Page 383 - 6-8
P. 383

Amasya Tarihi Cilt: 7
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Bunun tevârîh-i muhtelifede adı, pek muhtelif bir sûrette yazılmışdır. Şemseddîn Sa’d
               Yezdî târîhinde “Abışka, birâder-i evlâdır ki mukîm-i diyâr-ı Rûm mî-bâşed” 179  yazılıdır. [390]
               Arap târihlerinde Abışka, Yeşbekâ, Yeşbekî yazılıdır. Sahîhi Îşboğadır. Îş, hemzenin kesre-i
               meftûhasıyla  refîk,  müşârik  ma’nâsınadır.  Boğaya  hem-ayâr  demek  olur.  Halbuki  Abışka,
               Abuşka, bir kadının zevci ma’nâsınadır. Buna Nevâyî ve Süleyman Efendi Lûgatnâmeleri’nde
               Âbûşka  denmektedir.  Köprü  kazâsının  şark  tarafında  Yeşbekî  Köyü  vaktiyle  bunun  çiftliği
               olduğu münâsebetle Yeşbekî diye meşhûr olmuşdur.
                      İşboğa Noyîn’in evlâdından Toğaçar, yâhut Toğa Timur meşhûr olup dâmâdları Timur,
               Oğûr Bâylar da meşhûrdur. Toğaçar oğlu Ali Şâh Hacı Kutlu Şâh’ın ümerâsından idi.

                      Îlaldı Hâtun-Koca Mehmed Paşazâde
                      Amasyalıdır. Osmâncık’ta medfûn Koca Mehmed Paşazâde Mahmûd Paşa’nın kerîmesi
               ve Kastamonu emîri Candârzâde İsfendiyâr Bey’in kerîmezâdesidir. Candârlızâde İbrâhim Paşa
               868’de Amasya kadısı olup geldikde bunu tezevvüc etmişdi.[391]
                      887’de zevci İbrâhim Paşa ile İstanbul’a gidip orada büyük bir devlet ve sa’âdet içinde
               yaşadı.  903’de  zevci sadr-ı  a’zam olduğunda saâdeti tedâ’uf edib  905’de zevcinin vefâtına
               binâen mahdûmları Îsâ, Halîl beylerle Bursa’da ikâmet etdi.
                      Orada bir mekteb inşâ edib emlâkini 908’de vakfedip 911’de vefât etdi. Amasya’da
               bulunan emlâki de mevkûfâtı cümlesindendi. Amasya’da ba’zı mescidlerin İmâmlarına vezâ’if
               verdi. Sâlihât-ı nisâdan sâhibe-i hayr bir kadındı.

                      Îltekin Gâzi-Emîr Nâsıreddevle-i Artûgî
                      Harezm  Türkmenleri’nden  ümerâdan  Artuk  Bey’in  kölesi  olup  onun  hizmetinde
               tefeyyuz  ederek  ümerâdan  oldu.  Ba’dehû  Melik  Dânişmend  Ahmed  Gâzi  hizmetine  girip
               Rumlar’a karşı açılan gazâlarda hayli yararlığı görüldü.
                      Rûm İmparatoru Alparslan Selçûkî’ye karşı Malazgirt Ovası’nda yaptığı muhârebede
               kendisi esîr ve ordusu perîşân olduğunda Melik Gâzi ile Sivas’a doğru akınlar  [392] yaptı.
               Akıncılar Serdârı olarak Melik Gâzi Dânişmend’in fütûhâtını teshîle çalışdı.
                      Bir aralık Rumlara esîr olup mukayyeden Amasya’ya getirilip Harşena Kalesi’nde habs
               edildi. Burada Amasya vâlisi Şattat, Jutatiyusun kızı Efrûmiye Bânû hüsn ve şecâatine meftûn
               olduğundan bunun muâvenetiyle her ikisi de firâr ve Melik Gâzi ordusuna iltihâk etdi.
                      Ba’dehû ihtidâ eden Efrûmiye Bânûyu tezevvüc ederek Melik Gâzi’nin vezîr ve serdârı
               oldu. Tokat, Niksar, Turhal (Keşan) beldelerini fethederek Amasya’nın fethinde pek büyük
               himmetler etdi. Şâyân-ı hayret yiğitlikler gösterdi.
                      Melik Gâzi’nin vefâtından sonra şehzâdesi Melik İsmâîl Gâzi’nin vezîr ve serdârı olup
               ehl-i salîb muhârebelerinde müşârün-ileyh ile beraber bulundu. 512 hudûdunda irtihâl-i dâr-ı
               bekâ ederek el-yevm İltekîn denilen mevki’e defn edildi. Orada türbesi vardır. [393]
                      Gâyet  şecî’,  mücâhid,  gâzî-i  zîşân  idi.  Vaktiyle  medfeni  olan  İltekîn  Türbesinin
               etrâfında hâneler, bağlar, bahçeler inşâ edilerek orası mükemmel ve gâyet ma’mûr bir kasaba
               hâlini  almışdı.  İltekîn  Kasabası’nda  yazılan  kitaplardan  “Şerh-i  Çağmînî”  İstanbul
               kütüphânelerinde görüldü.
                      Müşârün-ileyhin  mahdûmları  Sehmüddevle  Ahmed,  Hüsâmüddevle  Hasan,
               Cenâhüddevle  Hüseyin  Gâziler’in  terâcim-i  ahvâli  ve  sülâlesi  mevki’lerinde  yazılır.
               Merzifon’da  Sehmüddevle  Köyü  Ahmed  Gâzi’nin  çiftliği  idi.  Emîr  Hasan  Alanı  da
               Hüsâmüddevle’nin çiftliğidir.
                      Târîh-i Âl-i  Dânişmend  nâmıyla  ma’rûf  olan  târîhde  emîr-i  müşârün-ileyhin  şöhreti
               Ârtûhî diye mestûrdur. Fakat Halfet Gâzi bu târîhte mahdûmu olmak üzere gösterilmiş ise de
               müşârün-ileyhin ele geçen vakfiyesinde mahdûmu olmadığı anlaşıldı.


               179  Abışka, ilk erkek kardeşidir ki Rum diyarında ikâmet etmektedir. (Haz.)



                                                           382
   378   379   380   381   382   383   384   385   386   387   388