Page 211 - 1-4_2
P. 211

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi Cilt: 1


               "Simreler"den akvâ olduğu tıbben musaddak ve mevki'an muhakkakdır. Diğerlerinin hudûsu
               da 641 vak'asından sonra olduğu karîben zikr edilecekdir.
                      2-  Sultân-ı  müşârün-ileyh  tarafından  binâ  ve  Amasya  dârü's-saltana  ittihâz  edildiği
               zamân  Sultân  Mes'ûd  Amasya'nın  garb  tarafında  ya'nî  "İçeri  Şehir"in  şimdi  "Kurşunlu
               Mahallesi"ne tesâdüf eden yerinde [415] bir sarây-ı âlî ve bir hamâm binâ ederek Amasya'da
               ikâmet etdiği târîhen müsbet olduğu gibi âsâren dahi muhakkakdır. Sultân-ı müşârün-ileyhin
               irtihâlinden sonra "Simre" Amasya emâretinin merkezi olduğu ve bu merkeziyyet 700 târîhine
               kadar  devâm  etdiği  târîhen  sâbit  olmuş  bir  keyfiyetdir.  612'de  "Sîmre"  vâlîsi  olan "Emîr
               Bedreddîn  Ebûbekir"  "Sinop  Kalesi"ni  tecdîd  eylediğinden  ismiyle  beraber  kalenin  ikinci
               burcunda "Sâhib-i Sîmre" olduğu mahkûk ve emîr-i mûmâ-ileyhin bu târîhde Amasya vâlîsi
               olduğu kayden müsbetdir.
                      İkinci  "Sultân  Mes'ûd-ı  Selçûkî", "Simre-i  Amasya"yı  dârü's-saltana  ittihâz  ve
               Kızılırmak’ın umûmen cihet-i şarkiyyesinde hükûmet eylediği "Heşt Behişt", "Câmiu'd-Düvel"
               târîhlerinde  mestûr  olup  bu  zamânlarda  Amasya  kadısı  olan  "Ziyâ'eddîn  Îsâ  el-Hakkârî",
               "Şemseddîn  Ahmed  bin  Verdî"  gibi  zevâtın  imzâlarında  "Kâdı'l-Kudât  bi-Dârü's-Saltanat-ı
               Sîmre"  kaydı  bulunmakdadır.  Binâ'en-aleyh,  "Sîmre"nin  binâ  edildiği  târîhden  i'tibâren
               Amasya nâmı "İç Kale"ye münhasır kalmış ve "Sîmre" nâmı devr-i Selçûkî'de galebe edib
               vilâyete alem-i mahsûs olmuşdur. Şu vasf-ı resmî, diğer "Simreler"in hiçbirinde yokdur.
                      3- 565-900 târîhine kadar bulunan bütün vesâ'ik-i şer'iyyede, sicillât-ı atîkada Amasya,
               iki kısma münkasim olup "İçeri Şehir"e "Bâtın Amasya" ve "İçeri Şehir"in ya'nî "İç Kale"nin
               [416] hâricinde olan yerlere umûmen "Zâhir Amasya" dendiği sarîhdir. "Bâğ Helkis", "Ahi
               Sâbıkeddîn",  "Ahi  Kamereddîn"  mahalleleri,  "İltekin  Bâğları"  "Zâhir  Amasya"dan  ma'dûd
               olduğu gibi Yeşilırmak’ın cenûb tarafları umûmen "Zâhir Amasya" olmak üzere mestûrdur.
               "Zâhir Amasya" denilen yerlere umûmen "Sîmre" nâmı verildiği ve "Sîmre"nin Amasya muhîti
               içinde bulunduğu ve ba'dehû "Zâhir Amasya" nâmıyla kayd edildiği o kuyûd-ı resmiyeden
               anlaşılmakdadır.  Târîhen  Amasya  kurbunda  binâ  edildiği  mazbût  olan  bu  "Sîmre"nin
               Amasya'ya en ziyâde karîb olduğu bir mevki'de bulunması diğer "Simreler"in sonradan ihdâs
               ve binâ veyâhud tesmiye edildiğini iş'âr eder.
                      4-  Bütün  tevârîh  ve  kuyûd-ı  resmiyenin  şehâdeti  üzere  birinci  "Sultân  Mes'ûd-ı
               Selçûkî", binâ etdiği "Simre" içinde medfûn ve türbesi de bu "Simre" içinde mevcûddur. Böyle
               bir  şâhid-i  zî-hayât  olan  türbe,  Amasya  Livâsı  dâhilinde  taharrî  olunduğu  sûretde  "Zâhir
               Amasya"dan ma'dûd olan Amasya muhîti içinde "Üçler Mahallesi"nin müntehâ-yı garbîsinde
               "Narlı Bahçe" nâmıyla meşhûr olan mezârlığın cenûb tarafında görüleceği meydândadır. Bu
               türbe şeklen murabba', tarz-ı Selçûkî üzere cebhesi nukûş ve tezyînât-ı bedî'a ile musanna',
               sengîn olduğu kadar büyük bir mezâr-ı muhteşemdir.
                      Bu  türbenin  birinci  "Sultân  Mes'ûd-ı  Selçûkî"ye  âid  olduğu  ve  derûnunda  medfûn
               bulunduğu bütün kuyûd-ı resmiye şehâdâtıyla [417] sâbit ve nâmı, târîh-i vefâtı cebhesinde
               garb tarafında vâki' sütûn üzerinde çiçek şeklinde hatt-ı kûfî ile mahkûkdur. Târîhlerde mestûr
               olan âsâr-ı hayriyyesinden hânkâhı bu "Sîmre" dâhilinde olduğu kayden müsbet ve el-yevm
               harâbesi mevcûd ise de câmi ve medresesi mevki'leri anlaşılamadı.
                      5-  Amasya  muhîti  dâhilinde  "Sîmre"nin  mevcûd  olduğu  857  târîhine  kadar  yazılan
               defâtir-i atîka-i sultâniyede muharrer olup yalnız bu nâmın "Üçler, Hacı İlyâs, Receb, Şâmîce,
               Küpceğiz, Gök Medrese" mahallelerine maksûr olduğu görülmekdedir. Eyyâm-ı Selçûkiyye'de
               "Sîmre" nâmı "Zâhir Amasya" yâd edilen yerlere umûmen alem-i mahsûs olduğu hâlde nüfûz-ı
               Selçûkî Amasya'dan zâ'il oldukda şu altı mahalleye kasr ve "Zâhir Amasya" dahi umûmen
               Amasya nâmıyla yâd edildiği anlaşılmakdadır.
                      6-  (857-917)  târîhine  kadar  mevcûd  olan  "İltekin  Kasabası",  "Geldiklan  Nâhiyesi"
               merkezi olduğu bütün vakfiyelerden anlaşılmakdadır. "Kızılca, Boğa, Gerne, İltekin" kurâsı
               Amasya  a'mâlinden  "Sîmre  Nâhiyesi"  dâhilinde  olduğu  bunlara  âid  vakfiyelerde  mestûr
               bulunduğundan eyyâm-ı mütekaddime-i Osmâniye'de "Sîmre Nâhiyesi" olup bunun merkezi

                                                           198
                                                           210
   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215   216