Page 106 - 6-8
P. 106

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                      Vusûlünde defterdâr olmak ta’mîm edildiği hâlde bilâ-fermân-ı hümâyûn avdeti hoş
               görülmediğinden Amasya’ya i’âdesi  emr  edildi.  Fakat  sadr-ı  a’zamın ricâsı  üzerine ibkâ-yı
               vezâretle Erzurum vâliliğine gönderildi. 1116 cumâdelâhirinde Adana vâlisi oldu.
                      1117’de  Adana  vilâyeti  a’yânının  şikâyetinden  dolayı  azliyle  Malatya’da  kâin
               çiftliğinde ikâmete me’mûr edildi. Az sonra Malatya sancağı verildi. 1118’de Kal’a-yı cedîde
               muhâfızı olup mensî bir hâlde kaldı.
                      1122  senesi  rebiülâhirinde  Sadr-ı  a’zam  Köprülüzâde  Nu’mân  Paşa’nın  himmetiyle
               Trabzon  vâlisi  ve  1123’de  Kıbrıs  muhâfızı,  1126’da  Hanya  (Girid)  vâlisi  oldu.  Senesinde
               azledilip Trablusşâm sancağıyla cerde başbuğu oldu. [321]
                      1127 senesinde haccâcı ma’iyet-i mevcûdesiyle istikbâl edib (Ula) mevki’ine vusûlünde
               vefât etdi. Orada medfûndur. Resmî Ahmed Efendi, müşârün-ileyhin terceme-i hâlini böyle
               zabt ediyor. Süreyyâ Bey de Sicill-i Osmânî’de: “1127’de Azâk cânibine me’mûr olup o sene
               Yeni Kale’de fevt olmuşdur. Sâlih, sâhib-i ma’rifet idi.” diyor.
                      Resmî Ahmed Efendi diyor ki: “Vezîr-i müşârün-ileyh erbâb-ı ma’ârifden muktedir bir
               zât olduğu münâsebetle vüzerâ kendisini istirkâb eyledi. Bu yüzden evâhir-i ömründe menâsıb-
               i sagîrede istihdâm edilir oldu. “Mahdûmları İbrâhim, Abdullah Beyler ma’rûfdur. Birâderi
               kibâr-ı cedîd demekle meşhûr Mustafa Efendi ve ammizâdesi Türk Mehmed Paşa’dır.

                      Ebû Müslim Çelebi-Rükneddînzâde
                      Amasya emîr ve hükümdârı el-Hâc Şâdgeldi Paşa’nın zaman-ı hükûmetinde Amasya’ya
               gelip tevattun eden Mevlânâ Rükneddîn Nu’mân bin Hasan Râzî mahdûmdur. Ulemâdan ahz-ı
               ulûm ederek ders-i âm ve Torumtay Medresesi müderrisi olup 822’de tanzîm edilen Bâyezîd
               Paşa vakfiyesine şâhid görüldü. [322] Ba’dehû vefât etdi. Kibâr-ı ulemâdan idi.



                      Ebû Müslim Çelebi-Sefer Şâhoğlu
                      Merzifonludur.  Sultân  Yıldırım  Bâyezîd  Hân  tarafından  Mısır’a  sefâretle  giden
               Merzifonî Mevlânâ Cemâleddîn Safer Şâh oğlu Mevlânâ Ahmed Çelebi mahdûmudur. Sultân
               Murâd-ı Sânî ve Sultân Fâtih taraflarından Merzifon’da binâ edilen hamâmlara ve sâ’ir hayrâta
               binâ emîni ve Merzifon emîri oldu. 877 sâline doğru vefât etdi. Müteneffızân-ı asrdan idi.

                      Ebû Nasr Muhtârî-Hüsâmeddîn Hüseyin Çelebi
                      Amasyalıdır.  Etıbbâdan  Lokmân  Çelebi  bin  Muhtâr  Çelebi  bin  tabîb-i  meşhûr
               Reşîdeddîn Lokmân Harezmî mahdûmudur. Amasya Dârü’ş-şifâsı tabîbi hekîm-i meşhûr el-
               Hâc  Şücâ’  İlyâs  Amâsî’den  tahsîl-i  tabâbet  ve  sâ’ir  ulemâdan  ahz-ı  ulûm  ederek  hekîm-i
               müşarün ileyhe halef oldu.
                      841’de  yazdığı  Şerh-i  Mûcez’in  sonunda  şu  imzâsı  görüldü:  “Ketebehû  bi-kalemihî
               Hüseyin bin Lokman bin el-Muhtâr bin Lokman er-Rûmî Hüsâmeddîn Ebû Nasr el-Muhtârî el
               Amâsî” allâme-i meşhûr Sa’âdeddîn Taftazânî’nin Şerh-i Miftâh’ını da yazıp sonunda [323]
               aynı imzâ ve târîhi koymuşdur. Şerh-i Mûcez, Amasya’da kaz’asker olan Cemâleddîn Mehmed
               bin Aksarâyî’nindir.
                      Amasya Dârü’ş-şifâsı tabîbi ve Amasya vâlisi Şehzâde Sultân Alâeddîn Bey’in tabîb-i
               hâssı oldu. Muhtâroğlu Hekîm Ebû Nasr Çelebi diye şöhret buldu. 854 sâline doğru vefât etdi.
               Meşâhîr-i etıbbâdan edîb, hâzık, kâmil bir zât idi. Mahdûmu Nasrullah Çelebi de etıbbâdandır.

                      Ebû Hâşim Mehmed Çelebi-es-Seyyid Şemseddîn es-Semerkandî
                      Umdetü’t-Tâlib fi Nesebi Âl-i Ebî Tâlib kitabında yazıldığı üzere “es-Seyyid Alemiddîn
               Abdullah bin eş-Şeyh Mecdiddîn Mehmed bin Alemiddîn Ali bin Nâsıriddîn Mehmed bin el-
               Mu’ammer bin İzziş-Şeref Ebî Ali Amr bin Ebî Tâlib Hibetullah bin Ebi’l-feth Nâsır bin Zeyd



                                                           101
                                                           105
   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111