Page 98 - 6-8
P. 98

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Amasya  kadısı  Ankaralı  Mehmed  Şâkir  Efendi  kendisini  beğenip  kerîmesini  tezvîç
               ederek 1197’de Ankara’ya beraber götürdü. Orada binâ eylediği medresesine müderris yapdı.
               Lâkin Şâkir Efendi’nin kerîmesiyle bir türlü [292] imtizâc edemediğinden tatlîka mecbûr olup
               medreseyi de terk ederek Kastamonu’ya gitdi.
                      Burada müftü bulunan Şeyhülislâm Mustafa Âşir Efendi, fazl u meziyyet-i ilmiyyesini
               takdîr ederek pederinin  medresesi müderrisliğini verdi. 1206’da müşarün ileyh Âşir Efendi
               ma’fûvven  İstanbul’a  gitdikde  Kastamonu  ulemâsının  dedikodularından  bî-zâr  olarak  bu
               medreseyi de terk edib Amasya’ya avdet etmek üzere hareket etdi.
                      1207’de  Havza’ya  vusûlünü  müte’âkip  hastalanıp  beş  gün  sonra  vefât  etdi.  Hamâm
               civârında  medfûndur.  Bu  tercemeyi  yazan  tilmizi  Âkifzâde  es-Seyyid  Abdurrahîm  Efendi
               Kitâbü’l-Mecmû’ mine’l-Meşhûr ve’l-Mesmû’  adlı eserinde diyor ki: “Müşârün-ileyh fâzıl,
               ulûm-ı şer’iyye ve akliyyede muhakkik, Arab ve Acem edebiyâtında mâhir, gâyet muhâsib,
               muhâzarâta vâkıf, tecemmülâta mâ’il, mûsâllî, sahî bir zât idi.”

                      Ebûbekir Efendi-Saraczâde es-Seyyid el-Hâc
                      Amasya ulemâsından  Sarâczâde  es-Seyyid  el-Hâc  İsmâil  Efendi  bin  el-Hâc  Hâfız
               Mehmed Ağa bin el-Hâc Ahmed Ağa bin Sarâc Mehmed Ağa bin [293] Dervîş Ahmed Çelebi
               bin  Yahyâ Çelebi bin  Mehmed Çelebi bin  İbâdullah Çelebi mahdûmudur. Ceddi  İbâdullah
               Çelebi Boza-hâne Mahallesi’nde İbâdullah Câmii bânîsidir. Buna Ubeydullah Çelebi de denir.
               Evlâdına “İbâdoğulları” dendi.
                      Ecdâdından  Sarâc  Mehmed  Ağa  meşhûr  sipâhî  olup  1058  vak’asında  târihen
               ma’lûmdur. Bunun evlâdına da “Saracoğulları” dendi. Bunun oğulları el-Hâc İsmâil, Ahmed
               Ağalar da meşhûr idi. Büyük pederi el-Hâc Hâfız Mehmed Ağa 1147’de İbâdullah Câmiini
               tecdîden binâ ederek evkâfını tanzîm etmiş a’yândandı.
                      Sâhib-i terceme Amasya’da Çelebizâde el-Hâc Hüseyin Efendi’den tahsîl-i ma’ârif edib
               pederinin vefâtında servet-i sâmânına vâris ve ceddi evkâfına mütevellî olarak teayyün etdi.
               Hâciyân  ve  a’yân  meclislerine  a’zâ  oldu.  Muhârebelerde  i’ânât-ı  nakdiyye  bezl  ederek
               memdûh-ı enâm olduğu hâlde 1210 hudûdunda vefât etdi. Âlim, gâyet sahî, küşâde-rû, zengîn
               bir hânedân idi. Mahdûmu es-Seyyid el-Hâc Abdulhalîm Ağa’dır. [294]

                      Ebûbekir Ağa-Gözdaşoğlu el-Hâc
                      Amasya  a’yânından  sâbıku’t-terceme  Gözdaşzâde  el-Hâc  Ebûbekir  Ağa  bin  Ya’kûb
               Ağa’nın mahdûmu Ali Ağa’nın oğludur. Büyük birâderi el-Hâc Mustafa Ağa’dır. Pederlerinin
               vefâtında yetîm olduklarına binâen vâlidelerini ammizâdeleri Hâfız el-Hâc Ali Ağa almıştı. İki
               kardeş, bunun hânesinde büyüdü.
                      Ba’dehû Canikli Hacı Ali Paşa’ya intisâb ederek onun teveccühâtını kazandı. Hâssaten
               birâderi paşanın vezâretinde mu’temedi olduğundan Amasya sancağı mutasarrıflığında büyük
               bir nüfûz ve şöhret kazandı. Paşanın vekîl-i umûru tanındı. Bu sâyede Amasya’da Hacıbaşı
               oldu. A’yân-ı memleketi nüfûzuna râm etdi.
                      1193’de Hacı Ali Paşa, Cabbârzâde’ye ma’lûben oğullarıyla beraber Kırım’a kaçdıkları
               esnâda bunlar da nefyedilerek memleketden çıkarıldı. Canikli Ali Paşa ve evlâdının avdetiyle
               beraber 1196’da avdet ederek yine Hacıbaşı olup hayli ef’âle cür’et ederek Amasya mutasarrıfı
               Caniklizâde [295] Mikdâd Ahmed Paşa’ya yaranmıştı.
                      Paşa’nın Amasya sancağından azlini müte’âkip iki kardeşin aleyhinde yağan şikâyetlere
               binâen  yine  nefy  edilmişlerdi.  Bu  şikâyetler  mu’ahharan  tedkîk  edilerek  pek  çokları  sâbit
               olduğuna binâen 1206’da Mikdâd Ahmed Paşa’nın i’dâmından sonra bunlar da Amasya’ya celb
               edilip  1207’de  i’dâm  edildi.  Oğlu  es-Seyyid  Mehmed  Ağazâde  es-Seyyid  Ebûbekir  Ağa,
               1254’de Dârü’s-selâm Mahallesi’nde kırk yaşında sicile kaydedilmişdi.
                      Gözdaşzâde Hâfız el-Hâc Ali Ağa’nın evlâdından Attar el-Hâc Abdullah Efendi bin
               Ömer Efendi derdi ki: “Bu iki kardeş, Gözdaşoğullarından değildir. Ceddim Hacı Ali Ağa’nın



                                                           93
                                                           97
   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103