Page 325 - 6-8
P. 325

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
                     Sinan Ağa-Çile-hâneli el-Hâc
                     Amasya’nın  Ya’kûb  Paşa  Mahallesi  eşrâfından  el-Hâc  Mehmed  Ağa’nın  oğludur.
               Bevvâb-ı  sultânî  olup  hidemât-ı  mîriyyede  îfâ-yı  vazîfe  ederek  1041’de  dergâh-ı  âlî
               müteferrikalarından iken Bayram Paşa’ya intisâb etdi.
                     1046’da müşârün-ileyhin sadâretinde kapıcıbaşı olup eyâlât-ı mühimmede muhassıl ve
               bir müddet Sivas eyâletinde mütesellim oldu. 1069’da Abazalıların ta’kîbâtına me’mûr olup
               1075’de ihtiyârlığına binâ’en tekâ’üd edildi. Az müddet sonra vefât etdi. Kibâr-ı a’yândan idi.
                     Oğulları Ali, Hasan Ağalardır. Bunlara ve bunların evlâdına “Hacı Sinan Oğulları” dendi.
               Hasan Ağazâde el-Hâc Mehmed Ağa’dır. Bunun oğlu el-Hâc Hasan Ağa da ma’rûftur. El-Hâc
               Ali Ağazâde el-Hâc Sinan Ağa’dır.

                     Sinan Ağa-Hacı Sinânzâde, el-Hâc
                     Amasyalıdır. El-Hâc Ali Ağa bin el-Hâc Sinan Ağa’nın [455] mahdûmudur. “Defter-i
               Bostâniyân”da yazılı olduğu üzere 1072’de enderûn-ı hümâyûna girip bostâncılar ocağına kayd
               edildi. Orada ta’lîm u terbiyye görüp tefeyyüz ederek 1087’de bostâncılar odabaşısı oldu.
                     1091’de hâsekî olup bostâncılar ocağında temâyüz etdi. Ba’dehû ocak kethüdâsı olup
               1095  senesi  saferinde  Mehmed  Ağa’nın  azli  üzerine  yoluyla  bostancıbaşı  ya’nî  sarây-ı
               hümâyûn muhâfızı ve zabtiyye nâzırı oldu.
                     Tam iki yıl îfâ-yı vazîfe edib 1097 senesi muharreminde sadr-ı a’zam Bayburdluzâde
               Kara İbrâhim Paşa’nın azli üzerine sene-i mezbûrenin saferinde azl edildi. Bebek’te kâ’in sâhil-
               hânesinde  ikâmet  etmekte  iken  1098’de  Kara  İbrâhim  Paşa’nın  nefy  ü  i’dâmı  üzerine
               Amasya’ya gönderildi.
                     Ba’dehû  hayli  müddet  Amasya’da  mensî  bir  sûrette  ikâmet  edib  kaldı.  1123’de
               bostâncıbaşı  Amasyalı  el-Hâc  Ahmed  Paşa  vezâretle  Kapudân-ı  deryâ  oldukta  afv  ve  ıtlâk
               edilerek  İstanbul’a  gelip  dergâh-ı  âlî  kapıcıbaşılığıyla  Mora  vilâyetine  gönderildi.  1127’de
               orada vefât [456] etdi. Meşâhîr-i a’yândan idi.
                     Kara İbrâhim Paşa’nın sadâretinde Köprülüzâdelere yapılan mu’âmelât-ı gayr-ı lâyıkadan
               dolayı  gözden  düşdüğü  cihetle  ileri  gidemedi.  Mahdûmu  es-Seyyid  el-Hâc  Mehmed  Ağa
               “Bostanîzâde” diye iştihâr etdi. Evlâdına “Bostancıoğulları”dendi.

                     Sinan Ağa-Hacı Sinânzâde, es-Seyyid, el-Hâc
                     Amasya eşrâfından el-Hâc Ali  Ağa bin  el-Hâc  Hasan Ağa bin  el-Hâc  Sinan Ağa’nın
               oğludur.  İltizâm  işlerine  girişip  hayli  servet  edindi.  Îrân  muhârebâtında  zehâ’ir-i  askeriyye
               müte’ahhidi olup 1168’de hâcıyân ba’dehû a’yân meclislerine a’zâ oldu. 1186 sâlinden sonra
               vefât etdi. A’yândan hânedân bir kimse idi.

                     Sinânî Hasan Efendi-eş-Şeyh, el-Hâc
                     Çorumludur. Mehmed bin Hasan mahdûmu olup ibtidâ tarîkat-ı Sinâniyyeden eş-Şeyh
               Mehmed Sâdık Efendi’ye hizmet ederek halîfesi olup “Sinânî Hasan Efendi” demekle iştihâr
               etdi. Bakiyye-i tercemesi yukarıda (Cild 8, sahîfe 487) yazıldığından oraya mürâca’at. [457]

                     Sünbül Ahmed Çelebi-Bozacızâde
                     Amasyalıdır. Figânî Çelebi’nin “Şehrengiz”inde mezkûr olan yedi güzellerden biridir.
               Mavuş gözlü, ince ve uzun boylu olduğundan “Sünbül Ahmed” demekle meşhûr oldu. Tahsîl-i
               ilm ü kitâbet ederek Şehzâde Sultân Ahmed’in dîvân kalemi ketebesinden oldu.
                     Münîrî Efendi’nin Sünbül kasîdesi bunun hakkında olup sesi de kendisi gibi gâyet güzel
               olduğundan  şehzâdenin  bezm-i  sohbetine  hânendelikle  duhûl  etdi.  Bu  sâyede  hayli  servet
               edindi. 918’de Sultân Selîm Hân’ın cülûsuyla Sultân Ahmed’in i’dâmında menkûb olup 931
               sâlinden sonra vefât etdi. Yârân-ı safâdan idi.





                                                           318
                                                           324
   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329   330