Page 125 - 6-8
P. 125

Amasya Tarihi Cilt: 6
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Bu  zâviyenin  vakfiyesi  Zanalızâdelerden  birinin  elinde  olduğunu  öğrendim  ise  de
               ma’alesef ne o kimseyi ne de vakfiyesini göremedim. Kuyûd-ı vakfiyeden öğrendiğime göre
               tevliyeti evlâdına ve nezâreti ilk şeyhi olan müşârün-ileyhin evlâdına meşrût olduğu anlaşıldı.
                      1092’de tevliyeti züamâdan Veli Bey’e tevcîh edilmişdi. Sâdât-ı ulemâdan Zanalı es-
               Seyyid el-Hâc Ahmed Efendi tevliyeti bundan alıp 1099’da sânîyen Veli Bey’e verildi. Ba’dehû
               sânîyen yine Hacı Ahmed Efendi mütevellî oldu. 1097’de tekkenin şeyhi ve nâzırı olan eş-Şeyh
               Mehmed Efendi’nin vefâtıyla nezâreti de kendisine tevcîh etdirmişdi. Zâviye, Zanalızâdelerin
               tevliyet ü nezâretinde yanıp arsa olarak satılmıştır. Vâridâtı kurâ ve mezâri’dir. [388]

                      Ahmed Şemseddîn Bey-Gümüşlüzâde
                      Amasya a’yânından Gümüşlüzâde Abdullah Bey bin Mahmûd Bey bin Nişâncı Ahmed
               Paşa’nın mahdûmudur. Amasya’da tahsîl-i ma’arifden sonra vâlî bulunan Sultân Bâyezîd Hân-
               ı Sânîye intisâb ederek kâtib-i dîvânî, ba’dehû defterdârı oldu.
                      886’da sultân-ı müşârün-ileyhin cülûsunda İstanbul’a gelip baş-defterdâr oldu. Ancak
               rükabâ-yı ikbâli tarafından Sadr-ı a’zam Amasyalı İshâk Paşa’yı, vezîr-i sâlis Hızır Paşazâde
               Mehmed Paşa’yı, bunu ve re’isü’l-küttâb Amasyalı Pîr Ahmed Çelebi’yi, da’va-yı saltanatla
               kıyâm eden Şehzâde Sultân Cem tarafdârı gösterilmişdi. 889’da İshâk Paşa Selânik’e, Mehmed
               Paşa bin Hızır Paşa Amasya’ya, sâhib-i terceme Dimetoka’ya, Pîr Ahmed Çelebi de İnegöl’e
               nefyedilerek azledildi. Çünkü sâhib-i terceme, Dimetoka’da kâin çiftliklerini 888’de vakfetmiş,
               Amasya’da müceddeden binâ etdiği câmiinin kapısı bâlâsında mahkûk olan ebyâtı vakfiyesine
               derc etdirmişdi. [389]
                      890’da  Amasya’da  kâin  ceddînin  câmii  arsası  üzerine  müceddeden  ve  tevsi’an
               mükemmel bir câmi-i şerîf yaptırdığını kapısı bâlâsına hakk etdirdiği “İbtidâ-yı în binâ  ba-
               hayr-ı Ahmed Bey  be-hân lik târîhiş bûd  kadtemme câmi’ün-kebîrun-890” beytinden anlaşılır.
               Ya’ni 888’de binâsına mübâşeret ve 890’da ikmâl edildi, demek olur.
                                                                                           22
                      Defterdâr müşârün-ileyh Dimetoka’da 891 senesi evâilinde vefât edib  orada Sultân
               Bâyezîd-i Evvel Câmiinin şimâlinde kâin kabristan içinde medfûndur. 1308’de Dimetoka’ya
               gidip kabrini araştırdım. Bu kabristân içinde bir defterdârın medfûn olduğu söylendi ise de
               kabrini ma’alesef bulamadım. Gösterilen yerde yere gömülmüş ufak ve kara bir taş gördüm.
               Yazı yokdu.

                      Ahmed Şemseddîn Çelebi-Bâlîzâde
                      Müverrih-i meşhûr Amasyalı Bâlî Ahmed Çelebizâde Şükrullah Çelebi bin Şehâbeddîn
               Ahmed  Bâlî  Çelebi  bin  Zeynüddîn  Siyavuş  Çelebi  bin  eş-Şeyh  İzzeddîn  Evrân  Çelebi  bin
               Doğan es-Silifrî mahdûmudur. Ceddi Bâlî Çelebi, Mü’eyyedzâdelerin ceddi olan [390] eş-Şeyh
               Alâeddîn Ali Yârî Çelebi birâderidir.
                      Ulemâ-yı  asrdan  tahsîl-i  ulûm  edib  Edirne’de  müderris,  ba’dehû  kadı  oldu.  879’da
               Şehzâde Sultân Cem Çelebi Konya vâlisi olup Konya Kadısı İbrâhim Paşa bin Mehmed Çelebi
               bin Muhsin Çelebi de vezîri ve müdebbir-i umûru oldukda Konya kadısı ve kaz’askeri oldu.
                      886 senesi rebiülevvelinde Amasya vâlisi Sultân Bâyezîd Hân-ı Sânî İstanbul’a gelip
               taht-ı Osmâniyye cülûs etdikde birâderi şehzâde Sultân Cem Konya’da i’lân-ı saltanât ederek
               887 de sâhib-i tercemeyi sefâretle Sultân Bâyezîd’in nezdine gönderdi.
                      İbtidâ  Sultân  Bâyezîd’in  izzet  ve  ikrâmını  gördü.  Sultân  Cem’in  matlabını,  ya’nî
               memâlik-i Rumeli’de Sultân Bâyezîd ve memâlik-i Anadolu’da Sultân Cem icrâ-yı hükûmet
               etmek üzere memâlik-i Osmâniyyenin taksîmini arz etdikde derhâl habs edildi. 888 senesinde
               Sadr-ı a’zam İshâk Paşa’nın şefâ’atiyle mahbusdan çıkdı. 892’de ma’zûlen vefât etdi. [391]
                      Kibâr-ı ulemâ ve üdebâdan zarîf, natûk, fâzıl, muhâzarâta vâkıf, gâyet kâmil bir zât idi.


               22  Müşârün ileyhin maktûlen vefât ettiğine dâ’ir Amasya’da bir rivâyet vardır. Dimetoka’ya âid vakfiyesi kuyûd-
               ı vakfiye idâresinde müsecceldir.

                                                           120
                                                           124
   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130