Page 380 - 6-8
P. 380
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ayâs Efendi-Hacı Müderris
Amasyalı Mehmed oğludur. Meşâhîr-i fuzalâdan Kadızâde Küçük Mehmed.
Yağmurköylü el-Hâc İsmâîl Efendilerden tahsîl-i ulûm edib ders-i âm oldu. Yıllarca tedrîs-i
ulûm ederek iştihâr edib 1047’de Ayâs Ağa Müderrisi oldu.
Aralıkta diğer medreselere de müderris olup 1057’de sâniyen Ayâs Ağa Müderrisi
olduğu hâlde 1059 senesi saferinde vefât etdi. Meşâhîr-i ulemâdan idi. Mahdûmu Mehmed
Efendi de ulemâdandır.
İbik Baba-eş-Şeyh İzzeddîn Ebü’l-Me’âlî
Amasyalıdır. Baba İlyâs Horasânî hizmetinde tahsîl-i me’ârif ederek tefeyyuz edib
şeyhinin hulefâsından oldu. 657’de şeyhinin vefâtı üzerine yeğeni Behlûl Baba Mes’ûdiye
Hânkâhı Şeyhi olmuşdu. Muahharan Tatar Beyleri’nin gözüne girip Behlûl Baba’yı Suşehri’ne
göndertip Mes’ûdiye Tekkesi Şeyhi oldu.
Gâyet açıkgöz ve harîs-i şöhret olduğundan hâkim-i bilâd-ı [380] Selçûkiyye olan
Muîneddîn Süleyman Pervâne Bey’e mu’ârız bir meslek tutdu. Tatar Beyleri’ni elde ederek
halk üzerinde icrâ-yı nüfûz etmeye başladı. Pervâne Bey buna karşı Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
hulefâsından eş-Şeyh Veliyyüddîn Ahmed Dedeyi Amasya’da yaptığı mevlevîhâne şeyhi
olarak çıkardı.
İbik Baba, İshâk Baba’nın etvârını andırır bir tavır ve meslek tutup zâhiren müttakî ve
mu’tekid göründüğü hâlde sohbet-i yârân esnâsında îrâd eylediği ba’zı hefevâtı şâyi’
olduğundan ulemânın teşebbüsâtıyla Amasya kâdı’l-kudâtı Sadreddîn Mehmed bin Hızır et-
Tiflîsî tahkîkâta başladı.
670’de bunu haber alan İbik Baba Mısır’a gitdi. Sûret-i zâhirede firâr etdi. Hakîkat hâlde
Pervâne Bey’le Mısır Hükûmeti arasında cereyân eden muhâberât-ı hafiyyeyi tahkîke
me’mûren gitdi. Çünkü bu muhâberât-ı hafiyye Moğol Hükûmeti’ni kuşkulandırıyordu.
673’de Mısır’da ba’zı akvâl ve akâidi şâyi’ olduğundan Mısır Hükümdârı Melik Zâhir
Baybars el-Bundukdârî tarafından habsedilerek ulemânın huzûrunda isticvâb [381] olundu.
Verdiği cevaplardan sû-i akîdesi anlaşılmakla darb ve habsedildi.
Ba’dehû Moğol Hükümdârı Abaka Hân’ın şefâ’at ve iltimâsıyla ıtlâk edildiğinde
Mısır’dan kalkıp Tebriz’e gitdi. Yediği dayağın acısını çıkarmak ve Pervâne Bey’den
intikâmını almak için Abaka Hân’dan Bilâd-i Mısriyye’nin teshîrine teşvîk ve Pervâne Bey
aleyhine tahrîk etmeye başladı.
675’de Abaka Hân ile Mısır Hükümdârı Barsbay Bey arasında çıkan muhârebede Abaka
Hân’ın askeri mağlûb ve Moğol Beyleri maktûl oldukda Pervâne Bey’in hıyânetinden
bahsederek bîçâreyi 676 senesi muharreminde i’dâm etdirip Amasya’ya avdet etdi.
Müte’âkiben ikinci defa Mes’ûdiye Tekkesi Şeyhi oldu.
On iki yıl kadar devam eden bu meşîhâtı zamânında hayli Moğol Beyleri’ni ve Tatarları
Müslümân ederek kendisine mürîd etdi. Bu yüzden mürîdânı ve nüfûzu fevkalâde artıp
Babâiyye Tarîkati revâç buldu. 688 senesi evâsıtında vefât edib Tekkenin bahçesine [382]
defnedildi.
İbik Baba, âlim, Arabî ve Fârisî lisanlarıyla mütekellim, gâyet natûk, son derece
nâfizü’l-kelim, edîb, vakûr, bahs ü cidâle kâdir, uzun boylu, biraz mülâhham, uzun sakallı,
gâyet müşekkel, nazîf, mehîb, hayr u şerre yarar bir kimse idi.
Moğol ve Tatarlar’ın kabûl-i İslâmında büyük himmetleri görüldü. Abaka Hân
kendisine Amasya havâlîsinde büyük bir çiftlik temlîk etdi. Bu çiftlik el-yevm İbik Köyü
demekle meşhûr olup evlâdının tasarrufunda bir asırdan ziyâde kaldı.
İbik Baba, Hacı Bektâş Velî akrânından bir zât olup hulefâsından Ahmed Baba, Alî
Baba, Burak Baba, Saltuk Baba pek meşhûr idiler. Bunun hakkında ulemâ ve meşâyıh-ı asrı iki
fırka olmuşdu. Bir kısmı tadlîl, diğer kısmı tebcîl etmişdi.
379