Page 378 - 6-8
P. 378
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ehlî Mehmed Efendi-Tayyibzâde
Amasyalıdır. Kibâr-ı kudâttan Tayyib Efendi bin Ubeydullâh Efendi bin Ahmed Çelebi
bin Mevlânâ Tayyib Çelebi mahdûmudur. Amasya fuzalâsından Cum’a Efendi’den tahsîl-i
ulûm edib ders-i âm ve Amasya’da Atabeg Gâzi müderrisi oldu.
Ba’dehû İstanbul’a gidip Amasyalı İsrâfîlzâde Fahreddîn Efendi’nin tilmîz ve dâmâdı
olan Hâce-i Sultânî Atâullâh Efendizâde Molla Şemseddîn Ahmed Efendi’den mülâzim ve
müderrisliğe müteheyyi’ iken Şeyhülislâm Ebussu’ûd Efendi’yi gücendirdiğinden yirmi beş
akçe ile İçel müderrisliğine gönderildi. [373]
Orada tedrîs-i ulûm etmekte iken Ebussu’ûd Efendi’nin vefâtından sonra meslek-i
kazâya girip İçel, Yenice-i Vârdâr, Siroz ve emsâli kasabât-ı celîleye kadı oldu.
1001’de Bostanzâde Mehmed Efendi meşîhat ma’zûlü olduğu hâlde sâlisen Rûmeli
Kazaskeri olduğu esnâda ma’zûlen İstanbul’da bulunuyordu. Açılan Gelibolu Kazâsı
kendisinden başkasına tevcîh edildikde şu kıt’ayı kazasker müşârün-ileyhe takdîm eyledi.
Bi-hamdillâh zamân-ı devletinde
Temeyyüz ehl ü nâ-ehl olunurken
Bu kâr-ı müşkili kime soralım
Serîr-i fazlda sen otururken
Geliboluda nâ-ehlin kazâsı
Acep câ’iz midir Ehlî dururken
Kazasker’in cevâbı
Tecâhül eyledik ey merd-i ârif
Suâl etdin cevâbını bilirken
Gel insâf eyle ne etsin kazasker
Efendi hatt-ı sultânî dururken
Bundan sonra birkaç livâya daha kadı olup 1009’da Cezîre-i Rodos mollası olduğu hâlde
[374] 1010’da dâr-ı bekâya intikâl etdi. Nev’îzâde Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da şu
tercemeyi yazdıktan sonra diyor ki:
“Mevlânâ-yı sâlifü’l-beyân ehl-i ilm ü irfân, sanâyi-i şi’riyyede Selmân ve Ehlî’ye bedel
bedâyi-i ilmiyyesi revâbi’-i âsâr-ı bî-misâlle darbü’l-mesel bevâdi-i fezâ’ilin sâhib-i mişvârı
sı’âb ve sehli arâ’is-i efkâr-ı sa’bü’l-menâlin sezâvârı ve hutbe-i kefâ’etin ehli idi.”
Merhûmun numûne-i cevâhir-i güftâr-ı âbdârından şunlar nakledildi:
Yolda eyler bizi görmezlenip eflâke nazar
Gitdi ol şâh-ı kerem eylemedi hâke nazar
Bu da onundur:
Desem hicrinde kan aglar gözüm ol mâh-ı âl anlar
Hilâle döndü ger cismim desem hod bir hayâl anlar
Bu da onundur:
Düzd alur mansıbın i’lâsını dogru almaz
Biz dahî alır idik olsa bir uğru almaz [375]
Bu da onundur:
Yâre anmışlar beni ol bî-vefâ çıkmış biliş
Sana âşıkdır demişler bilmezin anı demiş
Bu da onundur:
Gel elim öp diyecek lûtf ile bana o melek
Dedim ey şâh-ı cihân kankı elindir öpecek
Bu da onundur:
Ser-i kûyından ayrılmam felek bir yana salmazsa
377