Page 446 - 6-8
P. 446
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Pîr Sinâneddîn Yûsuf el-Halvetî-Şehreküsdü
Amasyalıdır. Bâlî mahdûmu olup “Mahzenü’l-Fıkh” mü’ellifi Mevlânâ Musliheddîn
Mûsâ, fâzıl-ı meşhûr Mevlânâ Bahşî Çelebi’lerden ikmâl-i tahsîl edib yıllarca ders-i âm olarak
Mehmed Paşa müderrisi oldu.
Ba’dehû Habîb-i Karâmânî Hazretleri’nin halîfe-i meşhûru Mevlânâ eş-Şeyh Seydî Alî
Çelebi’den inâbe edib tedrîsden ferâgat etdi. Şeyh-i müşârün-ileyhin irtihâlinde yerine Mehmed
Paşa Tekkesi şeyhi ve câmii vâ’izi olarak halkı ahlâka ve tarîk-i müstakîme irşâda başladı.
949’da Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Mustafa’nın şehzâdesi Süleyman Çelebi’nin sünnet
düğününde vâki’ olan ba’zı isrâfâta va’z ü nasîhat esnâsında ta’riz ve beytülmâli sıyânete âid
ba’zı kelimât-ı muhikka sarfeylediğinden azledildi.
Binâenaleyh Amasya’nın Çeribaşı Mahallesi’nin üstünde hâlî ve dağ eteği olan yerde
ihtiyâr-ı ikâmet edib âdeta şehre küstü. Ashâb ü mürîdânı orada kendisine bir zâviye [605] ve
ittisâlinde bir hâne ve önünde bir çeşme ve yanında cesîm bir bahçe yaptırdılar.
Bu zâviyede tam on yıl zikr ü ibâdet ile iştiğâl ve halâyıkdan inkıta’ ve inzivâ ederek 959
senesi şa’bânında dâr-ı kudse intikâl eyledi. Zâviyesi de Şehreküsdü Tekkesi diye şöhret buldu.
Âlim, âmil, zâhid, kâmil, vâ’iz, hakk-gû, natûk idi.
Mahdûmu eş-Şeyh Mahmûd Çelebi olup yerine halîfesi İmâmzâde Hâfız Abdülkerîm
Efendi Şehreküstü Tekkesi şeyhi oldu. Şeyh-i müşârün-ileyhin kabri Şehreküstü Mahallesi’nin
cihet-i şarkiyyesi müntehâsında bulundu. Seng-i mezârında Pîr Sinâneddîn Yûsuf bin Bâlî diye
mahkûkdur.
Sonra bu zâviye, hâne ve bahçesinin yerine hâneler inşâ edilerek koca bir mahalle şekline
girdi. Bu sâyede Şehreküstü Mahallesi dendi. 1300 tarihinden sonra tamâmıyla Ermeni
Mahallesi olmuşdu. 1332 harîk-i kebîrinde kâmilen yandı. Yalnız bir çeşmesi ile kabri kaldı.
Pîr Şemseddîn Mehmed Çelebi-Buhârî
Buhârâlıdır. Abdullah bin Alî mahdûmudur. Buhârâ’da [606] Sadrü’ş-şerî’a Abdullah-
bin Mes’ûd el-Buhârî’nin tilmîzî olan Mevlânâ Hâfızüddîn Ebû Tâhir Mehmed bin Mahmûd
el-Buhârî’den iktisâb-ı fezâ’il edib Timurlenk’in şerrinden bilâd-ı Rûm’a geldi. Amasya’da
ikâmet etdi.
Bir müddet Amasya’da tedrîs-i ulûm edib Şeyhülislâm Gümüşlüzâde Mevlânâ Celâleddîn
Abdurrahmân Çelebi sohbetinde me’ârif-i sûfiyye ve âdâb-ı tarîkat-i Halvetiyyeyi ahz ü tekmîl
ederek pîrân-ı Halvetiyye silkine girdi.
Çelebi Sultân Mehmed Hân’ın vüzerâsından Ya’kûb Paşa 814’de câmii ve zâviyesini
ikmâl etdikde burada ikâmet ve Abdurrahmân Çelebi’nin irtihâlinden sonra bu zâviyede
meşîhat edib 832’de dâr-ı kudse irtihâl etdi. Gâyet fâzıl, muhakkik, zâhid, muhaddis, vâ’iz,
müfessir, sâlih bir pîr-i muhterem idi.
Mahdûmları Abdullah, Abdurrahmân Çelebilerdir. Abdurrahmân Çelebizâde İzzeddîn
Hasan Çelebi ve bunun mahdûmları Abdurrahmân, Sâlih, Mehmed Çelebilerdir. Pîr Mehmed
Çelebioğulları Fethullâh, Hasan Efendiler ve Fethullâh [607] Çelebizâde eş-Şeyh Abdüllâtîf
Efendi ve eş-Şeyh Hasan Efendizâde eş-Şeyh Abdurrahmân Efendi meşâhîr-i meşâyihden
idiler.
Eş-Şeyh Abdurrahmân Efendi, Ya’kûb Paşa zâviyesi şeyhi ve vakfı mütevellîsi olup
meşîhat ve tevliyet bu zâtın evlâd-ı kirâmı uhdelerinde kaldı. Bunlara ibtidâ Buhârîzâdeler,
sonra Şeyhzâdeler dendi. Bu Abdurrahmân Efendi’nin oğulları hayli müddet devam etdi.
Pîr Şemseddîn Ahmed Çelebi-Sofu
Amasyalıdır. Gümüşlüzâde eş-Şeyh Hayreddîn Hızır Çelebi bin Celâleddîn Abdurrahmân
Çelebi bin Hazret-i Pîr İlyâs Halvetî mahdûmudur. Amasya’da hattâtların üstâd-ı muhteremi
olan Mevlânâ Abdullah Efendi’den hüsn-i hattı temeşşuk ve ulûm u me’ârifi ulemâdan ahz ü
te’allüm etdi.
445