir idi. Bunun mahdûmları şâir-i heccâv Nihad Bey ile Küçük
                                                                                                                                      Şerîf Mehmed Paşa’dır.
                     Şerîf Mehmed Efendi-Lâdik Müftüsü                                                                                      Ahfâdından biri de Avni Mehmed Bey olup yeğeni dergâh-ı âlî gediklilerinden Mustafa
                     Diyarbekirlidir.  İbrâhim  bin  Ali  mahdûmu  olup  gençliğinde  Amasya’ya  gelip  tahsîl-i                      Ağa’dır. Küçük Şerîf Mehmed Paşa 1293 rebîülâhirinde reis-i nuzzâr iken vezâret verilmiş,
               ulûma çalıştı. [107]                                                                                                   1303’de Mısır’da vefât etmişdir. Erkân-ı Mısrıyyeden idi.
                     Ba’dehû Lâdik’e gidip Şeyhülislam Efendi Medresesi müderrisi olan meşâhîr-i fuzalâdan
               İtâkî Yûsuf Efendi’nin dersine oturdu. Müşârün-ileyhden tahsîl ederken vefâtına binâen tekrar                                Şerîf Mehmed Efendi-Şeyhzâde es-Seyyid
               Amasya’ya geldi.                                                                                                             Amasya  fuzalâsından  Müftî-i  esbak  Abdullah  Vecîh  Efendi’nin  büyük  mahdûmudur.
                     Amasya  müftüsü  ve  Mehmed  Paşa  müderrisi  Çorumlu  es-Seyyid  Hâfız  Mehmed                                  Pederinden tahsîl-i ilim ve kemâl edib ders-i âm ve 1216’da pederinin kasr-ı yediyle Büyük
               Efendi’nin  halka-i  tedrîsine  mülâzemet  ederek  ikmâl-i  tahsîl  edib  ders-i  âm  oldu.  Ba’dehû                   Ağa [111] Medresesi müderrisi olduğu halde 1226’da vefât etdi. Âlim, kâmil, vecîh idi.
               Lâdik’de Şeyhülislam Medresesi müderrisi ve mükerreren Lâdik Müftüsü olduğu halde 1173
               sâlinden sonra vefât etdi.                                                                                                   Şerîf Mehmed Efendi-Sarı Ahmedzâde
                     Meşâhîr-i fuzalâdan muhakkik, usûlî, gâyet fakîh ve müteşerri’ idi. Pek çok tilmîzleri                                 Amasya müftüsü Sarı Ahmedzâde Hâfız el-Hâc Mehmed Efendi’nin mahdûmudur. Hıfz-
               vardır.  Bunlardan  biri  de  Allâme  Ürgüplü  el-Hâc  Ahmed  Efendi’dir.  Evlâdı  bir  müddet                         ı  Kur’ân  ve  tahsîl-i  ilim  ve  irfân  ederek  ders-i  âm  oldu.  Bâ’dehû  kazâya  sülûk  edib  hayli
               Lâdik’de müderris ve müftü olmuşlardı.                                                                                 kasabâta kadı ve bilâda nâib olup 1245 sâlinden sonra vefât etdi. Ulemâ-yı nüvvâbdan idi.

                     Şerîf Mehmed Efendi-Müftîzâde                                                                                          Şerîf Mehmed Bey-Gürcüzâde
                     Amasyalıdır. Ulemâdan es-Seyyid Abdülbaki Efendi’nin mahdûmudur. İstanbul’a gelip                                      Amasya eşrâfından olup tercemesi yukarıda yazılan es-Seyyid el-Hâc İbrâhim Bey bin
               Firârî  Hasan Paşazâde es-Seyyid  Abdullah Paşa’nın  dâiresine intisâb etdi.  Müşârün-ileyhin                          Mehmed Bey bin Mustafa Paşa mahdûmudur. Pederinin vefâtından sonra taayün edib Amasya
               sadâretinde  mektûbî  kalemine  çerâğ  oldu.  [108]  Vefâtında  Muhsinzâde  Mehmed  Paşa’ya                            meclis-i a’yânına a’zâ olarak yıllarca icrâ-yı nüfûz etdi.
               intisâb edib sadâretinde mühürdârı oldu.



                                                           386                                                                                                                    387
                                                           390
   386   387   388   389   390   391   392   393   394   395   396