Page 316 - 6-8
P. 316
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
896’da hıtân vak’asından sonra mahdûmu Şükrullâh Çelebi ile üstâd-ı meşhûr Hamdullâh
Efendi refâkatinde İstanbul’a gitdi. Orada Hırka-ı şerîf civârında Akşemseddîn Hazretlerine
nisbet edilen zâviye şeyhi olduğu hâlde 905 hudûdunda vefât etdi. Mahdûmu Şükrullâh Çelebi
Şeyhü’l-Hattâtîn Hamdullâh Efendi’nin dâmâdı olan bir hattât-ı meşhûrdur ki; tercemesi
aşağıda gelir.
Sinâneddîn Yûsuf Çelebi-Hâbilzâde el-Hâc
Amasyalıdır. El-Hâc İlyâs Çelebi mahdûmudur. Ulemâdan tahsîl-i ulûm ederek bir
müddet ders okuttu. Ba’dehû nüvvâbtan olup 881’de Amasya kassâmı görüldü. Ba’dehû
kudâtdan olup devr-i bilâd ederek 906 sâlinden sonra vefât etdi. Kibâr-ı kudâtdan idi. [423]
Sinâneddîn Yûsuf Çelebi-Mevlânâ Acemî
Gencelidir. Mehmed adlı bir kimsenin mahdûmu olup Şirâz’da Mevlânâ Celâleddîn ed-
Devvânî’den füyûzât-ı ilmiyyeyi tahsîl ü ahz ederek Sultân Bâyezîd-i Sânî Amasya’da vâlî iken
Amasya’ya gelip yerleşdi. Bir müddet ders-i âm olup fezâ’il-i ilmiyyesiyle iştihâr etdi.
Sultân Bâyezîd’in cülûsundan sonra İstanbul’a gidip Mü’eyyedzâde Abdurrahmân
Efendi’nin mülâzemetinden istifâde ederek ibtidâ Bursa’da Molla Hüsrev, ba’dehû Orhâniye-i
İznik müderrisi oldu. Buradan Sultâniyye-i Merzifon müderrisi olarak geldi.
909’da Amasya müftüsü Şemseddîn Ahmed-i Mâşî Çelebi vefât eylediğinden Amasya
müftüsü ve Sultân Bâyezîd Medresesi müderrisi olup Amasya’ya avdet etdi. Dört yıl kadar
tedrîs ü iftâ ile iştigâl edib 913 senesi evâ’ilinde bir gece yatağında füc’eten vefât eyledi.
Edirneli Mehmed Mecdî Efendi “Terceme-i Şakâyık”da diyor ki: “Mûmâ-ileyh sâlih u
mütedeyyin ve takî vü nakî ve müteverri’ kimse olup [424] ilm ü ‘âmel ü ‘ibâdeti şâmil bir fâzıl
ve sa’âdet-i dâreyni câmi’ bir nâfi’ kimse idi. Müddet-i ömründe ders u ifâdeye meşgûl olup
te’lîf u tasnîften dahi hâlî olmadı.
Kendinin rakam-zede-i kalem-i belâgat-şiyeminden Seyyid Şerîfin “Şerh-i Mevâkıf”ına
havâşîsi ve “Hâşiye-i Şerh-i Tecrîd”e dahi havâşîsi vardır. Bu kitâbı mahzâ Hatîbzâdenin
havâşîsini red için ibdâ’ edib re’y-i i’tirâzla intikâm içün îcâd eyledi ve dahi ilm-i hey’etten bir
risâlesi ve âdâb-ı bahsden bir makâlesi vardır.” Rahimehullâhu Te’âlâ.
Amasya’da ulûm-ı Celâliyye’yi neşre himmet eden bu zât-ı âlî-kadrın mahdûmu Mevlânâ
Muhyiddîn Mehmed Çelebi de meşâhîr-i fuzalâdan idi. Buna “Berda’î” dendiğinden mahdûmu
Berda’îzâdelikle meşhûr oldu. Tercemesi aşağıda gelir.
Sinâneddîn Yûsuf Bey-Pirinçci
Boşnaktır. Devşirmelerden olup Sultân Bâyezîd-i Sânî kölesidir. Sarây-ı hümâyûn’un
pirinçcisi olarak tefeyyüz edib Şehzâde Sultân Ahmed’in ma’iyyet ümerâsından [425] oldu.
Kırk yıldan ziyâde Amasya’da ikâmet edib mahallesi kendi lakabıyla iştihâr etdi. 918
vak’asında mün’adim oldu. “Pirinçci Sinan Bey” demekle meşhûr idi. Diğer ümerâdan Tokatlı
Sinan Bey bin Ya’kûb Çelebi de Şehzâde Sultân Ahmed’in ümenâsından olup 918 vak’asında
bu da gâ’iblere karışdı. Bunun mahdûmu Mehmed Çelebi’dir.
Sinâneddîn Yûsuf Çelebi-Ahîzâde
Amasyalıdır. Mevlânâ Bedreddîn Mahmûd Çelebi bin Ahî Cüneyd Tokatî mahdûmudur.
Amcası Mevlânâ Ahî Yûsuf bin Ahî Cüneyd’in halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib ibtidâ ders-
i âm ve üstâdına dâmâd oldu.
Ba’dehû müderris olup Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Ahmed’e takarrüb ederek sarâyı
gılmânına mu’âllim ba’dehû Amasya vilâyeti muharriri oldu. 918’de Sultân Selîm Hân’ın
cülûsunda tedrîse avdet edib 922 salinden sonra vefât etdi.
309
315