Page 212 - 1-4_2
P. 212

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               dahi  Amasya  muhîti  içinde  "İltekin  Kasabası"  iken  917  vak'asında  harâb  olarak  "İltekin
               Karyesi" olan ve el-yevm "İltekin" nâmıyla meşhûr bulunan mevki olduğu âşikârdır. [418]
                      Binâ'en-aleyh altı "Simre"den biri olan I- "Sîmre-i Amasya" târîh-i binâsından i'tibâren
               Yeşilırmak’ın  cenûb  ve  "İç  Kale"nin  şark  ve  garb  taraflarına  alem-i  mahsûs  olup  eyyâm-ı
               Selçûkiyye'de  iştihâr  ederek  Amasya  vilâyetine,  Amasya  emâretine,  Amasya  hükûmetine
               unvân-ı mahsûs dahi olmuş ve Selçûkîler'den sonra altı mahalleye münhasır olup evâ'il-i devr-i
               Osmânî'de "Geldiklan Nâhiyesi"ne maksûr olarak bir nâhiyenin ismi olmak şeklini almış ve
               bunun  merkezi  "İltekin  Kasabası"  bulunmuşdur.  917'de  "Şahkulu  Vak'ası"nda  "Simre
               Nâhiyesi" merkezi "Simre Kasabası" i'tibâr edilen "İltekin Kasabası" harâb olduğundan 1018
               sâline kadar bir karye şeklinde kalmış ve ba'dehû Amasya mahallâtından ma'dûd olup 1241
               harbinde mahalle dahi kalmamışdır. İşte "Aylem" târîhinin "el-yevm harâbdır" dediği "Simre",
               bu "İltekin Kasabası" olacakdır.
                      II- "Simre-i İlarslan": Amasya'nın şimâlinde "Suluova"ya nâzır olan "Kırklar Dağı"nın
               eteğinde kâ'in bir köydür. İkinci "Sultân Mes'ûd"un şehzâdesi "Sultân Şâh" evlâdından "Alp
               Arslan Bey bin Keyhüsrev Bey"in çiftliği idi. 783 karışıklığından istifâde emeliyle iddi'â-yı
               emâret  ve  burada  ikâmet  etmiş  ve  ammizâdelerine  ittibâ'en  oturduğu  yere  "Simre"  nâmını
               vermişdir. Ancak orası "Alp Arslan Köyü", galat olarak "İlarslan Köyü" nâmıyla meşhûr olup
               "Simre" adı kuyûd ve defâtir-i atîkaya münhasır kalmışdır. [419] Ensâbından Canik emâretinde
               bulunan "Hüseyin Bey" ile "Abdullatîf Bey" meşhûrdur.
                      III- "Simre-i Havza": Kasabanın garb tarafında kâ'in bir nâhiyenin adıdır. Bu nâhiyenin
               merkezi ibtidâ "Tatar Kalesi", ba'dehû "Umur Karyesi" olmuş ve "Sultân Mes'ûd"un vefâtından
               sonra şehzâdesi "Sultân Tâceddîn Altunbaş Gâzi" bu nâmı ibtidâ "Tatar Kalesi"ne, ba'dehû
               "Umur Bey Karyesi"ne vermişdir. 756 sâlinden sonra "Umur Bey Köyü", "Şeyh Savcı - Şeyh
               Sâfî"  nâmıyla  meşhûr  olup  "Simre"  nâmı  nâhiyeye  alem-i  mahsûs  olmuşdur.  Sultân
               Tâceddînzâde Kılıç Arslan Bey meşhûrdur.
                      IV-  "Simre-i  Koca  Kayası":  Köprü  Kasabası'nın  garb-ı  cenûbî  tarafında  yüksek  bir
               kayanın üzerinde cesîm, taş duvâr ile muhât bir kalenin adıdır. Kasabaya sekiz kilometre kadar
               yakındır. 670 sâlinden i'tibâren "Taşan Bey"in ceddi  olan "Mahmûd  Şâh bin  Husrev Şâh-ı
               Selçûkî" buraya tahassün ve icrâ-yı emâret etmiş ve "Simre" nâmını vermişdir. Evlâdının bir
               şu'besi burada emâret edib bunlardan "Haydar Bey" 833'de "Yörgüç Paşa"ya mutî' oldukda
               ammizâdelerinden "Taşanzâde Hasan Bey" bu kalede câmi-i şerîf, medrese, zâviye, türbe binâ
               ve evkâfını tanzîm ve mahdûmu "Şâhîn Bey" tevsî' etmişdir. "Melik Ahmed Çelebi", "Emir
               Çelebi" bu "Simre"de medfûn olup türbeleri vardır. "Oruç Köyü" ile [420] "Köprü Karyesi"
               yeri  dahi  bu  "Simre"  muzâfâtından  olduğu  "Yörgüç  Paşa"  ve  "Hasan  Bey"  vakfiyelerinde
               mestûrdur.
                      V- "Simre-i Lâdik":  Kasabanın  cihet-i  şarkiyyesinde kâ'in  gölün  kenârında ufak bir
               kasaba olduğu  kuyûd-ı resmiyeden anlaşılmakdadır. 718 sâlinden sonra "Sultân Mes'ûd"un
               şehzâdesi "Sultân Şâh" burada ikâmet etmekle "Simre" nâmını kazanmışdır. Mahdûmu "Kubâd
               Bey" iddi'â-yı emâretle iştihâr etdiğinden oğulları bir derece hâ'iz-i nüfûz olmuşdur. Bunlardan
               "Cüneyd  Bey"  Canik  emâretinde  bulunup  ammizâdelerinden  bulunan  "Taşanoğulları"ndan
               "Ali Bey, Ahmed Bey" ile münâza'âtı meşhûrdur. "Cüneyd Beyzâde Âdil Bey"in Merzifon'da
               mahallesi,  bu  "Simre"de  zâviyesi,  "Arslan  Çayırı"nda  vakfı  vardır.  Bunun  ahfâdı  el-yevm
               evkâfından müstefîd olarak Köprü'de ikâmet etmekdedirler.
                      VI-  "Simre-i  Kedeğra":  Köprü  Kasabası'nın  cihet-i  şarkiyyesinde  kâ'in  "Bayram
               Köyü"nden ibâret olup "Yeşbeyi Karyesi" dahi "Simre"den ma'dûd olduğu anlaşılmakdadır.
               Meşhûr "Taşan Bey" bu "Simre"den iştihâr etmiş, mu'ahharan "Sultân Kemâl-i Dânişmendî"ye
               vatan olmuş ve "Taşanoğulları"na mu'âraza etdiğinden kaldırılmışdır.
                      Şu  altı  "Simre"nin  târîh-i  binâsı,  zamân-ı  hudûsu  ve  bunlarda  ikâmet  eden  zevâtın
               sülâlesi tedkîk olunursa ibtidâ birinci "Sultân Mes'ûd", "Zâhir Amasya"da bir şehr-i cedîd inşâ
               ve  "Sîmûre-Simre"  [421]  nâmıyla  tevsîm  etmiş,  ba'dehû  evlâdı  şu  medîne-i  Selçûkiyye'de

                                                           199
                                                           211
   207   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217