Page 102 - 6-8
P. 102

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      1244 senesi rebiülevvelinde ikinci def’a Amasya müftüsü olup Emîr-i imâm Abdullatîf
               Efendi’nin  kütübhânesi  civârındaki  hânesini  fetvâ-hâne  yapdı.  Fakat  Saçlı  el-Hâc Mahmûd
               Efendi’nin  nüfûzu  galebe  eylediğinden  sene-i  mezbûre  zilhiccesi  evâ’ilinde fetvâdan hacr
               edilerek münzevi bir halde 1252 senesi şevvalinde vefât etdi. Kamereddîn Mahallesi şimâlinde
               kâin bahçesi derûnunda medfûndur.
                      Âlim, vecîh,  zi-servet,  fakîh  idi.  Oğulları  Mehmed  Ârif,  Ahmed  Rüştî,  Ali  İlmî
               Efendilerdir. Ârif Mehmed Efendi  1282’de, Ahmed Rüştî Efendi  1293’de, el-Hâc Ali  İlmî
               Efendi 1303’de vefât etdi. Ahmed Rüştî Efendi’nin oğlu Hacı Hâfız Mehmed Rahmî Efendi
               1333’de [307] öldü. Kerîmesi Fâtıma Hanım da üveği vâlidem idi.
                      Hacı Ali Efendi’nin oğulları Ebûbekir, Mehmed Efendilerdir. Hacı Rahmi’nin oğulları
               da  Ahmed  Rüşdî,  İbrâhim  Cemâl  Efendilerdir.  Bunlara  “Hacı  Bekir  Efendizâdeler”
               denmektedir. İbrâhim Cemâl Efendi ber-hayâtdır.

                      Ebûbekir Efendi-Müftüzâde el-Hâc
                      Gümüşlüdür.  Oranın  müftüsü  es-Seyyid  eş-Şeyh  Osmân  Efendi’nin  mahdûmudur.
               Amasya’da tahsîl-i ulûm edib avdetle Gümüş kasabasında ders-i âm olarak şöhret kazandı.
               Orada Irgad Mahallesi’nde kâin Bolılıca Mescîd-i Şerîfini ta’mîr edib imâmetini deruhde etdi.
               1261  hudûdunda  vefât  etdi.  Ulemâdan  idi.  Mahdûmu  Ahmed  Efendi  imâm  olup  1291’de
               vefâtıyla mahdûmu el-Hâc Ali Efendi imâm oldu.

                      Ebûbekir Paşa-Hacı Bekirzâde es-Seyyid
                      Amasya a’yânından Hacı Efendizâde es-Seyyid el-Hâc Ebûbekir Ağazâde es-Seyyid el-
               Hâc Ahmed Ağa’nın mahdûmu olduğu Sicill-i Nüfûsda mukayyeddir. Züamâdan iken 1238’de
               küşâd edilen Sipâhî Ocağının kethüdâyeri ve sipâhîler ağası oldu. [308]
                      1242’de  Nizâmiyye  süvârî  yüzbaşısı  olduğu  hâlde  Rus  harbine  gitdi.  1244’de
               Erzurum’da  gösterdiği  yararlık  üzerine  binbaşı,  1248’de  kâ’im-makâm, 1253’de Amasya
               mîralayı ve zâbıta müdürü olup 1254’de Nizib harbine gitdi.
                      Orada  gösterdiği  liyâkat  üzerine  Irak  ordusu  erkânından  olup  Bağdâd  merkez
               kumandanı  ve  1262’de  mîr-livâ  olarak  Trablusgarb  kumandanı  oldu.  Altı  yıl  orada  kalıp
               1268’de vefât etdi.

                      Ebûbekir Efendi-Çerkes el-Hâc
                      Kafkaslı  Ali  oğludur.  Oradan  1242’de  hicretle  Amasya’ya  gelip  Kabartaylı  Hacı
               Mehmed Efendi’nin himmetiyle ders-i âm ve Ya’kûb Paşa kürsü şeyhi, mu’ahharan Hazret-i
               Pîr İlyâs Halvetî türbedârı oldu. Va’az ve tedrîs ve ibâdetle meşgûl iken 1279’da yetmiş dört
               yaşında vefât etdi. Âlim, zâhid, mütenessik, muttakî, va’zı mü’essir bir zât idi.

                      Ebûbekir Vahdetî Efendi-Kadı Baba
                      Amasya’nın  Pervâne  Bey  Mahallesi’nde  ikâmet  eden  Zileli el-Hâc  [309]  Mehmed
               Efendi’nin    oğludur.   Gençliğinde    Gökmedrese     Mahallesi’ndeki    Bektâşî   tekkesi
               müdâvimlerinden olup Çırçırlı oğlu Arslan Ali Baba’nın terbiyesini gördü. Biraz ilm ü ma’rifet
               öğrendi. Ba’dehû Kırşehir’den Amasya’ya menfiyen gelen Bektâşî erenlerinden Hamdullah
               Baba’ya dâmâd ve mürîd oldu.
                      Mu’ahharan  Hacı  Bektâş  velî  âsitânesi  şeyhi  olan  Merzifonî  İbrâhim  Baba’nın
               tavsiyesiyle İstanbul’a gidip müderris olarak kazâ niyâbetleriyle kayrıldı. Bu esnâda devriyye
               Mevlevîyeti  aldı.  1263’de  Merzifon’da  Pîrî  Baba  Tekkesinde  Nakşıbendîye  şeyhi  olan  es-
               Seyyid el-Hâc Sâlih Efendi’nin vefâtıyla kendisine Nakşıbendî süsü vererek mezbûr tekke şeyhi
               oldu.
                      Bu  târîhden  i’tibâren  tekkede  Bektâşî  ocağını  uyandırdı.  Züvvârın  cehl  ve  gafleti
               sâyesinde müreffeh bir hayâta erdi. Ancak 1284’de tekkeye misâfir gelen bir zengini oğulları



                                                           97
                                                           101
   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107