Page 395 - 6-8
P. 395
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Beylerbeyliği pâyesiyle Niğbolu muhâfızı olup gitdi. Nişancı İsmail Paşa muahharan Sadr-ı
a’zam oldukda aleyhinde bir çok şeyler isnâd edilerek 1099 ramazanının sekizinde gönderilen Şa’bân Efendi-Hâfız
me’mûr elinde maktûlen vefât etdi. Erbâb-ı cerbezeden idi. Amasyalıdır. Koca Sipâhi Şa’bân Ağazâde el-Hâc Ali Ağa’nın mahdûmudur. Evâ’il-i
hâlinde tahsîl-i ilim için [123] İstanbul’a gidip Sultân Ahmed Medresesi’nde ikâmet ederek
Şa’bân Ağa-Şa’bânzâde çalıştı. Sesi gâyet güzel olduğundan tecvîd ve vücûh öğrendi. Tahsîl-i ilim ederek mücâz oldu.
Amasyalıdır. Esbak Amasya mütesellimi Seydî Alizâde Şa’bân Ağazâde Mehmed Diğer tarafdan bir müddet Ayasofya Câmiinde imâm olarak ta’lîm-i kıraatla iştihâr etdi.
Ağa’nın mahdûmudur. Köprülü Mehmed Paşa’nın zamân-ı ikbâlinde Enderûn-ı hümâyûn’a Ba’dehû 1181’de Ayasofya Câmii hatîbi ve az sonra Fatih Sultân Mehmed Câmii imâmı olup
girip tahsîl ve terbiye gördü. Künyesi “Şa’bân Mehmed Amâsî” diye görüldü. şeyhü’l-kurrâ olarak fevkalâde meşhûr oldu. 1197’de vefât etdi. Meşâhîr-i kurrâdan halûk, âlim,
Ba’dehû terakkî ederek Hasoda ağaları zümresine iltihâk etdi. Merzifonî Kara Mustafa duâ-gû bir zât idi.
Paşa’nın zamanında terakkî göremediğinden 1095 muharreminde Sadr-ı a’zam olan Kara
İbrâhim Paşa’nın himmetiyle Mora muhassılı ve müteâkiben Rumeli pâyesi ile Mora muhâfızı Şa’bân Ağa-Odabaşıoğlu
oldu. [120] Amasya yeniçerilerinden odabaşı Halil Ağazâde Altıncı Mehmed Ağa’nın oğludur. Bu
Bakaya tahsîlâtında gösterdiği şiddet yüzünden 1095 zilka’desi evâilinde azliyle tuğ ve da yeniçeri olup Rus ve Rumeli muhârebelerinde yararlığı görüldüğünden Amasya Serdârı,
sancağı ref’ edildi. 1096’da İstanbul gümrüğü emîni olup 1098 senesi evâhirinde azl ve 1203 muhârebesinde Serdengeçtiler Ağası oldu. Ba’dehû vefât etdi. Yeniçeri zâbitânından
hapsedildiyse de bir mah sonra itlâk edilip 1099 evâilinde koyun emîni oldu. 1100’de buradan cesûr, işgüzâr, zî-nüfûz bir adamdı.
ma’zûl ve ba’dehû merhûm oldu.
Şifâî Ömer Çelebi-Hekim
Şa’bân Ağa-Türk Amasya Dârüşşifâsı etibbâsından cerrâh-ı meşhûr [124] Hacı Mustafa Efendi’nin
Amasyalı Hasan Ağa’nın oğludur. Birâderleri 1085’de İsakçı mevkiinde vefât eden mahdûmudur. Cerrâhzâdelikle meşhûr olup “Hekîm Çelebi” denirdi. Amasya’da Kadızâde
Receb Ağa ile Gümrükçü Mahmûd Ağa’dır. Pederi Köprülü Mehmed Paşa’nın müsteşârı Küçük Mehmed Efendi’nin halka-i tedrîsinde tahsîl-i ilim etdi. Pederinden tabâbet ve fenn-i
mesâbesinde olan Amasyalı keresteci Ali Çelebi birâderidir. cerrâhîyi ahz ederek pederinin vefâtında yerine kâim oldu.
İstanbul’da Yeniçeri ocağına girip terakkî ederek çorbacı, ba’dehû kethüdâyeri oldu. Amasya’da yıllarca icrâ-yı tabâbet edib Dârüşşifâ tabîbliğinde iştihâr etdi. Kırk yıldan
Künyesi “Şa’bân Hasan Amâsî” diye görüldü. 1100’de Muhzır Ağalığı’yla katara girip 1103 ziyâde Dârüşşifâ tabîbi olarak Tımârhâne şeyhi meşâhîr-i sulehâdan eş-Şeyh Salih Efendi ile
saferinde kul kethüdâsı oldu. beraber çalıştı. Bu zât enfâs-ı kudsiyesi ile sâhib-i terceme muâlecât-i fenniyyesiyle hastaları
1103 cumâdelâhiresinin yirmisinde Yeniçeri Ağası Daltaban Mustafa Paşa’nın tedâvî etdi. 1072’de vefât eyledi. Âlim, hekîm, mâhir, edîb, şâir, kerîm bir zât idi.
garazkârlığıyla azledilip Karahisar-ı Şarkî’ye nefyedildi. 1104’de Amasya’ya gelip [121]
ikâmete me’mûr oldu. 1111 sâlinden sonra vefât etdi. Kölesi Gürcü Şâhin Paşa vüzerâdandır. Şifâî Mahmûd Efendi-Hasan Efendizâde eş-Şeyh
Südûr-ı kirâmdan Amasyalı Bayramzâde Hasan Efendi bin Şa’bân Efendi’nin mahdûm-ı
Şa’bân Ağa-Koca Sipâhi kerîmidir. [125] 127 [126]
Amasyalı Mehmed oğludur. Sipahi olup Seksen Yedinci Bölüğe kaydedildi. Bâ’dehû
Amasya kethüdâyeri, 1099 muharreminde Sivas ve Karaman eyaletleri Bozacılar Mukâta’ası emîni, Şefîk Ali Paşa-Lâz
1103’de Amasya sancâğı muhassılı oldu. Rizelidir. Laz Ahmed Paşa’nın kapıcıbaşılığında kethüdâsı olup 1226 rebîülevvelinde
Bâ’dehû İstanbul’a gidip Sipahiler Ocağı kethüdâsı ve 1115 vak’âsında Amasya’ya müşârün-ileyhin sadâretinde Mektûbî kalemine girip hulefâdan ve ba’dehû Hâcegân-ı divân-ı
gönderilip 1116’da Amasya kethüdâyeri, ba’dehû Amasya sancağı mütesellimi olarak hümâyûndan oldu. Ba’dehû sadr-ı müşârün-ileyhin yine kethüdâsı ve 1234 senesi
fevkalâde teayyün etdi. 1123’de vefât etdi. Mahdumu el-Hâc Ahmed Ağa Şa’bânzâdelikle cumâdelûlâsında vefâtına binâen Gümüşhâne emîni oldu.
meşhûrdur. 1236 senesi recebinin dördünde bâ-rütbe-i mîr-i mîrânî boğaz muhâfızı oldu. Ba’del-azl
1242’de Varna muhâfızı, 1243’de Hamîd sancağı mutasarrıfı, 1244’de azliyle müteâkiben
Şa’bân Efendi-Kadı Köstendil, 1245’de sânîyen Hamid ve ba’dehû Alâiye sancakları mutasarrıfı ve Silivri muhâfızı
Amasyalı Mehmed oğludur. Ulemâdan tahsîl-i ulûm edib, hâfız olduğundan esnâ-yı oldu. [127]
tahsîlinde Ebû İshak Bey Türbesi cüzhânı ve ba’de’l-icâze ders-i âm ve müderris-i benâm oldu. Bu hizmetinde oldukça yararlık gösterdiğinden Kayseriyye sancağı ilâve-i me’mûriyeti
Ba’dehû silk-i kudâta girip kasabâta ve ba’dehû livâlara kadı oldu. Mükerreren Amasya kadısı oldu. 1246’da vezâretle Erzurum vâlisi olup senesinde azliyle Laz Ali Rıza Paşa ile Bağdat
ve nâibi görüldü. [122] Sonra devriye mevâlîsinden olduğu halde 1127’de vefât etdi. harbine me’mûr olduysa da hilâf-ı emr-i âlî hareketinden dolayı 1247’de ma’zûlen Amasya’da
Receb Mahallesi’nde mukîm, âlim, kâmil, müstakîm, sâhib-i servet ü sâmân, kerîm, ikâmete me’mûr oldu.
hânedân bir zât idi. Mahdûmu Mevlânâ Mehmed Efendi de kibâr-ı kûdât ve mevâlî ve ulemâdan On yıldan ziyâde mensî bir halde Amasya’da imrâr-ı hayat edib 1258 senesi
olup 1153 senesi zilhiccesinde vefât etdi. rebîülevvelinde Bolu müşîri olduysa da 1259 senesi evâilinde azliyle sânîyen Amasya’ya
Bunun oğulları Abdürrezzak, İbrâhim Efendilerdir. 1226’da bunlar vefât etmişlerdi. gönderildi. Münâsib bir maâş ile tekâüd edilip 1277 senesinde vefât eyledi.
Abdür-rezzak Efendizâde el-Hâc Ahmed Efendi 1247 cumâdelûlâsında ve İbrâhim Efendizâde Amasya’da Mehmed Paşa Kabristânı’nda medfûndur. Seng-i mezârında Sultân
el-Hâc Ali Efendi 1251 saferinde vefât etdi. Hacı Ahmed Efendizâde es-Seyyid Mustafa, Abdülazîz Hân’ın vüzerâsından olduğu yazılıdır! Mehmed Paşa imâretinin arkasında kebîr
Mehmed Efendiler olup cümlesi de türbe cüzhânı olarak “Şa’bânzâde” demekle meşhûrlardır.
Bunlardan Muhsin Efendi ma’rûfdur.
127 Müellif bu sayfayı boş bırakmıştır (Ed.)
390 391
394