Page 437 - 6-8
P. 437

Amasya Tarihi Cilt: 7
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR


                     Âlim, fâzıl, gâyet müteşerri’, kâmil, muhibb-i sûfiyye bir zât-ı fezâil-i simât idi. Ba’zıları
               Amasya’dan  Kudüs’e  müteveccihen  hareket  edib  esnâ-yı  tarîkde  vefât  etdiğini  de
               kaydetmişlerdir. [573]

                     Paşa Hâtun-Hemşîre-i Bâyezîd Paşa
                     Yukarıda Asiye Hâtun-Paşa Hâtun unvânı altında tercemesi yazıldı. Diğer Paşa Hâtun da
               aşağıda Hümâ Hâtun Paşa Hâtun diye tercemesi gelir. Bu da Halfet Gâzi evlâdından emîr-i
               kebîr Süleyman Bey’in kızıdır.

                     Pamuk Dede-eş-Şeyh Mehmed Çelebi
                     Geldiklânlıdır.  Amasya’nın  Geldiklân  nâhiyesinden  Saltuk  adlı  bir  kimsenin
               mahdûmudur. Amasya’da Şeyhülislâm Gümüşlüzâde Pîr Celâleddîn Abdurrahmân Çelebi’den
               ulûm-i şer’iyye ve me’ârif-i sûfiyyeyi tahsîl edib hilâfet aldı.
                     Ba’dehû  Geldiklân’a  avdet  edib  orada  bir  zâviye  binâ  etdi.  Yetmiş  yıl  kadar  halkın
               ahlâkını tehzîbe, tarîk-i müstakîme irşâda çalışıp pîr-i fânî olduğu hâlde 890 hudûdunda yüz on
               yaşlarında vefât etdi. Zâviyesi sahasında kâin türbesinde medfûndur. Âlim, zâhid mu’tekad-ı
               enâm bir zât idi. Vakfı ve evlâdı vardır. 1078’de zâviyesi şeyhi Mehmed Çelebi vefât edib [574]
               yerine Mevlânâ Ramazân Efendi zâviyedâr oldu.

                     Pervâne Bey-Mü’îneddîn Süleyman
                     Amasyalıdır. Sâhib-i a’zam Mühezzebeddîn Alî bin kâdı’l-kudât-ı Amasya Tâceddîn Ebû
               Nasr Mehmed bin Abdurrahmân el-Keşânî mahdûmudur. Bedreddîn Mahmûd el-Aynî “Ikdü’l-
               cüm’ân”ında Alî bin Mehmed bin Abdurrahmân el-Kâşî mahdûmu diyor.
                     Pederinin  sâye-i  ikbâlinde  Konya’da  tahsîl-i  ulûm  edib  647’de  Tokat  emîri,  ba’dehû
               ilâveten  Erzincan  emîri  oldu.  Sonra  Kayseriyye  emîri  olup,  653’de  Pervâne-i  saltanât  olup
               Sultân Kılıçarslan-ı Râbi’in müsteşârı oldu.
                     654’de Sultân İzzeddîn Keykâvûs, diğer iki birâderini harben mağlûp ve Kılıçarslan’ın
               pervânesi olan sâhib-i tercemeyi esîr edib Amasya kalesi zindânında habsetdi. Bir kaç ay sonra
               Anadolu Nazırı Baycu Noyin Sultân Keykâvûs’u harben bozup hal’ederek Sultân Rükneddîn
               Kılıçarslan’ı  müstakillen  tahta  iclâs  etdi.  Sene-i  mezbûre  şevvâlinde  sâhib-i  terceme  de
               zindândan çıkıp sâniyen pervâne-i saltanât oldu. [575]
                     Ancak vezîr-i a’zam Baba İlyâsoğlu Şemseddîn Mahmûd Tuğrâî ile araları açıldığından
               yekdiğeri  aleyhinde  si’âyetler  ve  şikâyetler  hâsıl  olduğundan  memâlik-i  Selçûkiyye  ikiye
               taksîm edilerek memâlik-i şarkiyye saltanâtı Rükneddîn Kılıçarslan’a verildi. Sâhib-i terceme
               buna  sâhib-i  a’zam  oldu.  Memâlik-i  garbiyye  saltanâtı  da  İzzeddîn  Keykâvûs’a  verilip
               Şemseddîn Mahmûd buna sâhib-i a’zam oldu (657).
                     660’da İzzeddîn Keykâvûs’un Moğol hükümdârı Hülâgû Hân tarafından azliyle Sultân
               Kılıçarslan-ı  Râbi’  müstakillen  Selçûk  memâliğine  pâdişâh  oldukda  sâhib-i  terceme
               müstakillen sâhib-i a’zam olup hasmına galebe ederek bütün inân-ı umûr ve saltanâtı yed-i
               iktidârına aldı.
                     663’de  Hülâgû  Hân’ın  dâr-ı  mücâzata  intikâli  ve  oğlu  Abaka  Hân’ın  taht-ı  İlhâni’ye
               cülûsu  üzerine  bilâd-ı  Selçûkiye’de  istiklâl-i  hâkimânesi  temerküz  etdiğinden  Anadolu’da
               Tatarların ve Ermenilerin mezâlim ve te’addiyâtını ref’ ü def’e himmet etmekte ve bundan
               dolayı Tatar Beylerinin kulûbunu tatyîb etmeye elinden geldiği kadar çalışmakta idi. [576]
                     664’de sâhib-i tercemenin bu hamiyetini Sultân Kılıçarslan’dan bilen Ermeni papazları
               sultânın aleyhinde iftirâlar ederek bî-çâreyi Abaka Hân’a gamz ve i’dâm etdirdiklerinden bunun
               şehzâdesi Gıyâseddîn Keyhüsrev’i taht-ı saltanâta iclâs etdi. Tamâmıyla umûr-ı hükûmetinde
               müstakil oldu.





                                                           436
   432   433   434   435   436   437   438   439   440   441   442