Page 443 - 6-8
P. 443

Amasya Tarihi Cilt: 7
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Pîr İlyâs Halvetî-Mevlânâ Şücâaddîn Ebû’l-Bekâ
                     Amasyalıdır. Kıbletü’l-küttâb Amasyalı Şeyhzâde Hamdullâh Efendinin yazdığı “Silsile-
               nâme”sinden  musarrah  olduğu  üzere  Gümüşlüzâde  Pîr  Alâeddîn  Alî  Çelebi  bin  Kutbeddîn
               Mehmed Çelebi bin emîr-i kebîr Hâce Nûreddîn Cibrîl Bey bin Hâce Emînüddîn Yûnus Bey
               bin Muîneddîn Abdullah el-Müstevfî mahdûmudur.
                     Cedd-i  a’lâsı  Hâce  Muîneddîn  Abdullah  el-Müstevfî  vatanen  Gümüşlü  olduğundan
               sülâlesi Gümüşlüzâde demekle iştihâr etdi. Hazret-i Pîr İlyâs Halvetî takrîben 740 senelerinde
               Gümüşlüzâde Mahallesi’nde doğdu.
                     Amasya  fuzalâsından  Mevlânâ  Fahreddîn  İlyâs  bin  Aksarâyî  [594]  ve  Mevlânâ
               Nizamüddîn Abdülmelik bin en-Nahcivânî ve Mevlânâ Hüsameddîn Hüseyin et-Türkmânî ve
               Mevlânâ Kıvâmeddîn Kâsım el-Erzincânî gibi zevât-ı âliyyeden fünûn-i edebiyye ve ulûm-i
               şer’iyye ve akliyyeyi ahz ü ikmâl ederek müderris-i be-nâm oldu.
                     Yıllarca  tedrîs-i  ulûm  ederek  Molla  İlyâs  diye  iştihâr  edib  Hacı  Şâdgeldi  Pâdişâh  ve
               mahdûmu Ahmed Paşa’nın teveccühât-ı fevkalâdesini kazandı. Mevlânâ Sa’îdeddîn Mevhûb
               bin ez-Ziyârî’nin vefâtından sonra Amasya’da Şeyhülislâm ve müfti’l-enâm oldu.
                     801’de  Çelebi  Sultân  Mehmed  Hân,  Amasya  vâlisi  olup  geldikde  müşârün-ileyhi
               makâmında ibkâ ve Şeyhülislâm unvânıyla tebcîl etdi. 804’de Topal Timur Hân Yıldırım Sultân
               Bâyezîd’in ordusunu mağlûb ve kendisini esîr etdikde Amasya emâretine Kara Devlet Şâh’ı
               nasb ve irsâl etmiş, Çelebi Sultân Mehmed de Bolu’ya gitmişti.
                     Amasya’nın ulemâ ve a’yânı Hazret-i Pîr’in riyâsetinde içtimâ ve Kara Devlet Şâh’ın
               mezâlim  ve  te’addiyâtından  bahisle  emâretini  kabûl  etmediklerini  Timur  Hân’a  i’lâm  ve
               müdâfa’âta kıyâm ederek [595] Kara Devlet Şâh’ı Amasya’ya sokmadılar.
                     Mûmâileyhin şikâyetleri üzerine Topal Timur hiddet edib hafîdi Kara Mehmed Sultânî,
               mu’allimi bulunan Nu’mânüddîn Abdülcebbâr el-Mu’tezilî’ye terfîkân Amasya’ya gönderdi.
               Amasya  ulemâsının  imtihân  edilmesini  ve  mülzem  oldukları  sûrette  Amasya’nın  gâret  ve
               yağma olunmasını emretdi.
                     “Süllemü’l-Vüsûl  ilâ  Tabakâti’l-Fuhûl”  adlı  kitabın  tasrîhi  üzere  Abdülcebbâr  el-
               Mu’tezilî, ulûm-i nakliyye ve akliyyede pek mâhir Sa’deddîn Taftâzanî ile Seyyid Şerîf Cürcânî
               arasında hakem olmuş bir allâme idi.
                     Hazret-i  Pîr  İlyâs,  bu  allâmenin  sorduğu  on  kadar  müşkil  ve  muğlak  sü’âllere  bilâ-
               tereddüd  cevap  verdiğinden  fevkalâde  istihsân  edilerek  bütün  Amasya’yı  gâret  ve  yağma
               belâsından kurtardı.
                     Topal Timur, böyle bir fâzılın Amasya’da durmasını muvâfık görmediğinden müşârün-
               ileyhi yeğeni olan Molla Şemseddîn Ahmed Çelebi ile Şirvân’a i’zâm etdi. “Nefehâtü’l-Üns”
               kitâbının  tercemesinde  yazıldığı  üzere  Hazret-i  Pîr,  [596]  esnâ-yı  tarîkde  Risâletpenâh
               Efendimiz’i rü’yâda görüp Pîr Sadreddîn Şirvânî nezdine gitmesini ve aynı zamanda sadr-ı
               müşârün-ileyhe Molla İlyâs’ı kabûl ve mu’ânaka etmesini emr ü işâret buyurdu.
                     Hazret-i Pîr, Bâkü’ye bir konak mesâfeye tekarrüb etdikde Pîr Sadreddîn Mûsâ eş-Şirvânî
               ashâb ve mürîdânını alıp bir cem-i ğafîr ile istikbâl edib mülâkât etdikde mu’ânaka ederek
               kemâl-i izzet ve ikrâm ile hazret-i müşârün-ileyhi hânesine indirdi. Esnâ-yı sohbette “Molla
               İlyâs!  Bir  kişinin  mürşidi  Hazret-i  Rasûlûllâh  Sallallâhü  aleyhi  ve  sellem  olmak  binde  bir
               kimseye müyesser değildir” diyerek iltifât buyurdu.
                     Bakü’de dört yıl kadar ikâmet ve Pîr-i müşârün-ileyhin riyâzet-hânesinde mücâhede ve
               ahz-ı hilâfet ederek 807’de Timur Hân’ın vefâtı üzerine istihsâl etdiği afva binâen Amasya’ya
               avdet ve irşâd-ı sâlikine muvâzabet ve Gümüşlüzâde Hâce Celâl Çelebi tarafından kendisine
               binâ edilen Tekkesinde ikâmet etdi.
                     Beş yıl kadar irşâd-ı sâlikîn zikr-i terbiye-i tâlibîn [597] ile iştiğâl ederek Kuş Köprü
               başında olan bahçesinde ikâmet etdiği esnâda 813 senesi şevvâlinin üçüncü günü dâr-ı kudse
               intikâl etdi.





                                                           442
   438   439   440   441   442   443   444   445   446   447   448