Page 127 - 6-8
P. 127

Amasya Tarihi Cilt: 6
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      882’de  Tâcî  Bey’in  Bağdâd’a  firârında sultân-ı  müşârün-ileyhe  nişâncı  olup  886’da
               Bâyezîd-i Sânî taht-ı  Osmânîye  cülûs  etdikde  İstanbul’a  gidip  ba’zı  emânetlerde  istihdâm
               edilerek 893’de Kara Dâvud Paşa’nın azlinde nişâncı olduğu evrâk-ı resmîyede görüldü.
                      898’de  tanzîm  edilen  Sultân  Bâyezîd’in  Edirne  vakfiyesinde  nişâncı  olarak  görülüp
               899’da vezîr ve kubbe-nişîn oldukta selefi kendisine halef oldu. 903’de Candarlızâde İbrâhim
               Paşa sadr-ı a’zam oldukta ma’zûl ve ba’dehû merhûm oldu.
                      Âlim, kâtip, hattât idi. Birâderleri el-Hâc [395] Îsâ, Kâsım, Mahmûd Beylerdir. 882’de
               bu birâderleri ile beraber müştereken pederlerinin vakfiyesini tanzîm ve evkâfını tesbît etdirdi.
               903’de pederinin mescid-i mesâlihine kendi emlâkini vakfetmişdi. Vakfiyesinde “el-vezîrü’l-
               kebîr Ahmed Paşa bin Hamza et-Tevki’î” yazılıdır.
                      Şâyân-ı dikkatdir ki 903’de dîvân-ı hümâyûnda vezîr olan Fenârîzâde Ahmed Paşa da
               azledilerek Bursa’ya gönderilmiş ve yerine Hersekzâde Ahmed Paşa vezîr olmuş idi. Bunlar
               evrâk  u  kuyûd-ı  resmîyeden  anlaşıldı.  Hacı  Hamza  Bey’le  Ahmed  Paşa’nın  vakfiyeleri
               mütevellileri elinde görüldü. Bunlar kuyûd-ı vakfiye idâresinde müseccel değildir.

                      Ahmed Kutbî Çelebi-Câmîzâde
                      Mevlânâ  Abdurrahman  Câmî  Hazretlerinin  akrabâsından  ve  Amasya  ulemâsından
               Mevlânâ  Kutbeddîn  Mahmûd  Câmî  mahdûmu  olduğu  kendi  imzâsından  anlaşıldı.  Halk  ve
               şu’arâ arasında “Kutbî Ahmed Çelebi”  demekle meşhûr olduğundan tercemesi harf-i kâf’da
               gelir.

                      Ahmed Çelebi-Mevlânâ Şemseddîn
                      [396] Amasya ulemâsından mu’allim-i Sultânî Hatîp Kâsım Efendi’nin birâderi olup
               Mevlânâ Ya’kûb Çelebi bin Ahmed Çelebi bin Mehmed Bey bin Ebûbekir Bey bin Emîr el-
               Hâc  Ali  Bey’in  mahdûmudur.  Halfet  Gâzi  evlâdından  olup  ba’de’t-tahsîl  kibâr-ı  ulemâ  ve
               kudâtdan oldu.
                      Birâderinin vefâtı üzerine Halfet Gâzi evkâfına mütevellî olduğu hâlde 905 hudûdunda
               vefât  etdi.  Mahdûmu  Abdullah  Efendi  de  kibâr-ı  ulemâ  ve  kudâtdandır.  Yeğeni  Hatîb
               Kâsımzâde Mevlânâ Muhyiddîn Mehmed Efendi de kibâr-ı fuzalâdandır.

                      Ahmed Efendi-Osmâncıklı el-Hâc
                      Mehmed oğludur. Amasya’da fuzalâdan tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm ve Halfet Gâzi
               müderrisi  oldu  907  sâlinden  sonra  vefât  etdi.  Meşâhîr-i  ulemâdan  idi.  El-Hâc  İbrâhim
               Çelebizâde Ahmed Şemseddîn Efendi de bu esnâlarda vefât etdi. Ulemâdandır.

                      Ahmed Efendi-Sibekzâde
                      Amasya  şu’arâsının  meşâhîrinden  ma’dûd  olan  Fettâhî  [397]  Yahyâ  Çelebi  bin
               Abdulfettâh Neysârî mahdûmudur. 844’de Amasya’da doğdu. Tokatîzâde Yûsuf, Cündîzâde
               Rükneddîn Ahmed Çelebilerden ikmâl-i tahsîl edib aklâm-ı ma’rûfeyi bi’z-zât kıbletü’l-hattâtîn
               Amasyalı Şeyh Hamdullah Efendi’den temeşşuk ve ahzetdi.
                      Bir tarafdan tedrîs-i ulûm, diğer tarafdan ta’lîm-i hutût ederek iştihâr edib Amasya vâlisi
               Şehzâde Sultân Ahmed’e mu’allim-i hatt ve Câmîzâde Kutbî Ahmed Efendi’nin irtihâlinde
               şehzâde-i müşârün-ileyhin nişancısı oldu.
                      Uzûbet-i lisânı, fazîlet-i beyânı sâyesinde şehzâdenin teveccüh ve i’timâdını kazanıp
               ikbâline ilticâ eden hayli Â’câma vâsıta-i nüfûz ü ikbâl oldu. 910’da kemâl-i huzûr ve sa’âdet
               içinde vefât etdi.
                       Âlim, kâmil, edîb, hattât-ı meşhûr idi. Mahdûmu Abdulfettâh Efendi kibâr-ı ulemâ ve
               kudâtdandır. Mustakîmzâde Süleyman Sa’deddîn Efendi   “Tezkiretü’l-Hattâtîn”de  diyor  ki:
               “Hatt  908  muharreminde  itmâm  ve  Sultân  Bâyezîd’e  hediye  edildikde  hazz  u  kabûl  edib
               mukâbelesinde in’âm [398] eylediği mushaf-ı şerîf sultân-ı mezbûrun intikâlinde türbesine vaz’



                                                           122
                                                           126
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132