Page 353 - 6-8
P. 353
Amasya Tarihi Cilt: 7
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ancak Mısır vâlisi Firârî Hasan Paşa değil, tercemede arz edildiği üzere Mısır vâlisi Firârî
Mustafa [289] Paşa’dır. Bu tarihlerde Mısır vâlisi Firârî Hasan Paşa adlı bir vezîr tarihen yoktur.
Tarafımdan yazılan terceme kuyûd-ı resmiyyeden muktebesdir.
Ümmü Hânî Hanım-Ahmed Paşazâde
Amasyalıdır. Vüzerâdan Amasyalı Ankebût Ahmed Paşa’nın kerîmesi ve Şeyhü’l-harem
Amasyalı Ali Efendi’nin halîlesidir. 168 Pederi Amasya’da mutasarrıf iken doğdu. Ba’dehû
paşanın kâtib-i dîvânı olan Ali Efendi’nin zevcesi olup Girit dâhilinde Resmo’da pederinin
Sarayı’nda ikâmet ve ba’dehû zevciyle beraber İstanbul’a rihlet etdi.
l092’de pederinin irtihâlinde zevciyle beraber Hicâz’a gitdi. Zevcinin de vefâtından sonra
emvâl ve emlâkını vakfedip lll4’de vefât etdi. Amasya‘da Sarâchâne Câmii vâizine ve
medresesi müderrisine vazîfeler ta’yîn etmişdi. İstanbul’da Oruç Gâzi Câmiine va’ziyyesi gibi
hayrâtı vardır.
Ümîdî Receb Efendi-Ebussu’ûdzâde
Merzifonludur. Ulemâ-yı kudâtdan el-Hâc Mehmed Efendi bin Ebussu’ûd Efendi bin
Ahmed Efendi bin Bedreddîn Mahmûd Çelebi bin [290] Reîsülküttâb Ahmed Çelebi bin Ahî
Toy el-Merzifonî mahdûmudur. Merzifon, Amasya ve İstanbul ulemâsından tahsîl-i ulûm
ederek 98l senesinde Süleymaniye müderrisi iken vefât eden Şeyhülislâm Ebussu’ûd
Efendizâde Abdülkerîm Çelebi bin Mehmed Meylî Efendi’den mülâzım ve ders-i âm olmuşdu.
Mülâzemeti uzadığı halde müderrisliğe nâil olamadığına muğber olarak tarîk-i tedrîsden
ferâgat edib İstanbul’da Bezirgân Câmii imâmı oldu. Vazîfe-i imâmete kanâat ve ihtiyâr-ı kûşe-
i uzlet edib l0l9’da vefât etdi. Âlim, kânî, şâir idi. Mahdûmu Mehmed Efendi’dir. 169
Kâfzâde Faizî Abdulhay Efendi “Zübdetü’l-Eş’âr” adlı tezkire-i şuarâsında diyor ki:
“Ümîdî İmâm-Merzifonî Receb Çelebi olup İstanbul’da fevt olmuşdur. l0l9 tarih-i irtihâli:
Nevmîd gitdi dehr-i fenâdan Ümîdî hây
Şu gazeli yazılmışdır:
Tîr-i müjesine dime dil mürgı urulmaz
Ebrûlarının yâyı kolayına kurulmaz [291]
Âvâre gönül hâtıra-i vasl ile her şeb
Allah ki görür vâkı’alar hîç yorulmaz
Uşşâk tavâf itmede bir mertebe kesret
Kim Ka’be-i kûyunda durulmaz oturulmaz
Bu da onundur:
Nice aylar geçer bir gün kadem rencîde kılmazsın
Koya ey afitâbım zerrece hiç hâl bilmezsin
Varayın zahm-ı sînen dikeyin dimişdin ey hûnî
Beni gördükce ok gibi geçersin hiç ilmezsin
Tekellüfsüz girîbân çâk-ı ağyâra sevilirken
Benim yanımda ey gonce-dehen niçün açılmazsın
Birgili Mustafa Efendizâde Riyâzî Mehmed Efendi “Tezkîre-i Şu’arâ”sında Ümîdî Receb
Efendi’nin tercemesini şöyle yazıyor:
“Ümîdî-i diğer: Nâmı recebdir. Merzifonî Ebussu’ûd Efendizâde Mehmed Efendi’nin
ferzend-i kirâmîsi olup çâr-ı erkân-ı Kâbe-i devlet ve ikbâl olan Medârîs-i Süleymaniyye’den
168 Bu Ali Efendi bin Osmân, “Kapancı Ali Paşa” demekle meşhûr vüzerâdandır.
169 Mehmed Efendi, mevâlîden olup mührü “Şod bende-i Mehmed Mehmed” mısra’ı idi. Bu mührün üstünde;
ىلا ريدقلا قئاس۱۰۲۱ةنس امهنع ىفع ىنوفزرملا بجر نب دمحم ريقفلا كلم هقاس امم [Bu kitap sâik-i Kadîr’in sevkinden 1021
yılında fakîr Muhammed bin Receb el-Merzifonî’nin -her ikisine de rahmet olsun- mülkiyetine intikal
etdi.(Haz.)] ibâresi bir kitabının zahrında görüldü.
352