Page 352 - 6-8
P. 352
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
birâderi Ahî Mehmed Paşaların müsâdere edilen emvâl ve emlâkını kabz ve tahsîlde ibrâz-ı
hizmet ve 1136’da ma’zûlen vefât etdi. Kâtib, şâir, hâlim, gerdî-meşreb bir zât idi.
Ümmü’l-Hayr-Hundî Hatûn
Amasya kâdı’l-kudâtı Mevlânâ İmadeddîn Ömer bin el-Kâdî Şemseddîn Mehmed bin
Necîbüddîn Mûsâ el-Hallatî kerîmesi ve Amasya hükümdârı Hacı Kutlu Şâh’ın halîlesi ve emîr-
i kebîr Hacı Şâdgeldi Paşa’nın vâlidesidir. [286]
Zevcinin hükûmeti zamanında şâhâne yaşadı. Sâbıkuddîn Mahallesi’nde zevcinin binâ
etdiği câmi civârında bir mekteb ve kendisine bir türbe binâ etdiyse de 761’de Sivas’da vefât
etdiği münâsebetle türbesi Ehli Hatûn’a kaldı.
Ümmü Gülsüm Hâtun-Gülsün Hâtun
Amasya’da Saraclar şeyhi Pîr Sunullah Halvetî Hazretlerinin kerîmesi ve Şeyh Zekeriyâ-
yı Halvetî halîlesidir. Fâzılât-ı nisâdan ve âbidât-ı ma’rûfeden olup 875 senesi hudûdunda vefât
etdi. Âlime, sâliha bir kadın olup Sarachâne câmi’-i harîminde medfûnedir. Halk arasında
“Gülsün Ana” dendi.
Ümmü Gülsüm Hâtun-Şerîfe
Amasya nakîbü’l-eşrâfı kâim-makâmı es-Seyyid Celâleddîn Mehmed Efendi’nin
kerîmesi olup Emîr Paşa tekkesi mesâlihine nukûd vakfederek 1059’da vefât etdi. Bu da âlimât-
ı nisâdan olup şâire, edîbe idi. “Şerîfe Ümmü Hâtun” denirdi.
Emnî Süleyman Çelebi-Selîmzâde
[287] Amasyalıdır. Amasya‘da Sultân Bâyezîd-i Sânî evkâf-ı mütevellîsi iken l079’da
vefât eden mîrlivâ Amasyalı el-Hâc Selîm Bey bin Mirza Bey’in mahdûmudur. Amasya’da
doğdu. Bir müddet Hatûniye hatîbi Fazlullah Efendi’den temeşşuk-ı hatt etdi.
Ba’dehû İstanbul’a gidip bir tarafdan tahsîl-i maârif ve diğer tarafdan sülüs, nesîh, tevkî’,
dîvânî hatlarını hattât-ı meşhûr Seyyid Haşimî Çelebi’den ahz ve temeşşuk ederek mücâz oldu.
Dîvân-ı Hümâyûn ketebesinden iken Mısır vâlisi Firârî Mustafa Paşa’ya dîvân kâtibi oldu.
1067 senesi şa’bânında vezîr müşârün-ileyhin azil ve firârında bir müddet Şam’da kalıp
107l’de muhâsebe-i Şam kâtibi ve 1073’de paşa meydana çıkıp 1074’de Şam vâlisi oldukda yine
müşârün-ileyhin kâtib-i dîvânı olarak devr-i bilâd etdi.
1082’de paşasının Basra’da vefâtı üzerine dönüp İstanbul’a geldi. Köprülüzâde Fâzıl Ahmed
Paşa’nın himmetiyle arpa emîni, l090’da baş muhâsebeci l095’de mukâtaacı oldu. l099’da tekâüd
edilip [288] lll0’da vefât etdi.
Tekâüd edildikden sonra Tarîkat-ı Kâdirîyyeden inâbe etmiş şâir, zarîf, hattât-ı mâhir idi.
Buna Emîn Süleyman Çelebi de denirdi. Müstakîmzâde Süleyman Sâdeddîn Efendi “Tuhfetü’l-
Hattâtîn” adlı eserinde diyor ki:
“Süleyman Emnî bin Selîm şehrîdir. Selîmzâde demekle arîf ve Tarîk-i Kâdiriyye’den bir
şâir-i zarîf idi. Hüsn-i hatt-ı sülüs ve nesih ve tevkî’ ve Dîvânî’de Seyyid Hâşimî’den temeşşuk
ile mâhir-i bî-müdânî olmuş idi. Mısır vâlisi Firârî Hasan Paşa’nın dîvan kâtibi iken çâr mısra’-
ı ahşîcânı tahmîs 1110 tarihinde mısra’-i tecrîd-i ruhânî ile tahmîs olundu. Bu güfte-zâde-i tab’-
ı ruhânîlerindendir.
Kadri gâyetde a’lâdır Şeyh Abdülkâdirin
Cedd-i pâki Mustafâdır Şeyh Abdülkâdirin
Sen dahi sa’y eyle Emnî anlara kıl ittibâ’
Pîr-i dânî evliyâdır Şeyh Abdülkâdirin
351