Page 556 - 1-4_2
P. 556

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


               sipâhî kethüdâyeri Köprülü Mehmed Ağa’yı maiyetine alıp kendisine muahharan hazînedâr
               tâyin etdi.
                       Amasya’da menfiyyen ikâmet eden Hoca Ömer Efendizâde Abdullah Efendi ile esbak
               ikinci defterdâr Amasyalı Hüseyin Efendi’yi ıtlâk edib müreffehen İstanbul’a gönderdi. Diğer
               menfî  ricâli  de  ıtlâk  ve  taltîf  ve  Mutasarrıf  Osmân  Paşa’nın  aleyhinde  dermeyân  edilen
               şikâyetleri istima‘ etdi.
                       Hüsrev Paşa, ramazânın yirmi beşinde Amasya’dan kalkıp Tokat’a gitdi. Amasya’dan
               şâkîlerini  Tokat’a  celp  ve  şikâyetleri  tetkîk  etdikten  sonra  zâten  ordu  ricâlini  de  harekât-ı
               tecâvüzkârânesiyle dilgîr etmiş olan mutasarrıfı i’dâm etdirdi. Amasya sancağını da Basra’dan
               Tokat’a gelmiş olan Mehmed Bey’e tevcîh etdi.

                       Mehmed Bey
                       Basralıdır. Esbak Basra Vâlisi “Türk Ali Paşa” demekle meşhûr olan Amasyalı Seydî
               Beyzâde Ali Paşa’nın mahdûmudur. 1037 senesi şevvâlinin gurresinde Amasya sancağı beyi
               olduğu emri zilka’de evâilinde geldi. 633  [55]
                       Zilka’de  evâilinde  Amasya’da  ber-vech-i  tekâ‘üd  Sultân Bâyezîd  evkâfı  mütevellîsi
               olan esbak Şam Beylerbeyi Dizdârzâde Mehmed Paşa, Hüsrev Paşa’nın himmetiyle Mar’aş
               beylerbeyi olup, mirlivâlardan Mahmûd Paşalı Hasan Bey, evkâf-ı Sultâniyye mütevellîsi oldu.
               Bu esnada Şam Vâlisi Tayyar Mehmed Paşa yine Sivas vâlisi olup geldi.
                       1038  senesi  gurre-i  muharreminde  Kadı  Abdülcelîl  Efendi’nin  müddet-i  örfiyyesi
               bitdiğinden Şeyh Muharrem Efendizâde Mehmed Efendi, Amasya kadısı oldu. Bunun birâderi
               Mustafa Efendi, Hüsrev Paşa’nın imâmı etbâ‘ının ma‘lûmu idi.
                       Saferin on üçünde Sivas Vâlisi Tayyar Mehmed Paşa, Erzurum Vâliliği’ne tâyin edilip
               yeniçeri ağalığından ma‘zûl olan Bolulu Halil Ağa, Sivas beylerbeyi oldu. Buna “Demir Kazık”
               denirdi.
                       Hüsrev Paşa, Erzurum’da ilân-ı isyân eden Abaza Mehmed Paşa’yı istima‘na mecbûr
               eylediğinden  bu  muhârebelerde  yararlıkları  sebk  eden  Gürcistan  ümerâsından  Mağra  ve
               Mehmed Bey’e Karaman Eyâleti ve büyük oğlu Hüftâdî Ahmed Bey’e de Amasya emâreti
               tevcîh edildi.

                       Hüftâdî Ahmed Bey
                       Gürcistan’da Kartelli’dir. Osmanlı Türk Devleti’ne büyük hizmetler gören [56] Kartel
               hâkimi Yuset Hân oğlu Mağra ve Mehmed Paşa’nın oğludur. Pederi ile beraber kabûl-i İslâm
               etmişdi. 1038 senesi rebîülâhirinde Amasya beyi olup geldi.
                       Hüftâdî Ahmed Bey, Amasya’da “Yüz Oğlu” demekle meşhûr olmuşdu. Yüz Oğlu,
               galiba Gürcüler arasında “Yuset Oğlu” denilen künyeden kinâye olacaktır. Her halde manâlı
               bir künyedir. 634
                       Bu zamanın şuarâsından Amasyalı meşhûr Mustafa Türâbî Efendi, Hüftâdî Beye tarif
               etmiş olduğundan (Tezkire-i Abdî Efendi) de görülen beyitleri buraya nakledildi.



                       Beyit


               633  Hüsrev Paşa’nın Huzûr-ı Humâyûn’a takdim edilen telhîsi müsveddesi Ahkâm Defterinde görülmekle aynen
               buraya nakledildi. Livâ-i Amasya bundan akdem Basra’da Kaban sancak beyi olan Mehmed Bey Basra’dan gelip
               der-i devlete birkaç defa gelip gidip uğur-ı hümâyûnda hizmette bulunup ve hâlâ dahî Basra’dan gelip Basra’ya
               asker gönderip müstahakk-ı inâyet olmakla livâ-i mezbûr mûmâ-ileyhe tevcîh olunmağın … emri yazılmıştır. 4
               Zilkâde 1037 telhîsin târihi gurre-i şevvaldir.
               634  Çünkü yüz, kûz vezninde Türk Dili’nde ormanda büyümüş, vahşî, yabânî, cür’etkâr, herkese saldırır, herkesten
               kaçar mahlûka denir.
                                                           853
                                                           555
   551   552   553   554   555   556   557   558   559   560   561