Page 560 - 6-8
P. 560

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Hâfız Mehmed Çelebi-Hâfız Cîlânî
                     Amasyalı Süleyman’ın oğludur. Amasya’nın ulemâ ve urefâsından tahsîl-i ma’ârif ederek
               vâlî Şehzâde Sultân Mustafa’nın küttâb-ı dîvânı zümresine iltihâk etdi. 960’ta müşârün-ileyhin
               şehîden vefâtı üzerine bir müddet Amasya evkâf-ı sultâniyyesi kâtibi oldu.
                     965’de Amasya vâlîsi olup gelen Şehzâde Sultân Bâyezîd bunun hüsn-i hattını ve lutf-ı
               tab’ını takdîr ederek kendisine dîvân kâtibi ta’yîn etdi. Bundan dolayı 966’da habs u tazyîke
               giriftâr oldu. Sonra bî-günâh olduğu tebeyyün etmekle 967’de kurtuldu.
                     968’de bu vartaya giriftâr olan es-Şeyh Îcâdî Efendi ile Hicâz’a gidip avdette Amasya’ya
               geldi. Kibâr evlâdına ta’lîm-i hutût ü ma’ârif ile dem-güzâr olup 974’de Amasya vâlîsi olan
               Şehzâde Sultân Murad’ın nâ’il-i teveccühâtı olduğundan sânîyen Sultân Bâyezîd imâreti evkâf
               kâtibi oldu. [269]
                     982 senesi ramazânında tahta cülûs eden Sultân Murâd Han-ı Sâlis’in zamânında Amasya
               sancâğı muhassıl-ı emvâli, ba’dehû Sivas defterdârı oldu. Ba’dehû ma’zûlen Amasya’da ikâmet
               edib 1005  hudûdunda vefât etdi. Kâtib, şâir hattât-ı meşhûr olup hikâyât ü emsâlde bî-nazîr idi.
               “Hâfız Cîlânî” denirdi.
                     998’de yazdığı En’âm-ı şerîfi sonunda“ketebehü el-fakîrü’l-hakîr Mehmed bin Süleyman
               el-Amasî eş-Şehîr bi-Hâfız” diye imzâsı ve defâtir-i mâliye ve vakfiyede kuyûdu görüldü. Boyu
               uzun, endâmı mütenâsib olduğu münâsebetle “Hâfız Cîlânî” dendi. Mahdûmu Alî Çelebi ve
               tilmizi Fazlullâh Paşa’dır.
                     Müstakîmzâde  Süleyman  Sa’deddîn  Efendi  “Tuhfe”sinde  diyor  ki:  “Mehmed  bin
               Süleyman: Cîlânî olup el-hakk tarîka-i şeyhin vâhid ke’l-elfi ve üstâdânın binde bir gelen sâhib-
               i mi’e veya elfi olup ma’rifetin cîlî-i cîlîsi ve belki Cîlânî-i zamânı idi. Bin bir târîhinde yazdığı
               mushaf-ı  şerîfi  ziyâret  olunup  ocak şâkirdânından olmağla Şükrullâh Halîfe telâmizesinden
               olmak iktizâ eder.” [270]
                     Hâlbuki müşârün-ileyhin üstâdı 941’de vefât eden Amasyalı hattât-ı meşhûr Ebu’l-fazl
               Mehmed Efendi’dir. Bunu kendi kalemiyle tasrîh etmişdir. Hîn-i vefâtında yaşı doksanı geçkin
               idi. Amasya’da esâtize-i hattdan ve şu’arâdan olduğunu Müderris Abdî Efendi tezkiresinde
               yazıyor.

                     Hâfız Mehmed Efendi-Hâce
                     Amasya civârında İlarslân nâhiyesi eşrâfından Dündarzâde Osmân  Bey’in mahdûmudur.
               Amasya’da Sultân Bâyezîd medresesinde ikâmet ve hıfz-ı Kur’ân etdikten sonra ders-i âm-ı
               meşhûr Sipâhî Hâfız Ömer Efendi’den tahsîl-i ulûm ederek ders-i âm oldu.
                     Hacı İlyâs Mahallesi’nde ikâmet ve tedrîs-i ulûma muvâzabet ederek iki def’a talebesine
               icâzet-nâme i‘tâ edib fevka’l-’âde iştihâr etdi. Her cum’a günü Sultân Bâyezîd câmi-i şerîfinde
               va’z ü nasîhat ve eyyâm-ı sâ’irede “Tefsîr-i Beyzâvî” tedrîsine mülâzemet ederek 1267 senesi
               şa’bânında vefât etdi.
                     Âlim, gâyet fakîh, mütekellim, takrîr u ifâdesi mükemmel [271]hadîs ve tefsîre vâkıf,
               zâhid, müteşerri’, vâ’iz idi. Elsine-i âmmeda “Hâfız Hâce” demekle meşhûr olup mahdûmları
               Ni’metullâh, Hasan Vehbî Efendiler kendinden sonra yek-diğerini müte’âkib vefât etdiler.

                     Hâfız Mehmed Ağa-Kara Hâfız
                     Amasya’nın  kalaycı  esnâfından  Hasan  bin  Halîl’in  oğludur.  Evâ’il-i  hâlinde
               “Kalaycıoğlu” demekle meşhûr olarak çalışıp kedd-i yemîni sâyesinde servet ü sâmân edindi.
               Ba’dehû Şeyhzâde Kâdı Mustafa Necîb Efendi’nin metrûkesini ve çiftliğini ve Köprübaşındaki
               konağını alıp a’yân sırasına girdi.
                     1281’de  Amasya  mutasarrıfı  meşhûr  Ziyâ  Paşa’ya  çatıp  i’ânât-ı  nakdiyyenin  celb  ü
               cem’inde hayli işgüzârlığı görüldüğünden meclis-i idâre a’zâsı olup sancâğın idâresi işlerinde
               hizmetleri sebk eyledi.




                                                           554
                                                           559
   555   556   557   558   559   560   561   562   563   564   565