Page 321 - 6-8
P. 321

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     986 senesi saferinin sekizinci cum’a günü Fâtih Sultân Mehmed Hân Câmi-i şerîfinde
               cum’a namazını kılarken kendisine bir sar’a ârız olup hânesine götürüldü. Ertesi günü meflûc
               olup üç gün sonra saferin on ikinci salı günü dâr-ı na’îme irtihâl etdi. Namâzını Şeyhülislâm
               Kâdızâde  Ahmed  Efendi  kıldırıp  kayın  ataları  Sarı  görez  mescidi  hazîresinde  defn  edildi.
               Doksan üç yaşında idi.
                     Nev’îzâde  Atâyî  Efendi  “Zeyl-i  Şakâyık”da  diyor:  “Molla-yı  sâlifü’l-beyân  allâme-i
               âlem-i  ilm  ü  irfân  ulûvv-i rütbe-i  i’tibârı  alem-efrâz-ı  kubbe-i nüh-târem  sümüvv-i  âvâze-i
               iştihârı  tanîn-endâz-ı  gûş-ı  neyyir-i a’zam metânet-i  tahrîri  Dâvudî-zırh  gibi  te’sîr-i  tîr-i
               ta’neden  masûn  letâfet-i  takrîri  zülâl-i  âyine-misâl-i  bî-girih  gibi  haşv  ü  girdâb-ı  ta’kîdden
               mâhrûs u me’mûn” idi.
                     “Hakkâ ki ulemâ-i Rûmdan tefsîr-i kelâm-ı mu’ciz-nizâmda Kemâl Paşazâde Efendi ile
               Ebû’s-Su’ûd Efendi ser-efrâz oldukları gibi hâşiye-i müşgîn-erkâmda Sa’dî Efendi ile bunlar
               gûy-rübâ-yı imtiyâzdır. Âsâr-ı ilmiyyelerinden “Tefsîr-i Kâdı”ya hâşiyeleridir ki hatt-ı ‘izâr-ı
               yâr ve zülf-i tabdâr-ı ra’nâ-nigâr gibi zîver-i ruhsâre-i [442] tefsîr-i anberîn-nikâb belki turre-i
               tarrâr-ı  cemâl-i ümmü’l-kitâb  olup  salsale-i silsile-i  iştihârlarına  bâ’is  ve  muhaşşî  lakabına
               sebeb-i hâdis olmuşdur.”
                     “Tefsîr-i  Beyzâvî  hâşiyesi”  İstanbul  kütüb-hânelerinin  ekserîsinde  bulunur.  Sa’dî  ve
               Şeyhzâde hâşiyeleri  de  vardır. Bunun hâşiyesi  erbâb-ı  kemâl nezdinde  müreccahtır. Çünkü
               gâyet  münakkah,  mühezzebtir.  “Hidâye”nin  mu’âmelâtından  birkaç  kitâba  hâşiyeleri,
               “Mevâkıf”,  “Miftâh”,  “Telvîh”,  “Tecrîd”  kitâblarına  ta’lîkâtı  ve  pek  çok  mesâ’il-i  müşkile
               hakkında risâleleri vardır.
                     Pederleri Hüsâmeddîn Hüseyin Efendi Sonisa nâhiyesi tevâbi’inden Bidevî Köyü’nden
               olup gençliğinde Amasya’ya gelmiş, tahsîlini ikmâl eyledikten sonra Amasya’da tavattun etmiş
               olduğundan  sâhib-i  terceme  Amasya’da  doğmuşdur.  Bunun  için  imzâlarında  “el-Amâsî”
               kaydını ilâve ederlerdi.
                     Şehid  Ali  Paşa  Kütüb-hânesi’nde  1589  numarada  mukayyed  olan  “Hâşiye-i  Tecrîd”
               zahrında kendi hattıyla yazdığı şu kitâbesi görüldü:
                     Şehid  Ali  Paşa  Kütüb-hânesi’nde 1589 numarada  mukayyed  olan  “Hâşiye-i  Tecrîd”
               zahrında kendi hattıyla yazdığı şu kitâbesi görüldü:  443 [
                                                                 ]
                   یناثلا    ةعمجلا راهنب    یساقلا    هبلق    نم    الله    یل     إ یکتشملا    یساملاا    ماسح    خيشلا     نب     فسوي    الله    دابع    رقف    أ  نامزلا    نم    هراعتسا
                                          105 ةيمحملا   ةينيطنطسق    ةسورحمب     ةئ    امعست    و    نيرشع    و     نامث   ةنسل   نيعيبرلا   رخآ   رهش   نم


                     Diğer kütübhânelerde mevcûd olup mütâla’a etdiği kitâblarda yazdığı ta’likâtın sonuna
               “Efkâr-ı  İbâdullâh  Yûsuf bin  eş-Şeyh Hüsâm  el-Amâsî  el-müştekî  ilallâh min kalbi’l-kâsî”
               imzâsını koyduğu görülmektedir. Boğaziçi’nde Anadolu Hisârı’nda sâhilhânesi olduğu yere
               Muhaşşî  Sinan  Efendi  Mahallesi  dendi.  Bu  mahallede  iki  mescidi,  Amasya’da  Kurşunlu
               Mahallesi’nde bir mescidi vardır. Buna “Şeyh Mescidi” dendi. Evkâfı da vardır.
                     Mahdûmları  Hasan,  Hüseyin,  Mehmed,  Ali  Efendiler  pek  meşhûrdur.  Hasan  Efendi
               Haleb’te kadı iken vefât etdi. Mevâlîden Kara Hüseyin Efendi’nin terceme-i hâli geçti. Mehmed
               Efendi  Süleymaniyye  müderrisi  iken  987’de  vefât  etdi.  Mahdûmu  Abdülhayy  Efendi  de
               müderris  olup  1033  senesi  cumâdelâhiresinde  vefât  etdi.  Dördüncü  mahdûmu  Ali  Efendi
               sudûrdan olup Rûmeli kazaskeri iken 1005 senesi cumâdelûlâ gurresinde vefât  etdi. Pederi
               yanında medfûndur. Bunların hepsi de meşâhîr-i fuzalâdan idiler. [444]
                     Şâkirdân-ı irfânı pek çoktur. Bunlardan kazasker ve molla olanları gelip elin öperlerdi.
               Kazaskerliği  zamânında  ulemâ  ve  halk  arasındaki  ihtirâm  u  i’tibârı,  mütekâ’id  olduğu




               105  “Allah’ın kullarının en muhtâcı, katı kalbinden Allah’a müştekî Yusuf b. eş-Şeyh Hüsâm el-Amâsî bu eseri,
               928 yılının Rabî’ul-âhir ayının ikinci Cuma günü İstanbul’da zamandan onu ödünç aldı.” (Ed.)

                                                           314
                                                           320
   316   317   318   319   320   321   322   323   324   325   326