Page 79 - 6-8
P. 79

Amasya Tarihi Cilt: 9
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR            Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

               kasâbâta kâdı oldu. Tûl-i müddet icrâ-yı ahkâm-ı kazâ ederek 1235 sâlinden sonra vefât etdi.                                 Mahdûmları  es-Seyyid  Ali,  Hüseyin,  Mehmed,  Emrullah  Efendiler  [244]  malikâne
                                                                                                                                      mutasarrıfı  oldular.  Bunlardan  es-Seyyid  Mehmed  Efendi  1222’de  ve  es-Seyyid  Hüseyin
                     Hamdullah Baba-Bektaşî                                                                                           Efendi 1223’te ve bunun mahdûmu es-Seyyid Mehmed Çelebi 1224’de vefât edib es-Seyyid
                     Zilelidir. Tarîkat-i Bektaşiyye erenlerinden olup Kırşehir’de [241] zâviye-i Bektaşiyye                          Ali  Efendizâde  es-Seyyid  Süleyman  Efendi  ile  es-Seyyid  Emrullah  Efendizâde  es-Seyyid
               şeyhi olmuşdu. Bektaşî Tekkelerini teftîşe me’mûr olan Çerkeşli Mehmed Efendi’nin arz ü                                Hüseyin Abdülkerîm Efendiler mutasarrıf-ı mâlikâne oldular.
               inhâsıyla  1244’de  Amasya  şehrine  gönderildi.  Hazret-i  Pir  İlyâs  civârında  eş-Şeyh  Osmân
               Efendi’nin tekkesinde ikâmet etdi.                                                                                           Hamdi Mehmed Bey-Hacı Es’ad Ağazâde
                     Bir  müddet  takiyye  ızhâr  ederek  kendisini  ehl-i  sünnet  gösterdi.  Sultân  Mahmûd-ı                             Amasyalıdır. Amasya a’yânından Hasan Bey bin el-Hâc Es’ad Ağa’nın mahdûmudur.
               Sânî’nin  irtihâlinde  Bektaşîler  eski  hürriyetlerine  mâlik  olduğundan  tekke  civârında  yârânı                   Takriben  1268’de  Amasya’nın  Eski  Kethüdâ  Mahallesi’nde  doğdu.  Rüştiye  mektebinin  ilk
               kendisine bir hâne tedârik ederek orada Bektaşiyye âyînini yaptı.                                                      küşâdında dâhil olup fünûn-ı lâzimeyi ba’de’t-tahsîl İstanbul’a giderek Mekteb-i hukuka girdi.
                     Amasya’ya gelen Çırçırlıoğlu Arslan Ali Baba ile sohbetleri pek meşhûr olup Arslan                                     1294’de müddeî umûmî olup birkaç sancağa gitdi. Bâ’dehû ceza re’isi olup 1306’da Sivas
               Baba’nın vefâtında Amasya köylerinde mevcud olan Bektaşîler’in mercii ve mu’tekadı olduğu                              vilâyeti  istinâf  müddeî  umûmîsi  olarak  mütemâyiz  rütbesini  aldı.  1309’da  Cezayir-i  Bahr-i
               halde 1271’de ahiret evine göçtü.                                                                                      Sefid vilâyeti istinâf müddeî umûmîsi olup 1310’da ûlâ sânîsi rütbesini aldı.
                     Uzun boylu, sübû yüzlü, saç ve sakalı gâyet gür, müşekkel, kalın kaşlı, büyük başlı, nekre-                            1314’de  Beyrût  ve  1315  senesi  muharreminde  Trabzon  vilâyetleri  istînâf  müddeî
               gû, mudhikâta mâil, mübâlât-ı dîniyesi yok, gülünç sözlü ve halleri çok idi. Vefâtından sonra                          umûmîsi olup vilâyetlerin ahvâl-i [245] husûsîyesini Sultân Abdülhamîd-i Sânî’ye arz ve i’lâm
               köylü  Bektaşîler  tarafından  üzerine  bir  türbe  yapıldı.  Dâmâdı  meşhûr  Zilelizâde  Ebûbekir                     ederek müşârün-ileyhin teveccühâtını kazandığından 1318’de Beyoğlu mahkemesi âzası olarak
               Vahdetî Efendi’dir ki tercemesi yukarıda yazıldı. [242]                                                                İstanbul’a gelip ûlâ evvelî rütbesini aldı.
                                                                                                                                            1318 senesi şâbânında Üsküdar mutasarrıfı muavini ve şevvâlinde Üsküdar mutasarrıfı
                     Hamdi İbrâhim Çelebi-Şeyh Hamîdoğlu                                                                              olup zilhiccesinde rütbe-i bâlâyı aldı. Sekiz yıl kadar Üsküdar’da hasâfet-kârâne ifâ-yı vazîfe-i
                     Amasyalıdır.  Mevlânâ  Burhaneddîn  Ahmed  bin  eş-Şeyh  Hamîdeddîn  AbdülHamîd                                  sadâkat  edib  Sultân  Abdülhamîd  Hân’ın  itimâdını  kazandı.  1306  senesi  cumâdelâhiresinde
               Hüsrev Şâh’ın mahdûmudur. Ulemâdan tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu.                             zabtiye nâzırı olacağı esnâda meşrûtiyet ilân edildiğinden bi’z-zarûre makâmdan çekildi.
               Amcası Hoca el-Hâc Süleyman Çelebi’nin binâ eylediği mescid-i şerîfin imâmı olduğu halde                                     1327 senesi rebîülevvelinin yirmi yedinci günü 31 Mart hadisesinden dolayı bir şübhe
               907 senesi hudûdunda vefât etdi. Ulemâ ve şuarâdan idi.                                                                üzerine  Üsküdar’daki  konağından  kaldırılıb  İstanbul  Divân-ı  harbine  getirilirken  Şirket-i
                                                                                                                                      Hayriye vapurundan Kızkule civârında kendini denize atıb mağrûken vefât etdi.
                     Hamdi Ahmed Efendi-Kâtib                                                                                               Umûr-ı  adliyede  mâhir,  muktedir,  idâre-i  mülke  kâdir,  cesûr,  fatin,  gâyet  müşekkel,
                     Amasyalı  Mahmûd’un  oğludur.  Ulemâdan  tahsîl-i  ilm  ü  irfân  ve  hattâtlardan  hutût-ı                      kesifü’l-lihye, yakışıklı, faâl, iş-güzâr, âl-i cenâb muktesıd bir zât idi. Kardeşleri Ahmed Nâfiz,
               mütenevvi’ayı ahz ü temmeşşük ederek ketebe-i livâdan oldu. Hayli müddet darb-hâne kâtibi                              Abdülkadir Kadri Beylerdir. [246] Diğer birâderi İbrâhim Cemal Bey’dir.
               olup 995’de kâtib-i divân-ı livâ görüldü. 1009’da vefât etdi. Kâtib, hattât, şâir, edîb idi.
                                                                                                                                            Hamza Bey Emîr-Şerefeddîn el-Atabekî
                     Hamdi Mehmed Efendi-Kâtib-i Masraf                                                                                     Amasya’da medresesi olan Atabeg Nasıreddîn Ahmed Beyzâde Emîr Hayreddîn Hızır
                     Merzifonlu Ali Ağa’nın mahdûmudur. 1087’de muhâsebe kalemine şâkird olup orada                                   Bey’in mahdûmu olup Atabegoğlu, “Veled-i Atabeg” demekle meşhûrdur. Amasya hükümdârı
               tefeyyüz ederek hulefâdan ve 1087 senesi şa’bânında sadrâzam olan Merzifonî Kara Mustafa                               el-Hâc Şâdgeldi Paşa bin el-Hâc Kutluşâh ümerâsından ve ceddi evkâfı mütevellîsi oldu.
               Paşa’ya  kâtib-i  masraf  ve  1093’de  tezkere-i  sânî-i  sadâret  oldu.  [243]  1095 senesi                                 788’de  Sultân  Murâd  Hüdavendigâr’a  arz-ı  inkiyâd  ve  biât  ederek  müşârün-ileyhin
               muharreminde Kara Mustafa Paşa’nın i’dâmını müteâkib azl ve nekbete uğradı. 1098’de baş-                               ümerâsından  oldu.  Rûmeli  muhârebâtında  isbât-ı  vücûd  edib  804’de  Timur  muhârebesinde
               muhâsebeci ba’dehû Merzifonî Hacı Ali Paşa’nın sadâretinde sânîyen tezkere-i sadr-ı âlî oldu.                          vefât  etdi.  Ümerâ-yı  meşhûreden  idi.  Mahdûmu  Şemseddîn  Ahmed  Bey  ve  birâderi  İlyas
               Müşârün-ileyhin azlinde yine ma’zûl olup sonra sânîyen baş-muhâsebeci oldu.                                            Bey’dir. Hacı İlyas Beyzâde Hamza Bey’de bu muhârebede gâib oldu.
                     1109’da  Amcazâde  Hüseyin  Paşa’nın  sadâretinde  Almanya  devleti  nezdine  elçi  tayin
               edildi. Hüseyin Paşa’nın himâyesine mağrûren, affını ricâ eyledikde baş-muhasebeden azliyle                                  Hamza Bey-Bîçâroğlu Nureddîn el-Hâc
               Rodos’a nefyen gönderildi. Ba’dehû ma’fûven avdet edib 1115 târihlerinde vefât etdi. Kâtib,                                  Amasyalıdır.  Ümerâdan  sâbıkü’t-terceme  Bîçâr  Bey’in  mahdûmu  ve  İsmail  Paşa’nın
               şâir, müteharrik bir zât idi.                                                                                          birâderidir.  Amasya  hükümdârı  Çelebi  Sultân  Mehmed  Hân’a  bevvâb-ı  Sultânî  ve  ba’dehû
                                                                                                                                      emâretle  Tokat  Sancağı  Bey’i  olup  816’da  Çelebi  Sultân’ın  Edirne’de  Taht-ı  Osmaniye
                     Hamdi Ahmed Efendi-Vâsi’ Çelebizâde es-Seyyid el-Hâc                                                             cülûsunda [247] ibkâ edildi. 822’de Tokat’a hücûm eden İnaloğlu Yar Ali Bey’in harbinde
                     Amasyalıdır.  Pervane  Bey  vakfı  mütevellîsi  Yahya  Efendi  bin  Habib  Efendi  bin                           yaralanıb  833  senesi  ramazanın  beşinde  vefât  etdi.  Kibâr-ı  ûmerâdan  nâmdâr  bir  zât  idi.
               Abdülvâsi’ Çelebi mahdûmudur. Terceme-i hâli yukarıda cilt 6, sahife 633’de yazıldı. Meşâhîr-                          Tokat’da binâ etdiği mescidi civârında Hamzalar mezârlığında medfûn olup seng-i mezârında
               i şuarâdan âlim, hattât bir zât idi.                                                                                   târih-i vefâtı bâlâda yazıldı.
                                                                                                                                            Mahdûmları  Ahmed,  Mehmed  Beylerdir.  Ahmed  Bey  genç  iken  vefât  edib  pederinin
                     Hamdi Mehmed Efendi-Müftüzâde es-Seyyid                                                                          yanında  medfûndur.  Mehmed  Bey  Amasya’dan  Geyve’ye  kaldırılmış,  orada  binâ  eylediği
                     Lâdiklidir.  Es-Seyyid  Ali  Efendi  mahdûmu  olup  pederinin  irtihâlinde  Pervâne  Bey                         zâviye  ve  imârete  832  senesi  şevvâlinde  Amasya’da  pederinden  kendisine  intikâl  eden  bir
               Malikânesi mutasarrıfı olarak ders-i âm oldu. Sultân Mehmed Hân-ı Râbi câmi-i şerîfinde tedrîs                         kervansarayı, on bir adet dükkânı, Heniske ve Menkire köylerini ve iki kıt’a bağı ve Sûhlar
               ve tezkîre mülâzemet ederek 1207’de vefât etdi. Ulemâdan şâir, mütekellim bir zât idi.                                 Çiftliği’ni vakf etmişdir. Bunun mahdûmu Hamza Bey de ümerâdandır.



                                                           68                                                                                                                     69
                                                           78
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84