Page 581 - 6-8
P. 581

Amasya Tarihi Cilt: 12
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     1102’de meclis-i a’yân  açılmasında  ilk  a’zâsı  olup  vekâyi  kısmında  yazıldığı  üzere
               mükerreren [81] Amasya nakîbü’l-eşrâf kâ’im-mâkamı, meclis-i a’yân a’zâsı, şehir kethüdâsı,
               baş-a’yân oldu.
                     Ancak siyâsî rakîbleri bu kadar nüfûz u ikbâlini kıskandıklarından tertîb ettikleri tezvîrâtı
               bir mahzar-ı umûmî ile Bâb-ı âlîye ve dîvân-ı hümâyûna bildirmeleri üzerine 1123 zilhiccesinde
               gelen fermân-ı âlî ile şehir kethüdâlığından ve nekâbetten azl ve Amasya kalesinde kal’a-bend
               edildi.
                     Bu esnâda kendisini tutan kaptân-ı deryâ Amasyalı el-Hâc Ahmed Paşa İstanbul kâ’im-
               mâkamı olduğundan 1124 senesi rebîülevvelinde afv ü ıtlâkına fermân-ı âlî gelip hânesinde
               ikâmete me’mûr ve 1126 şa’bânında yine nakîbü’l-eşrâf kâ’im-makâmı oldu.
                     1127 saferinde aleyhinde tekerrür eden şikâyetler üzerine ma’zûl olup hânesinde ikâmeti
               te’kîd  edildi.  Bu  esnâda  İstanbul’a  gidip  bir  müddet  İstanbul’da  kaldı.  1129’da  ikinci  defâ
               Hicâz’a gidip 1130’da avdet etdi. Beş yıl kadar belde işlerine açıktan karışmayıp adamlarıyla
               nüfûz ve ikbâlini yaşattı.
                     1135 senesi gurre-i muharreminde Amasya nakîbü’l-eşrâf kâ’im-makâmı olarak sâdâtın
               başına geçti. Çünkü [82] Amasya’nın mutasarrıf ve a’yânı ve kuvve-i umûmîyesi Îrân Harbi’yle
               meşgûl olduğundan eşkıyâ türemiş ve hâssaten Atmacaoğulları Sivas-Amasya yolunu kesmiş,
               sancağın idâresi pek güçleşmişti.
                     Emîr Hacı ise tehdidini ilkâ’a muktedîr, şedîdü’ş-şekîme, zâbit bir zât idi. 1135 senesi
               rebîülevvelinde gelen fermân-ı âlîde Atmacaoğulları’nın tenkîl ve istisâline rüfekâsıyla birlikte
               me’mûr olduğundan mâ’iyyetine aldığı yüz nefer piyâde ve elli nefer süvâri ile Çamlıbel’e gitdi.
                     On beş gün zarfında rüfekâsıyla birlikde eşkiyâyı basıp târ ü mâr ve cümlesini tenkîl ve
               istîsâl ederek avdet ettikde dergâh-ı âlî kapıcıbaşılığı ile taltîf edildi. Nekâbeti üç buçuk yıl
               devam edib hüsn-i idâre ederek 1138 senesi şa’bânında vefât eyledi.
                     Emîr-i  mûmâileyh  gâyet  nâfizü’l-kelîm,  idâresi  şedîd,  zâbit,  kerem-kâr,  âlî-cenâb,
               muktedir bir zât idi. Okmeydanı’ndaki musallâyı müceddeden yaptırdı. Müte’addid yerlerde
               mescidler ve çeşmeler binâ ettirdi. Musallânın mihrâbı karşısında yol üzerinde medfûndur. [83]
                     Merhûmun müdhiş serveti, muhteşem dâ’iresi, vezîrâne mâ’iyyeti vardı. Dâ’iresinde harb
               ü darba yarar iki yüz sekbân bulunurdu. Konağı İçerişehir’de Yukarı Hamâm’ın üst tarafında
               cesîm bir dâ’ire idi. Yalnız harem dâ’iresi şimdiye kadar harâb bir hâlde görülmektedir. Fukarâ
               ve ulemâya inâyet-i mahsûsâsı vardı.
                     Mahdûm-i yegânesi  es-Seyyid  el-Hâc  Hüseyin  Çelebi  kendisinden  evvel  vefât  etdi.
               Bunun oğulları es-Seyyid el-Hâc Alî, Mustafa Ağalar da pek meşhûr idiler. Bunlara ve bunların
               evlâdına “Emîr Hacıoğulları” dendi. Dâmâdı Vezîr es-Seyyid Abdülğanî Abdî Paşa’dır.
                     Torunu es-Seyyid Hacı Alî Ağazâde es-Seyyid Hüseyin Râmi Paşa ve es-Seyyid Mehmed
               Hâşim Efendi  ricâl-i  devletten idiler. Es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağazâde es-Seyyid  el-Hâc
               Hüseyin Efendi de nakîbü’l-eşrâf kâ’im-makâmı olup Emîr Hacıoğulları’ndan Sultân Bâyezîd
               imâmı Hâfız es-Seyyid Mehmed Efendi mahrec-i mevâlîsinden olduğu hâlde ber-hayâttır.

                     Abdüllatîf Efendi-Emîr İmâm
                     Amasya’da Sultân Bâyezîd imâm-ı evveli Hâfız Halîl Efendi bin Abdüllatîf Efendi bin
               Hâce Mehmed Efendi’nin oğludur. [84] Birâderi vezîr es-Seyyid Abdülğanî Paşa ile ulemâdan
               es-Seyyid Mehmed Emîn Efendi’dir. Amasya müftüsü Çorumlu Hâfız Mehmed Efendi’den
               ulûm-i Arabiyyeyi ve şeyhü’l-kurrâ Cebecizâde Hâfız el-Hâc Halîl Efendi’den ilm-i vücûh-i
               Kur’âniyeyi ahz u te’allüm etdi.
                     Pederinin vefâtında Sultân Bâyezîd imâm-ı evveli ve Hâtun Sultân dârü’l-kurrâsı şeyhi
               oldu. İki def’a hac etdi. Birâderi es-Seyyid Abdülğanî Paşa’nın gönderdiği mebâliğ-i azîmeyi
               bir  yere  sarfetmeyerek  Sultân  Bâyezîd  Mektebi’nin  karşısında  âlî  ve  kâr-gîr  bir  kütüphâne
               yaptırdı. Aldığı ve topladığı kitâbları buraya va’z edib cümlesini ve emlâkini vakfetti.




                                                           578
                                                           580
   576   577   578   579   580   581   582   583   584   585   586