Page 638 - 6-8
P. 638

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     İstanbul  fuzalâsından  üstâdımız  Ödemişli  Mustafa  Efendi  Amasya’ya  gelip  mîr-i
               müşârün-ileyh  ile  görüştü.  Yek-diğerini  ziyâret  ederek  nisbet,  imkân,  kıyâs  gibi  mebâhis-i
               mühimmede te’âtî-i efkâr ve münâzara etmişlerdi. Muhakkik-i müşârün-ileyhten Hazret-i mîrin
               derece-i ilmiyyesini sordum. Şu cevâbı verdi: Mîr Hasan Efendi fâzl ü irfânıyla temâyüz etmiş
               bir sîmâ-yı mübarektir. Ulûm-ı akliyyede de mertebesi pek yüksektir. Zekâsı her türlü ulûmu
               ihâtaya müsâ’iddir. Ulûm-ı nakliyyede ma’lûmâtı vâsi’dir.
                     Kendisinin mu’ârızı olan Müftü Hacı Osmân Efendi ve emsâli olan ulemâ derlerdi ki Mîr
               Hasan  Efendi,  cidden  fâzıl,  muhakkik  tanınmış  bir  zâttır.  Lâkin  “Tevellâ  vü  Teberrâ
               Risâlesi”nin münderecâtı kendisinin usûl-i şer’iyyede kavâ’id-i Arabiyyede hâssaten ilm-i sır
               ve tevârihde râcil olduğunu göstermektedir.
                     Hazret-i Mîr Hasan Efendi, uzun boylu, subû yüzlü, esmer benizli, hafîf ve uzunca sakallı,
               oldukça  tenû-mend,  gâyet  vakûr,  mültefit,  natûk,  aklı  ilmine,  vakârı  hilmine  gâlib,  dîndâr,
               müteşerri’,  Sünnî-meşreb,  ulûm-ı  akliyye  [533]  ve  nakliyyenin  kâffesinde  fâzıl  ve  irfânı
               müsellem, üstâzü’l-küll bir allâme idi.
                     Celâlin  hudûs  bahsine  ve  irâde-i  cüz’iyyeye  dâ’ir  iki  risâle-i  müfîdesi  vardır.  Akâ’id-i
               Hamzaviyye hakkında yazdığı “Tevellâ vü Teberrâ Risâlesi”ni Şirvân ulemâsından ba’zılarının
               ricâsı ve takdîm edilen mükâfât-ı nakdiyye mukâbilinde onların efkârını gösterir bir tarzda bi’l-
               iltizâm yazmış olduğu anlaşılır.
                     Şu risâle; ihvân-ı Hamzaviyye arasında gâyet mahfî olarak intişâr etmekte olduğu esnâda bir
               sûretini elde etdim. Bi’l-mütâla’a Hazreti Mîr’in şöhret-i fazl ü kemâline mübâyin gördüm. Bir türlü
               inanamadım. İsim yeri de açıktı.
                     Nihâyet  mahdûmu  Mehmed  Sa’îd  Efendi  birâderimize  mürâca’at  edib  bu  risâleyi
               hakîkaten pederinin te’lîf edib etmediğini sordum. “Evet muhabbet-i Alîye binâ’en pederim
               te’lîf etdi.” cevâbını verdi. İsim yerinin neden açık bırakıldığını sordum. Tebessüm etdi.
                     İki  tilmîz-i  fâzılı  olan  Hâfız  Abdurrahmân  Kâmil  ve  Hacı  Hâfız  Mustafa  Tevfîk
               Efendilere aynı su’âli îrâd etdim. [534] Bunlar da şu cevâbı verdiler. Bize kendisinin yazdığı
               bu risâleyi okudu. Muvâfık görmedik.“Şirvân ulemâsından ba’zılarının ricâsı ve efkârı üzerine
               yazdım.”, cevâbını verdi.

                     Tevellâ vü Teberrâ Risâlesi şudur:
                 ءانفلا جارعم هبح يذلا هبيبح یلع ملاسلاو ةولصلاو ،یجدلا حاتفم یربتلاو ءايضلا حاتفم یلوتلا لعج يذلا لله دمح لا
                و للآا   ضغبأ نم یلع الله بضغ و ،ءادعسلا نم مهبحأ نم یلع و ءابقنلا هباحصأ و ءابجنلا هلآ یلع     و  ءاقبلا رايعمو
                              .       ةعدبلاو ضفرلا لهأ قفاو و ةنسلا لهأ بهذم فلاخ نم یلع و ءاحلصلا فلسلا و ءافلخلا و باحصلأا
                ريقحلا  لوقيف  دعب امأ  .     ةمعنلا هذه یلع  لاعلا  يف  ديزملا هنلأ ةنسلا  لهأ  نم انلعج ام یلع  یلاعت الله رکشأ  مث
                 مهضعب و ءاقنلا رتس مهضعب و ءاطغلا فشک مهضعبف ،نا يفس یبأ نب ةيواعم قح یف ملعلا لهأ فلتخا دق         262   نايصعلاوذ
                ببس و لوصلأا لصأ بحلا نأ اودهاشف ،نوقرغتسم ةبحملا راحب یف نوفشاکلا امأ و ،یلجأ بحاصتلا و ءلاولا رهظأ
                   نأ اونقيأو   ناميلإا  نيع نلاخلا رئاس و تيبلا لهأ بح و نمحرلا بيبح بيبح ینعأ نايعلأا نيع بح نأ اوملع و لوصولا
                  ،ودعلا نع دعبلا  ]     535 [    داز املک هنأ اوفرع و    ناقيلإا    و نافرعلا لامک و    ناميلإا    مزاول نم و    ناعذلإا    مئلاع نم مهئادعأ ضغب
               ة    يدمحلأا    قارشلإاب اوقوشت و ةيسدقلا راونلأاب اورونت مهنلأ بيبللا دنع یلوملا یلا لوصولا لصحف .بيبحلا یلا برقلاداز
                 باحصلاا نم هريغل و ،نوعار تقولا ةحلصملف ،نورتاسلا ام       و أ  ةّيربلا ريخ ءادعأ نع اورفنت یتح ةيدمحملا قاوذلااب اوذذلتو
                                                                                                     .    نوقاو
                مص  نوهمعي ةللاضلا ةيدو أ  يف و ،نوبکانل ةيناحورلا فراعملا نع و ،نولفاغل ةبحملا ذئاذل یفف ،نوبحاصتملا ام     و أ
                  لاوح أ   یلإ و ،نوربتعيلا لئلادلاب و ،نوقرفي لا بيطلا نع ثيبخلاو ،نوبحي الله ءادع     لأ   مهنإف   ، نوعجري لَ مهف یمع مکب
                  دوجسلا كرتب نعللا قحتسا سيلبإ ن أ   نوري لاف أ   ،نوميهي داو لک يف مهنإ    لاأ   ،نورکفتي لا مهسفنأ يف و ،نورظني لا قافلآا
                  صصر و ،یرولا ريخ ةللاسل ملظلا ناينب سس أ   و ءايب نلأا رخف تيب لهلأ ةوادعلا ةرجش سرغ نم لاب امف ءايبنلأا نم يبنل
                  ةلسلس عطق و ،ءايفصلأا دنس قح يف لتقلا نم دشأ يه يتلا ةنتفلا بابس    أ  أيهو و یفطصملا لآ قح يف ءانعلاو یغبلا ینبم



               262  Burası aslında açık bırakılmıştır. Merhûm Hacı Hâfız Mustafa Tevfik Efendi derdi ki: Bu ibare ibtidâ “emmâ
               ba’ad feyekûlü el- abdü’l-fakîr el-hakkânî Hasan bin Yûsuf eş-Şirvânî” idi. Sonra bu ibare hayırhâhâne ihtâr
               üzerine kaldırılmış, şekil üzere yazılıp isim yeri açık bırakılmıştır.

                                                           632
                                                           637
   633   634   635   636   637   638   639   640   641   642   643