Page 208 - 1-4_2
P. 208

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                      "Çelebi Sultân Mehmed Hân" hazretlerinin medresesi "Sultâniye-i Merzifon" demekle
               meşhûr olup "Ferîdeddîn Mehmed Devvânî", "Seydî Şemseddîn Ahmed Kırîmî", "Rükneddîn
               Abdülkerîm Amâsî", "Nizâmeddîn Abdurrrahmân Âfitâbî" gibi fuzalâ 1260 târîhlerine kadar
               bu medrese müderrisliğinde iştihâr eyledikleri hâlde mu'ahharan usûl-i verâset bu medreseyi
               dûçâr-ı  ta'tîl  etdiğinden  bir müddet  esliha-i  askeriyye  deposu  olmuş  ve  yakın  zamânlarda
               i'mârına himmet buyurulmuşdur.
                      "Medrese-i  Dürriyye"  demekle  ma'rûf  olan  "Dürrî  Efendi"nin  medresesi  evkâfını
               mahdûmu "Şeyhü'l-islâm Mustafa Efendi" tanzîm etdiği münâsebetle "Dürrîzâde Medresesi"
               denmiş  ise  de  medreseyi  pederinin  yapdırdığı  kayden  müsbetdir.  Bu  medrese-i  âliye  diğer
               medâris gibi bir sülâle-i [406] ilmiyye idâresinde bulunduklarından her birinin müderrislerini
               ta'dâda  burada  hâcet  görülmemiş  ve  bâb-ı  sânîde  sülâle  re'îsinin  tercemesi  zeylinde zikr
               edilecekdir.
                      Merzifon Kazâsı "Merzifon, Merzifonâbâd, Gelgiras" nâmlarıyla kadîmen üç kazâdan
               müteşekkil olup 1296 teşkîlâtında "Merzifonâbâd Kazâsı" ilgâ olunarak hâvî olduğu kurâdan
               ekserîsi "Hacıköyü Kazâsı"na ve bir kısmı dahi "Merzifon Kazâsına" verilmişdir. Kadîmen
               merkezi "Bulak Kasabası" olup el-yevm "Hacıköyü Kazâsı"nda bir köydür. Ba'dehû "Gelgiras
               Kazâsı" da ilgâ ve kurâsı Merzifon Kazâsı"na ilhâk edilip Merzifon Kazâsı tevsî' olunarak dört
               nâhiye i'tibâr edilmişdir:
                      1- "Alıcak Nâhiyesi"dir ki: Kazânın garb-ı cenûbîsini ihâta eder. Anadolu nâzırı olan
               Tatar kumandanı meşhûr "Alıcak Noyin"in bu nâhiye umûmen çiftliği olduğu münâsebetle 670
               târîhinden beri tesmiye edilmişdir. Nâhiyede bu kumandanın adından başka bir eseri yokdur.
               Mu'ahharan evlâdı kabûl-i İslâm edib ahfâdından ba'zıları burada ikâmet etmişlerdir. Meşhûr
               "Çayırköylü Ahmed Paşa" bu nâhiyedendir.
                      2-  "Zoğu  Nâhiyesi"dir  ki:  Kazânın  şark-ı  şimâlî  taraflarını  ihâta  eder.  Nâzır-ı
               mûmâ-ileyh "Alıcak Noyin"in kethüdâsı, vekîl-i umûru zâlim-i meşhûr "Zoğay" nâm bir Tatar
               beyinin bu nâhiye çiftliği [407] olduğu münâsebetle 700 târîhlerinden beri tesmiye edilmiş ve
               galat olarak "Zoğu" denmişdir. Bunun evlâdı, ahfâdı bu nâhiyede ikâmetle benâm olmuşlar idi.
               Vüzerâdan "Timur  Süleyman  Paşa"  ve  birâderi  beylerbeyi  "Cevher  Paşa"  "Zoğu"  nâmıyla
               meşhûr köydendir.
                      3- "Gelgiras Nâhiyesi"dir ki: Kazânın cenûb taraflarını tamâmiyle ihâta eder. Kadîmen
               "Gelingiras" nâmıyla muharrer olup "Kiras Hâtun", "Alıcak Noyin"in kerîmesi ve "İzzeddîn
               Mehmed  Pervâne  Bey"in  zevcesi  olduğuna  binâ'en  gelin  olduğu  zamân  bu  çiftliğe  mâlik
               olduğundan  tesmiye  edilmiş  ve  ba'dehû  tahfîf  olunarak  "Gelgiras"  denmişdir.  Bu  hâtûnun
               merkez-i nâhiye olan "Gelingiras Karyesi"nde bir hamâmı vardır. Buradan zuhûr ve "Sultân
               Mehmed Hân-ı Sânî" hazretlerinin devrinde temâyüz eden "Hayreddîn Hızır Paşa" burada bir
               câmi-i şerîf ve mahdûmu "Hasan Paşa" bir medrese ve mekteb binâ etmişlerdir. Kadîmen burası
               merkez-i kazâ olduğu hâlde mu'ahharan tedennî etmişdir. El-yevm âsâr-ı medeniyye harâbeleri
               görülmekdedir.
                      4-  "Gümüştekin  Nâhiyesi"  olup:  Kazânın  garb  taraflarını  ihâta  eder.  Bu  nâhiye,
               hükûmet-i Dânişmendiye re'îsi bulunan "Melik Ahmed Dânişmend Gâzi" oğlu "Gümüştekin
               Gâzi"ye  nisbet  edilmekdedir.  "Bulak  Kazâsı"  nâmıyla  ma'rûf  olan  kazâya  merbût  iken
               mu'ahharan kurâsıyla beraber Merzifon'a ilhâk edilmişdir.
                      Merzifon Kazâsı'nda ricâl-i Osmâniye'den dört sülâle-i mühimme neş'et [408] etmişdir.
               Biri "Devlet Hâtun" kethüdâsı "Yûsuf Paşa Sülâlesi" olup müşârün-ileyhânın evkâfına dört yüz
               sene kadar mütevellî olarak "Şehsüvâr Paşa, Ahmed Paşa" gibi ricâl-i devlet yetişdirmişdir.
               Diğer "Gelgiraslı Sülâlesi" olup "Hayreddîn Paşa, Hasan Paşa" bunlardandır. Öbürü "Ramazân
               Sülâlesi"  olup  re'îsü'l-küttâb  "Mehmed  Bey",  iki  kazasker,  on  kadar  mevâlî  gibi  ricâl-i
               kalemiyye ve ilmiyye yetişdirmişdir. Dördüncüsü sadr-ı esbak "Kara Mustafa Paşa Sülâlesi"
               olup son iki sülâle İstanbul'da ikâmet ve iştihâr etmişlerdir. Tarîkat-ı Sünbüliyye pîri "Sünbül
               Sinâneddîn Yûsuf Efendi" hazretleri Merzifon'un yetişdirdiği kibâr-ı evliyâdır.

                                                           195
                                                           207
   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213