Page 444 - 6-8
P. 444

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Ya’kûb Paşa’nın 814 tarihli vakfiyesinde mestûr ve “Nefehâtü’l-Üns”de mezkûr olduğu
               üzere ırmak kenarında  cesedi  yıkanırken serîrin  bir ayağı  kırılıp aşağıya doğru meyletmesi
               üzerine Hazret-i Pîr, eliyle serîrin bir tarafını kuvvetle tutarak cesedi sükûttan muhâfaza etdiğini
               hâzırûn kemâl-i hayretle müşâhede etmişdir.
                     Cenâzesi  kemâl-i  hürmetle  kaldırılıp  Gümüşlüzâde  Mahallesi  üstünde  vâkî’  yukarı
               bahçesine defnedildi. Mu’ahharan medfûn olduğu yerin üstüne güzel bir türbe binâ olunup
               990’da Sultân Bâyezîd-i Sânî tarafından âlî ve kârgîr bir türbe binâ ve mesâlihine Merzifon
               kazâsında vâki’ üç karyeyi vakfetdi.
                     Gâyet  fâzıl,  muhakkik,  a’lemü’l-ulemâ  kudvetü’l-verâ  ekmel-i  asr,  halîm,  mütevâzı’,
               kerîm, fevkalâde müteşerri’, kâmil bir zât-ı kerâmet-simât idi. Kuddise sirruhû. [598]
                     Müşârün-ileyhin türbesi iksîr-i şifâ i’tikâd edildiğinden erbâb-ı hâcâtın ziyâretgâhı idi.
               1294’de mekteb-i rüşdiye talebesinden Ahmed Efendi’nin bir ayağı eğri olduğundan akrân ve
               emsâli tarafından kendisine Topal Ahmed denmekte idi.
                     Ahmed  Efendi  bu  lâkaba  pek  ziyâde  tutulur.  Vâlidesinin  tavsiyesiyle  Hazret-i  Pîr’in
               kabrine kırk sabah devam eder ve Kur’ân okur, Cenâb-ı Hakk’dan ayağının doğrulmasını diler.
               Kırkıncı günü fecrin tulû’undan evvel türbe kapısı önünde uyur.
                     Rü’yâsında Hazret-i Pîr’in türbeden çıkıp geldiğini görür, ayağının eğri yerini tutup eliyle
               bükerek  doğrultur.  Acısından  uyanır,  ayağını  doğrulmuş  bulur.  Bu  vâkı’ayı  bilenlerden  ve
               görenlerden çoklarını gördüm. Bu vak’anın olduğunu müttefikan beyân etmekte idiler.
                     Hazret-i Pîr’in üç mahdûmu malûm olabildi. Bunların biri Alâeddîn Alî Çelebi 806 da,
               diğeri  İzzeddîn  Hasan  831’de  öbürü  Pîr  Celâleddîn  Abdurrahmân  Çelebi  843’de  vefât
               etmişlerdir. Kerîmesi Râbi’a Hâtun’dur. Dâmadı da birâderzâdesi Pîr Abdurrahmân Çelebi’dir.
               [599]
                     Alâeddîn  Alî  Çelebizâde  Hüsâmeddîn  Hüseyin  Çelebi  858’de,  İzzeddîn  Hasan
               Çelebizâde  Mevlânâ  Kemaleddîn  Mehmed  Çelebi  Mekke-i  Mükerreme’de  860’da  ve
               Celâleddîn  Çelebizâde  Mevlânâ  Pîr  Hayreddîn  Hızır  Çelebi  de  889’da  ve  Hüsâmeddîn
               Çelebizâde Pîr Celâleddîn Abdurrahmân Çelebi 908’de vefât etmişdir.
                     Hazret-i  Pîr’in  ma’lûm  olan  hulefâ-yı  kirâmı  şunlardır:  Dâmâdı  Hazret-i  Pîr
               Abdurrahmân Çelebi, Mevlânâ Pîr Şerefeddîn Hamza Çelebi bin Îsâ, Mevlânâ Hamîdeddîn
               Mehmed  Çelebi  bin  İbrâhim,  Mevlânâ  Pîr  Sun’ullâh  Çelebidir.  Mürîd  ve  hâdim-i  hâssı
               Çemişgezekli Şükrullâh Baba ile Alî Baba da hulefâ-yı kirâmından idi.
                     Hazret-i  Pîr’in  silsile-i  ilmiyyesi  muhtasaran  şudur:  Üstâdı  Mevlânâ  Fahreddîn  İlyâs
               Çelebi, bunun üstâdı Mevlânâ Şerefeddîn Mehmed el-Herevî, bunun üstâdı allâme-i meşhûr
               Ebû Hâmid Ahmed bin  es-Sââtî’dir.  Yine üstâdı Mevlânâ  Nizâmeddîn  Abdülmelik  Çelebi,
               bunun  üstâdı  Mevlânâ  Kemaleddîn  Ebû  İshâk  İsmâîl  bin  Ya’kûb  es-Sâlârî,  bunun  üstâdı
               Mevlânâ Tâcü’ş-Şerî’a [600] Mahmûd el-Buhârî.
                     Diğer  üstâdı  Hüsâmeddîn  Hüseyin  et-Türkmânî,  bunun  üstâdı  Mevlânâ  Musliheddîn
               Mûsâ  es-Sivasî,  bunun  üstâdı  Mevlânâ  Şemseddîn  Mehmed  bin  el-Hâllâtî,  bunun  üstâdı
               Mevlânâ  Siraceddîn  Mahmûd  el-Urmevî’dir.  Diğer  üstâdı  Mevlânâ  Kıvâmeddîn  Kâsım  el-
               Erzincânî, bunun üstâdı Mevlânâ Vecîhüddîn Ömer bin Abdülhasen el-Erzincânî, bunun üstâdı
               Mevlânâ sadrü’ş-şerî’a Ubeydullâh bin Mes’ûd el-Buhârî, bunun üstâdı da cedd-i âlîsi Tâcü’ş-
               şerî’a Mahmûd el-Buhârî’dir.
                     Hazret-i Pîr’in silsile-i tarîkati de şudur: Şeyh-i celîl-i Pîr Sadreddîn Mûsâ eş-Şirvânî,
               bunun şeyhi Pîr Hacı İzzeddîn Hasan el-Halvetî, bunun şeyhi Cemâleddîn İbrâhim ez-Zâhid el-
               Ceylânî  bunun  şeyhi  Cemâleddîn  Mehmed  et-Tebrîzî,  bunun  şeyhi  Şihâbüddîn  Ahmed  et-
               Tebrizî,  bunun  şeyhi  Rükneddîn  Mehmed  Baba  Sivasî,  bunun  şeyhi  Kutbeddîn  Ahmed  el-
               Ebherî, bunun şeyhi Mevlânâ Ziyâeddîn Ebü’n-Necîb es-Sühreverdî. Kaddesallâhü esrârahüm
                     Silsile-i  meşâyihinde  Ahî  Hurrem  eş-Şirvânî,  Pîr  Ömer  el-Halvetî,  Ahî  Mehmed  el-
               Halvetî  de  meşâyihinden  sayılmaktadır.  Ancak  bunlar  [601]  Pîr  İbrâhim  Zâhid  Geylânî





                                                           443
   439   440   441   442   443   444   445   446   447   448   449