Page 317 - 6-8
P. 317

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Âlim, kâmil, muhâsib olup mahdûmları Sa’dullâh, [426] Nûrullâh, Abdullah, Mahmûd
               Efendilerdir. Sa’dullâh Efendizâde İzzeddîn Hasan Efendi kudâtdandır. Nûrullâh Efendi’nin
               evlâdı İstanbul’da sudûrdandır. Uzun Bâlî Abdullah Efendi tercemesinde geçti.

                     Sinâneddîn Yûsuf Paşa-Yularkıstı
                     Amasyalı Hızır Paşa’nın utekâsından olduğu  vakfiyesinde mezkûrdur. Küçük yaşında
               Amasya’ya  gelip  Hızır  Paşa’ya  bir  müddet  hizmet  etdi.  Ba’dehû  Sultân  Bâyezîd-i  Sânîye
               takdîm edilip sarây-ı hümâyûnunda hüsn-i terbiyye gördü.
                     886’da  Sultân-ı  müşârün-ileyhin  cülûsunda  ümerâdan  olup  890’da  Kayseriyye  beyi
               olduğu hâlde 891’de Mısır harbine gitdi. 893’de esîr olup Mısır’a gönderildi. Ba’de’l-müsâlaha
               ıtlâk edilip avdetinde Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Ahmed’in ma’iyyet ümerâsından oldu.
                     907’de Sultân Bâyezîd evkâfı mütevellîsi olup 909’da Sultân Ahmed’in vezîr ü lalası
               Kâsım Paşa’nın Trabzon’a firârında müşârün-ileyhe vezîr ve müsteşâr-ı saltanat oldu. 917’de
               Serdâr Atîk Paşa’nın ma’iyyetinde Şâhkûlu muhârebesine [427] gitdi.
                     Fakat Şâhkûlu derneklerine karşı Ali Paşa mecrûh ve ordu mağlûb olup bakiyyetü’s-selef
               ile avdet ederek makâm-ı vezâretini muhâfaza etdiyse de 918 senesi şevvâlinde Şehzâde Sultân
               Ahmed ve birâderi Sultân Selîm muhârebesinde efendisi tutulup ihnâk edildikte habs u tevkîf
               edildi.
                     920’de  Çaldıran  harbinden  muzafferen  Amasya’ya  gelen  Sultân  Selîm  Hân’a  dehâlet
               eylediğinden afv u ıtlâk edilip Osmâncık civârında kâ’in Hacı Hamza Derbendi muhâfızı olarak
               Hacı Hamza Kalesi derûnunda ikâmete me’mûr oldu.
                     925 senesi saferinde Amasya muhâfızı ve sancâğı mutasarrıfı olarak gelip sancâğın garb
               taraflarında dolaşan Celâlîlere karşı Amasya’yı müdâfa’a ederken 927’de Mecidözü civârında
               eşkiyâ pususuna düşüb şehîden vefât etdi.
                     Âkil,  müdebbir, gâyet mümtezic, mu’tedil idi. Amasya’da Çukurbâğçe’de mescidi ve
               Selağzında hamâmı vardır. Çukurbâğçe ile Sedbaşı evkâfı cümlesindendir. 917’de Amasya’ya
               âid vakfiyesini tanzîm etdirdi. Mu’ahhâran Hacı Hamza [428] kasabasında câmi, mekteb ve
               imâret binâ ederek orada kâ’in emlâkini de vakf edib tevliyetlerini birleşdirdi.
                     Mahdûmları Mustafa, İskender Beyler ve birâderi de ümerâdan Ali Bey’dir. Tevliyeti
               ekber  evlâdına  ve  inkırâzlarında  birâderi  evlâdına  meşrûttur.  Mustafa  Bey,  mu’ahharan
               Erzurum  Beylerbeyi  oldu.  İskender  Beyzâde  Ahmed  Paşa  da  meşhûrdur.  Bunlara
               “Yularkısdıoğulları” dendi.
                     Yularkısdı bir lakabtır. Kinâyeten iki ma’nâyı ifâde ider. Birincisi meydân-ı muhârebede
               umûmî hücûmlardan geri duran, atın yularını kısıp geriye kalan korkak, cebîn ma’nâsınadır.
               İkincisi sahâvetten geri duran, mümsik, bahîl ma’nâsınadır.

                     Sinâneddîn Yûsuf Çelebi-Çakalzâde, el-Hâc
                     Amasyalıdır.  “Çakal  Kadı”  demekle  meşhûr  el-Hâc  Bedreddîn  Mahmûd  Çelebi  bin
               Alâeddîn Ali Çelebi bin el-Hâc Bedreddîn Mahmûd Çelebi bin kadı’l-kudât Mü’eyyideddîn
               Mehmed Çelebi bin sadr-ı muvakkar İmâdeddîn Ömer Çelebi mahdûmudur. Ceddi İçerişehir’de
               zâviye bânîsi olan el-Hâc Mahmûd Çelebi’dir. [429]
                     Amasya’da  meşâhîr-i  ulemâdan  tahsîl-i  ulûm  ederek  müderris  ve  Şehzâde  Sultân
               Ahmed’e musâhib olduğundan 918 vak’asında düçâr-ı nikbet oldu. Ba’dehû afv edilip kasabât
               u bilâda kadı olarak 934’de vefât etdi. Pederi mesleğinde ulemâdan edîb, latîfe-gû bir zât idi.
               Oğulları Mehmed, Ali Çelebilerdir. Ali Çelebizâde el-Hâc Mahmûd Çelebi de ma’rûftur.

                     Sinâneddîn Yûsuf Çelebi-Emîr Hüseynî
                     Niksarlıdır. Es-Seyyid Ahmed bin es-Seyyid Şemseddîn Mehmed Şirâzî mahdûmudur.
               Ceddi  es-Seyyid  Şemseddîn  Mehmed  Şirâzî,  sâdât-ı  Hüseyniyyeden  olduğuna  dâ’ir  tanzîm




                                                           310
                                                           316
   312   313   314   315   316   317   318   319   320   321   322