Page 558 - 6-8
P. 558

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Yıllarca  tedrîs-i  ulûm  ve  ta’lîm-i  sıbyân  ederek  fevka’l-âde  iştihâr  etdi.  1127’de  Pîr
               Mehmed Çelebi mescidi imâmı ve 1136’da vefât eden Hıfzızâde Hâfız el-Hâc Alî Efendi yerine
               Yörgüç Paşa medresesi müderrisi olup 1148 senesinde dâr-ı bekâya irtihâl etdi.
                     Âlim,  fâzıl,  hadîs  ve  tefsîrde  mâhir,  vâ’iz,  müttakî  bir  zât  idi.  Burma  Minâre  Câmii
               karşısında  vâki’  mezârlığın  garb  tarafında  kabri  hafriyât  ile  bulunabildi.  Seng-i  mezârında
               “vâris-i ulûmi’l-enbiyâi vel-mürselîn”‘ibâresi yazılıdır.
                     Ta’lîm-i sıbyân etdiği Alî Paşa Mektebi, zamânımıza kadar “Kürd Mektebi” demekle
               meşhûr idi. Pîr Mehmed Çelebi Mescidi’nin [261] kurbunda ve Selağzı’ndadır. Mahdûmları
               Abdullah, Abdurrahmân Efendilere ve bunların evlâdına “Kürd Hâfızzâdeler” dendi. Abdullah
               Efendizâde  Hâfız  Osmân  İrfânî  Efendi  ulemânın  şu’arâsındandır.  Bunun  mahdûmu  Ârif
               Mehmed Efendi Hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndandır.

                     Hâfız Alî Paşa-Silahdâr
                     Amasyalıdır. Amasya a’yânından Müjdecizâde es-Seyyid el-Hâc Hüseyin Ağa bin el-Hâc
               Yûsuf  Ağa’nın  mahdûmudur.  Gençliğinde  hıfz-ı  Kur’ân  etdikten  sonra  sipâhî  olarak  Rus
               harbine gitdi.
                     1203’de  Çerkes  Hasan  Paşa  kolunda  Ruslar’ı  püskürtüp  yararlıklar  gösterdiğinden
               müşârün-ileyhin  silahdârı  oldu.  Gerek  sadâretinde  ve  gerek  eyyâm-ı  vezâret  ü  nektebinde
               müşârün-ileyhin yanından ayrılmadığı cihetle 1215’de Bender muhâfızı olduğu esnâda dergâh-
               ı âlî kapıcıbaşılığı rütbesiyle taltîf edildi.
                     1221’de  Ruslar’ın  Bender’i  ansızın  [262]hücûm  ederek  aldıkları  esnâda  efendisiyle
               beraber  esîr  olup  Rusya’ya  giderken  firâr  ve  ordu-yı  hümâyûna  iltihâk  etdi.  1223’de
               muhârebede ibrâz eylediği şecâ’at ve liyâkatına binâ’en bâ-rütbe-i mîr-i mîrânî Erzurum vâlîsi
               oldu.
                     1224’de  münhezim  ve  ma’zûl  olup  sonra  Karahisâr-ı  Sâhib  mutasarrıfı  ve  1227’de
               Yergöğü muhâfızı oldu. Orada tûl-i müddet kalıp hüsn-i muhâfaza etdiğine binâ’en 1232 senesi
               şevvâlinde rütbe-i vezâretle taltîf edildi. Amasya a’yânından Sa’îd Ağazâde es-Seyyid İsmâ’îl
               Hakkı Ağa’yı kendisine kethüdâ nasb etdi.
                     1234 senesi evâ’ilinde hastalandığından emr-i muhâfazayı kethüdâsı deruhde etdi. Sene-
               i mezbûrenin rebîülâhirinde dâr-ı bekâya irtihâl eylediğinden yerine kethüdâsı müşârün-ileyh
               es-Seyyid  İsmâ’îl  Hakkı  Ağa  bâ-rütbe-i  mîr-i  mîrânî  Yergöğü  muhâfızı  oldu.  Bunun
               ma’rifetiyle paşanın bütün muhallefâtı bâ-defter-i müfredât Bâb-ı âlî’ye takdîm edildi. Mezkûr
               defter görüldü.
                     Vezîr-i müşârün-ileyh şecî’, muhârib, gâzî, müdebbir, metîn bir zât idi. “Çerkes Paşa
               silahdârı”  demekle  meşhûr  olduğunu  Şânîzâde  “Vekâyi-nâme”sinde  yazıyor.  [263]
               Mahdûmları Mehmed Hilmî, Hasan Hüsnî Beylerdir.

                     Hâfız Alî Paşa-Gürcüzâde es-Seyyid
                     Amasyalıdır. 1211’de vefât eden Gürcüzâde es-Seyyid Halîl Paşa bin Mustafa Paşa bin
               el-Hâc İbrâhim Bey bin Mehmed Bey’in mahdûmudur. Amasyalı Ocak imâmı es-Seyyid Halîl
               Efendizâde  es-Seyyid  İbrâhim  Hıfzı  ve  Mustafa  paşalara  karâbeti  olduğundan  Bâb-ı  âlîde
               kethüdâ kalemine girdi.
                     Ba’dehû  silahdâr-ı  şehriyârî  Lâdikli  es-Seyyid  Abdullah  Ağa’ya  çatıp  kethüdâ  kâtibi
               olarak  Hâcegân-ı  dîvân-ı  hümâyûn  zümresine  iltihâk  etdi.  1210’da  müşârün-ileyhin  azl  ü
               tekâ’üdü üzerine açığa çıkarıldı. Çünkü Caniklizâdeleri silahdâr ağaya takrîb etmişdi.
                     Bir  müddet  Caniklizâde  Tayyâr  Mahmûd  Paşa’nın  kâtib-i  dîvânı  olup  1212’de  sadr-ı
               a’zam olan Gürcü Yûsuf Ziyâ Paşa’ya intisâbı olduğundan 1214’de İstanbul’a gelip 1216’da
               Mâliye tezkirecisi, 1217’de Küçük rûz-nâmeci, ba’dehû şehremîni oldu.






                                                           552
                                                           557
   553   554   555   556   557   558   559   560   561   562   563