Page 381 - 6-8
P. 381
Amasya Tarihi Cilt: 7
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
İbecik Bey-Emîr Sinânüddîn
Amasya Beylerbeyi Emîr Seyfeddîn Torumtay’ın [383] kölesidir. Müşârün-ileyhin
sâye-i ikbâlinde tefeyyuz ederek ümerâdan oldu. Ba’dehû torunu Emîr Nâsıreddîn Mehmed
Bey’e intisâb edib zamân-ı emâretinde Amasya candârı ya’nî muhâfızı oldu. 700 sâlinden sonra
vefât etdi. Bunun çiftliği de el-yevm İbecük adlı bir köy olarak meşhûrdur.
Îcâd Mustafa Ağa-Karahasanoğlu
Amasyalıdır. Karahasanoğlu Hasan Ağa’nın oğludur. Yeniçeri olup cesûrâne
harekâtıyla iştihâr ederek Rus Muhârebâtı’nda yararlığı görüldüğünden turnacıbaşı pâyesiyle
taltîf edildi.
Mükerreren Amasya serdârı olup hayli nüfûz kazandı. 1233’de Talebe-Yeniçeri
vak’asında serkeşâne tavır ve hareketinden dolayı habsen te’dîb edildi. 1238 senesi
muharreminde son defa olarak yeniçeri serdârı olup ber-mu’tâd üç ay makâmında kaldı.
1239 senesi şevvâlinde zuhûr eden Yeniçeri-Talebe vak’asında yedi nefer ulemâ ve
talebeyi şehîd eden yeniçerileri fevkalâde [384] tesâhub ederek fâ’il-i müşterek mevki’ine
düştüğünden arkadaşı Mehmed oğlu Hasan Ağa ile Mihalıç’a nefy edildi. 1240 senesi
muharreminde yeniçeri ağasının ricâsıyla ma’füvven avdet etdi.
1241 senesi zilka’desinde İstanbul’da yeniçeri ocağının ilgâsıyla beraber yeniçeri
azgınları i’dâm edildiği esnâsında Amasya’ya gelen fermân-ı âlî üzerine sene-i mezbûre
zilhiccesinde dokuz nefer arkadaşıyla beraber i’dâm edildi.
Gâyet cesûr, metîn, gözüpek bir zâbit idi. Oğulları Hasan, Mehmed Ağalardır. Hasan
Ağa’nın oğlu eş-Şeyh Şefîk Mehmed Efendi meşâhîr-i lütafâdan Sultân Bâyezîd müezzini
olduğu hâlde ber-hayât olduğu haber verilmektedir.
Îcâdî Hızır Efendi-eş-Şeyh Hayreddîn
Amasyalıdır. Amasya’da Hâtuniye İmâmı Ahmed Efendi’nin mahdûmudur. 910’da
Hâtuniye Mahallesi’nde doğdu. Amasya ve İstanbul ulemâsından tahsîl-i ulûm ederek Şükûfe-
zâr-ı fünûndan deste-bend, her fende fâik-i dânişmend oldukda [385] ders-i âm oldu.
Ancak tab-ı şerîfinde tecrîd ve tasavvufa fevkalâde meyl ü muhabbet-i cây-gîr
olduğundan Amasya’da medfûn Habîb-i Karamânî hazretlerinin hulefâsından Pîrî Mehmed
Paşa Tekkesi şeyhi Cemâleddîn İshâk Efendi hizmetlerine vâsıl ve terbiyet-i mürşid-i kâmil ile
semere-i murâda nâ’il oldu.
940’da hazret-i şeyhin vefâtında Pîrî Paşa Tekkesi şeyhi olduğu hâlde kendisine vatan
muhabbeti galebe eylediğinden birkaç yıl sonra Amasya’ya avdet ve İçerişehir’de Mahmûd
Çelebi Tekkesi’nde icrâ-yı meşîhât ederek fevkalâde iştihâr etdi.
Amasya valîsi Şehzâde Sultân Mustafa birkaç defa Tekkesini ziyâret etdiği gibi 965’de
Amasya vâlîsi olup Şehzâde Sultân Bâyezîd de kendisini şeyh ve muktedâ ittihâz etmişdi.
Bundan dolayı 966’da Şehzâde tarafından Amasya Müftüsü Molla Muhyiddîn Efendi ile Sultân
Süleyman Hân’a gönderilmiş ve bunların şefâ’atiyle afvı niyâz ve istirhâm edilmişdi. [386]
Sultân Süleyman, şehzâdesinin küstâhâne hareketinden pek ziyâde müteessir olduğu
cihetle her ikisi de Yedikule’de habs ve tazyîk edildi. Mu’ahharan bunların bir kabâhati
olmadığı anlaşıldığından ıtlâk edilip Amasya’ya avdet edebildi.
Ba’dehû âdeti üzere gâh Hâtuniyye ve gâh Sultân Bâyezîd Câmileri’nde halka va’z ve
tezkîr ve talebe-i ulûma tedrîs-i hadîs ve tefsîr ederek imrâr-ı hayât edib 976 senesi recebinde
Hicaz’a gitdi. Medîne-i Münevvere’ye vardığından bir gün sonra dâr-ı kudse irtihâl etdi.
Cennetü’l-bakî’de medfûndur.
Nev’îzâde Atâyî Efendi “Zeyl-i Şakâyık”da tercemesini yazdıktan sonra diyor ki: Azîz-
i merkûm nuhbe-i meşâyıh-ı Rûm-ı feyz-i irşâdı nûr-bahş-ı kulûb-i kâsiye, te’sîr-i enfâsı
380