Page 564 - 6-8
P. 564
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Habîb Çelebi-Mevlânâ Cemâleddîn
Zilelidir. Meşâyih-i kirâm-ı Cüneydiyyeden eş-Şeyh Nusretüddîn Hamza bin İbrâhim ez-
Zilevî mahdûmudur. Amasya’da “Şeyh Nusretoğlu” demekle meşhûrdur. Sultân Veled hulefâ-
yı kirâmından Amasya mevlevî-hânesi şeyhi Hüsâmeddîn Dede Çelebi’den ulûm-ı şer’iyye ve
ma’ârif-i sûfiyyeyi ahz etdi.
Ba’dehû Ulu Ârif Mehmed Çelebi sohbet-i şerîfesine gidip ondan tekmîl-i sülûk ederek
avdet ve Hacı Şâdgeldi Paşa’nın iltimâsıyla Amasya’da ikâmet etdi. Mesnevî tedrîsâtıyla iştigâl
esnâsında Hüsâmeddîn Dede’nin irtihâli üzerine Amasya mevlevî-hânesi şeyhi oldu.
Şâyân-ı dikkattir ki aynı zamânda Sivas mevlevî-hânesi şeyhi Âdil Çelebi de Ulu Ârif
Çelebi hulefâsından idi. Âdil Çelebi Amasya hükümdârı Hacı Şâdgeldi Paşa’yı takbîh ve Sivas
hükümdârı Kâdı Burhâneddîn Ahmed Çelebi’yi tercîh etdiği hâlde Habîb Çelebi de bunun
[282]aksini iltizâm u tavzîh ederdi.
Bundan dolayı her ikisi de Hacı Şâdgeldi Paşa ve Kâdı Burhâneddîn Ahmed Çelebi
nezdinde muhterem yaşadı. Sâhib-i terceme Hacı Şâdgeldi Paşa’nın müşâvir-i hâssı olduğundan
birkaç def’a Kâdı Burhân ve Emîr Alî Bey nezdine sefâretle gidip geldi.
783 senesinde Hacı Şâdgeldi Paşa’nın irtihâlinden müte’essir olduğu hâlde 784 senesi
evâ’ilinde dâr-ı na’îme irtihâl etdi. Âlim, zâhid, natûk, ulûm-ı sûfiyye ve şer’iyyede mâhir,
nâfizü’l-kelim bir zât-ı sütûde-simât idi. Mahdûmu Şerefeddîn Hamza Dede pek meşhûrdur.
Bunun mahdûmu el-Hâc Bayram Dede’dir.
Habîb Çelebi-Mevlânâ Muhyiddîn Hatîb
Amasyalıdır. Hıfz-ı Kur’ân etdikten sonra fuzalâdan Hüsâmeddîn Hasan, Gümüşlüzâde
Pîr Şücâeddîn İlyâs Çelebilerden tahsîl-i ulûm edib müddet-i medîde “Sarâc-hâne” demekle
meşhûr Hacı Şâdgeldi Paşa câmi-i şerîfi hatîbi olmağla “Mevlânâ Hatîb Çelebi” diye meşhûr
bir ders-i âm oldu. [283] Çelebi Sultân Mehmed Han Amasya’da hükümdâr olduğu esnâda kâdı
olup Amasya vilâyeti dâhilinde kâ’in kasabât ü bilâda hâkim ve bir def’a Amasya vilâyeti nâibi
oldu. 821’de Kâdı Mü’eyyed Çelebi vakfına şâhid olup sonra vefât etdi. Ulemâ-yı kudâttan bir
zât idi.
Habîb Çelebi-Gümüşlüzâde Hâce
Amasyalıdır. Tercemesi yukarıda geçen Hâce Celâl Çelebi mahdûmudur. Ceddi Tâceddîn
Mahmûd Bey evkâfına mütevellî ve Yörgüç Paşa’nın zamân-ı vilâyetinde Amasya defterdârı
oldu. 838 sâlinde ma’zûl olup sonra dâr-ı bekâya irtihâl etdi. Meşâhîr-i a’yândan hânedân,
muktedir, muhâsib bir zât idi. Mahdûmu Hâce Mehmed Çelebi de a’yân-ı meşhûredendir.
Habîb Çelebi-Şeyh Karamânî
Karaman eyâleti dâhilinde Niğde livâsı mülhakâtından Ortaköy ahâlisinden Hasan bin
Ömer mahdûmudur. Pederi tarafından Hazret-i Ömerü’l-Fâruk ve vâlidesi tarafından Hazret-i
Ebû Bekri’s-Sıddîk efendilerimizin evlâdı kirâmından [284] olduğu “Şakâyık”ta yazılıdır.
Evâ’il-i hâlinde tahsîl-i ulûm edib akâ’ide kadar terakkî etmişdi. Bu esnâda tasavvufa
meyli galebe edib ders ü devri terk ederek Şirvân’a gitdi. Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî hizmetine
vâsıl oldu. Seyyid-i müşârün-ileyhe on iki yıl kadar hizmet ve ahz-ı hilâfet ederek avdet etdi.
Bir müddet Karaman ilinde kalıp Mevlânâ Sarı Ya’kûb Karamânî dersinde ikmâl-i tahsîl
ederek Osmân İline geldi. Kayseriyyede İbrâhim Tennûrî ve Göynük’de Ak Şemseddîn
hazerâtını ziyâretle müşerref ve onların sohbetlerinden müstefîd olarak İskilib’e gelip orada
Mevlânâ Musliheddîn Mustafa bin İmâd el-İskilibî nezdinde kaldı.
On beş yıl kadar orada ikâmet edib kendisine bezl edilen nüzûr u sadakât ile bir câmi-i
şerîf ve yanında bir zâviye yaptırdı. Fevka’l-âde iştihâr edib sıyt-ı şöhreti Amasya’da vâlî olan
Sultân Bâyezîd-i Sânî’ye vâsıl oldukta kendisini Amasya’ya da’vet etdi.
558
563

