Page 564 - 1-4_2
P. 564

Amasya Tarihi 1-4. Cilt                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                                                                             Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Hoca  Ahmed  Paşa,  birâderzâdesi  olup  hânesinde  misafir  bulunan  Rumeli  Kazaskeri
               Hocazâde Abdullah Efendi’nin istifasıyla Mısır kazâsını talep ve kabulüne tavassut ederek
               yeğenini bir badireden kurtardı.
                     Çünkü  Sadr-ı  a’zam  Tabanıyassı  Mehmed  Paşa’nın  tahrîkâtıyla  Abdullah  Efendi’nin
               aleyhinde ba’zı tertîbâta Abdullah Efendi muttali‘ olduğu anda hayatından ümidini kesmişdi.
               Çünkü Sultân Murâd’ın sağı solu yoktu. Ufak bir hatasıyla yahut birinin si‘âyesiyle büyük
               başları kestiriyordu. [76]
                     Amasya’nın ulemâ ve şuarâsından Hocazâde Abdullah Remzi Efendi tanzim eylediği bir
               kasîde ile te’lîf etdiği Kasîde-i Bürde Şerhi’ni, Şeyhzâde Abdî Efendi de medhiyesini Sultân
               Murâd’a takdîm ederek iltifat ve ihsanlara mazhar oldular.
                     Cumâdelâhirenin  yirmi  dördüncü  Salı  günü  Sultân  Murâd  sabahleyin  Amasya’dan
               hareketle  Gelgiras’a  gitdi.  Buradan  kalkıp  Hacı  Hamza  kasabasına  vardığı  anda  Amasya
               Mütesellimi Ömer Bey’in celbini irade edib recebin ikinci günü Çerkes menzilinde yetişen
               bîçârenin boynunu vurdurdu fakat sebebi bir türlü anlaşılamadı. 640  [77]
                     Sultân Murâd’ın Amasya Mütesellimi Ömer Bey’in celb ve idâmından sonra Yörgüç
               Paşazâde Mustafa Bey Amasya mütesellimi oldu. Ömer Bey’in emlâk ü emvâli bâ-fermân-ı âli
               Sivas’tan gelen Defterdâr Ebû Bekir Efendi tarafından müsâdere ve fürûht edilerek esmânı
               İstanbul’a gönderildi. Yetim ve muhtaç bir halde kalan bir kerimesiyle oğlu Osmân Çelebi’ye
               bir hânesi kaldı. Bunlara yevmiye verildi.
                     Ramazânın gurresinde Müftü Şeyh Ya’kûbzâde Mustafa Efendi’nin azline binâen kibâr-
               ı müderrisînden Dursunzâde diğer Mustafa Efendi Amasya müftüsü ve Sultâniye müderrisi ve
               zilka’dede Şeyhî Bey’in ref‘iyle Şâtır Ali Ağa kethüdâyeri oldu.
                     1046 senesi muharreminde hey’et-i sâbıka ber-karar olup saferde Amasya Beyi Elkâs
               Bey hasmı olup Sultân Murâd’a fevkalâde hulûl eden Emîr Gûne oğlu Yûsuf Paşa, Tahmasp
               Kulu Hân si‘âyesiyle ma‘zûl  olduğundan Amasya sancağı  Trablusşam  Beylerbeyi  Mustafa
               Paşa’ya tevcîh edildi.

                     Mustafa Paşa
                     Amasyalıdır.  “Hacı  Efendizâde”  demekle  meşhûr  el-Hâc  Mehmed  Efendi’nin
               mahdûmudur. 1046 senesi saferinin on birinde Amasya mutasarrıfı olup [78] geldi. Pek müsin
               olduğundan kethüdâsı olan birâderzâdesi Sarı Mehmed Ağa, Amasya mütesellimi oldu.
                     Cumâdelûlâ gurresinde Kadı Hasan Efendi’nin müddet-i örfiyyesi bitdiğinden Bayram
               Efendizâde el-Hâc Hızır Efendi Amasya kadısı oldu. Harpten gelen Keyvanzâde Hızır Bey
               mahkemeye müracaatla hemşiresi Nâzenîn Hanım’ın ref‘inden Hızır Paşa mütevellîsi oldu.
                     Cumâdelûlâ ortalarında Mütesellim Sarı Mehmed Ağa’nın tecâvüzkârâne harekâtı a‘yân
               ve halkı dilgîr eylediğinden azliyle kethüdâyeri Şâtır Ali Ağa Amasya mütesellimi olup halka
               sükûn geldi.

               640  Şu tafsilatı Enderun Sefernâmesiyle Cihâdnâme ve Tezkire-i Abdî’den aldım. Sefernâme, Sultan Murâd’ın
               Revan Seferine azîmet ve avdeti ve vakâyi‘ini günü gününe muhtasar bir takvim gibi zabteden bir târihçedir.
               Maiyetinde bulunan Enderun Ağaları tarafından zabt ve tahrir edilmiştir. Bu sefernâmeyi Evkâf mahzeninde bulup
               not  etmiştim.  Cihadnâme  de  bu  tarzda  daha  muhtasarca  yazılmıştır.  Bunu  da  Lâleli  Kütüphânesinde  (1068)
               numarada buldum. Bunda Sultan Murâd’ın Tokat ve Amasya’ya gelip gitmesi şöyle kaydedilmiştir: “Yevm-i
               erbi‘â Tokat’ta oturarak bir gün. Yevm-i hamîs İnepazar. Yevmü’s-sebt Turhal. Yevmü’l-ehad cumâdelâhire 20,
               Eski İnepazar. Yevmü’l-isneyn cumâdelâhire 21, menzil-i Amasya saat 7. Yevmü’s-sülesâ menzil-i Gelgiras …”
               Görülüyor ki, Sefernâme’nin zabtıyla Cihadnâme’nin kaydı arasında fark vardır. Sefernâmenin zabtı ve tafsilatı
               Abdî Efendi’nin Tezkiresindeki kaydına muvâfık görüldüğünden tercih edildi. Çünkü Sefernâme, sefere me’mur
               olan Enderun ağaları tarafından müşâhedâta müstenîden yazılmıştır. Vecîhî, Hasan Beyzâde, Fezleke, Naîmâ
               târihlerinde bu tafsilata, hatta Sultan Murâd’ın Amasya’ya uğradığına dair nesne yoktur. Yalnız Veliyyüddin
               Efendi Kütüphânesinde mevcut Edirneli Hasan Efendi’nin (Nuhbe-i Ahbâr) adlı eserinde Sultan Murâd’ın Revân
               Seferinden avdetinde Amasya’ya uğradığı iki kelime ile yazılmıştır. Evkâf mahzeninde bulduğum 1046 târihli
               maliye defterinde “Sâbık Amasya Mütesellimi Ömer Bey’in çiftlik pahası akçe 10.000” kaydı Sefernâmeyi tasdik
               etmektedir.
                                                           861
                                                           563
   559   560   561   562   563   564   565   566   567   568   569