Page 207 - 1-4_2
P. 207
Amasya Tarihi 1-4. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi Cilt: 1
de bir hamâm-ı latîf inşâ ve 868'de "Horasânî Pîrî Baba" bir zâviye ve "Merzifonî eş-Şeyh Ali
Çelebi" dahi "Zeynîler"e mahsûs diğer bir tekke binâ ve her biri evkâfını tanzîm ve kasabayı
ihyâ etmişlerdir.
900'de "Bozacı Ali Çelebi", mahallesinde bir câmi ve mekteb ve 962'de "Merzifonî
Ramazânzâde Mehmed Bey" bir medrese ve 987'de ümerâdan "Süheyl Bey" diğer bir medrese
binâ etmişlerdir. Bunlar "Ramâzâniye, Süheyliye" Medreseleri nâmıyla meşhûrdur. Medrese-i
Süheyliye'ye mu'ahharan "Zeyneliye" dahi denmişdir. "Âdil Mahallesi"nde "Sırrı Baba
Tekkesi" demekle meşhûr olan zâviyeyi meşâyih-i Nakşbendiye'den "eş-Şeyh Sırrî Ali Efendi"
1035'de binâ ve 1018'de ümerâdan "Osmân Bey" bir mekteb ve çeşme ve mescid ve 1072'de
mîrâhûr "Merzifonî Ali Ağa" bir mekteb inşâ ve evkâfını tanzîm etmişlerdir. [403]
1087'de sadr-ı a'zam "Merzifonî Kara Mustafa Paşa" ibtidâ maskat-ı re'si olan "Marınca
Karyesi"nde vâlidesi "Âbide Hâtun"un binâ etdiği mescidi tevsî' ederek bir câmi-i şerîf ve
mekteb ve 1090'da Merzifon Kasabası'nın ortasında metîn, kârgîr bir câmi-i şerîf ve önünde bir
muvakkithâne, kütübhâne, dershâne ve şadırvan binâ ve "Taşan Dağı"ndan iki kilometrelik bir
mesâfede lağımlar inşâ ederek kasabaya su getirmiş ve otuz kadar kârgîr çeşme binâsıyla
cidden kasabayı ihyâ ve câmi-i şerîfe dersiye vaz' etmişdir. Evkâfı mebzûldür.
1145'de şeyhü'l-islâm-ı esbak "Merzifonî Dürrî Mehmed Efendi" bir medrese ve
1178'de "el-Hâc Ali Ağa" diğer bir medrese ve 1212'de "el-Hâc Hasan Ağa" diğer bir medrese
daha inşâ ederek "Hacı Hasan Ağa"nın medresesi "Şifâ'iye" demekle meşhûr olmuşdur. "Hacı
Bâlî Mahallesi"nde "Hasan Ağa" bir câmi-i şerîf ve 1178'de "Hâmid Efendi" diğer bir câmi-i
şerîf ve "Harmânlı Mahallesi"nde kadı "Emîn Mehmed Efendi" diğer bir câmi-i şerîf ve mekteb
ve Kara Mütesellim "Hüseyin Ağa" ve diğer mütesellim "el-Hâc Süleyman Ağa" birer çeşme
ve mekteb ve "Musliheddîn Çelebi" gibi ashâb-ı hayrât dahi mescidler, mektebler binâ ederek
kasabanın i'mârına ve mebânî-i âliyye ve dîniyye ihyâsına himmet etmişlerdir.
Merzifon Kasabası, Amasya Sancağı kazâlarının umûmuna [404] merci' olacak bir
mevki'i, cesâmeti hâ'iz olduğuna binâ'en 1300 sâlinde Amerikalılar "Kollej" demekle meşhûr
mekteblerini şehrin gâyet mükemmel, âlî bir yerinde te'sîs ve küşâd ve mekâtib-i rüşdiye,
i'dâdiye derecesinde bir proğram tatbîk ve derûnunda erbâb-ı sanâyi'e mahsûs bir dâru's-sınâ'a
ve umûma mahsûs bir hastahâne inşâ ederek neşr-i ma'ârife hizmet, menâfi'-i mâddiye te'mîn
etmeğe ikdâm etmişlerdir.
Fakat şu mektebin harekâtı, neşr-i ma'ârife himmetden ziyâde müdâvimleri bulunan
Ermeni gençlerinin efkârını tevsî'a, hissiyâtını tehyîce hizmet etdiği anlaşılmakla beraber
millet-i mu'azzama-i Osmâniye'nin gözünü açmağa pek büyük medârı olduğundan Merzifon'da
medâris-i İslâmiyenin ıslâhına ibtidâr ve iki mekteb-i ibtidâ'î ve 1310'da bir mekteb-i rüşdî te'sîs
ve 1330'da bu mekteb-i rüşdî görülen lüzûma binâ'en mekteb-i i'dâdiye tahvîl ve mekâtib-i
ibtidâ'iyye teksîr edilmişdir.
1311 iğtişâşında hükûmet konağı ve kasabanın ortası yanmış olduğundan eşrâf ve
efrâd-ı kazâ umûmen i'ânâta bezl-i gayret ederek hükûmet konağı, belediye dâ'iresi, âlî bir kışla
mükemmel sûretde binâ ve ma'ârife îrâd olmak üzere bir hamâm-ı latîf, otel, kırâ'athâne, ticâret
mağazaları inşâ ve gâyet gayûr, kâni' Tatar muhâcirleri mevâki'-i münâsibeye iskân edilmiş
olmakla kasabanın cesâmeti, zîneti, [405] ticâreti, serveti ve binâ'en-aleyh ehemmiyeti
fevkalâde tezâyüd eylemişdir.
Sadr-ı a'zam "Kara Mustafa Paşa", "Hacı Ali Paşa" ve kibâr-ı vüzerâdan "Ahmed Paşa,
Hüseyin Paşa, Halil Paşa, Mehmed Paşa, Mustafa Paşa" ve beylerbeyilerden "İbrâhim Paşa,
Ahmed Paşa, Abdullah Paşa" gibi pek çok ümerâ ve şeyhü'l-islâm "Dürrî Mehmed Efendi",
kazasker "Hâfız Abdurrahmân Efendi", nişancı "Mehmed Bey" gibi pek çok mevâlî, ulemâ,
ricâl-i devlet Merzifon Kasabası'ndan zuhûr etmişdir. Ulemâ-i zamân "Cemâleddîn Safer Şâh",
"Şerefeddîn Hamza", "eş-Şeyh Nizâmeddîn Abdurrahîm Zeynî" bu kasabanın yetişdirdiği
evliyâ ve fuhûl-i ulemâdandır.
194
206