Page 315 - 6-8
P. 315

Amasya Tarihi Cilt: 10
               Amasya Tarihi 9-12. Cilt                                                           Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     838’de  Şehzâde  Sultân  Ahmed  Amasya  vâlîsi  olarak  geldikte  defterdârı  ve  ba’dehû
               Şehzâde Sultân Mahmûd ve Alâeddîn Beylerin de Amasya’da defterdârı ve 846’da Şehzâde
               Alâeddîn Bey’in ihnâkında Amasya vilâyeti defterdârı [419] oldu.
                     Fatih  Sultân  Mehmed  Hân’ın  ikinci  cülûsunda  Edirne’ye  celb  edilip  hızâne-i  âmire
               defterdârı olarak temâyüz etdi. 857’de İstanbul’un fethinde ordunun i’âşe ve levâzımının idâresi
               husûsunda hidemât-ı meşkûresi sebk eylediğinden başdefterdârlık -mâliye nezâreti makâmını
               hüsn-i muhâfaza etdi.
                     Ancak Çandarlızâde Hâlil Paşa’nın i’dâmıyla yerine sadr-ı a’zam olan Bosnalı Mahmûd
               Paşa ile bir türlü imtizâc edemedi. 860’da sadr-ı müşârün-ileyhin hakkında Sultân Mehmed’in
               gazabını  tahrîk  edecek  si’âyetlerde  bulunduğundan  Mahmûd  Paşa’nın  teşebbüsâtıyla  i’dâm
               edildi.
                     Âlim,  kâtib,  gâyet  muhâsib,  müstakîm,  Sultân  Fâtih’in  teveccühâtına  mağrûr  idi.
               Mahdûmları Abdullah Paşa ile Sa’dullâh, Lütfullâh Çelebilerdir. Amasya’da câmi ve dârü’l-
               hadîs gibi hayrât-ı şerîfe bânîsi bu Abdullah Paşa’dır. Mahdûmları Abdüsselâm, Abdülkerîm,
               İskender Beylerdir. Abdüsselâm Bey, câmi-i şerîfin harîm-i şerîfinde medfûndur. Defterdâr ve
               nişâncı olan Abdülkerîm Bey İstanbul’da kaldı. [420]

                     SinâneddînYûsuf Çelebi-Kara
                     Tokatlıdır. Mehmed mahdûmu olup Amasya’da Allâme Sa’deddîn Taftazânî tilmîzi olan
               Mevlânâ Sinâneddîn Yûsuf el-Kebîr el-Amasî’den ikmâl-i tahsîl ederek ders-i âm ve müderris-
               i be-nâm oldu. Bir müddet Yörgüç Paşa Medresesi müderrisi olup fevka’l-âde iştihâr etdi.
                     855’de Tokat kadısı olarak vatanına gidip 857’de Amasya’da görüldü. Sonra yine Tokat’a
               gidip kazâsına devâm etdi. 861’de Amasya vâlîsi olup gelen Sultân Bâyezîd-i Sânî’nin hizmet-
               i ta’lîmine me’mûren Amasya’ya geldi. 868’de vefât etdi.
                     Fâzıl, muhakkîk, müstakîm bir kadı-i muhıkk idi. Amasya’da beyne’l-ulemâ esinnetü’l-
               ilmi ve’l-kemâl denmiş olan zevâtın biri “Mevlânâ Kara Sinan Tokâdî” demekle meşhûr olan
               bu zâttır. Birincisi bunların üstâdı olan Amasyalı Koca Sinan Çelebi’dir. Üçüncüsü Kara Sinan
               Efendi’nin şerîk-i dersi olan Küçük Sinan Çelebi’dir. Bunlar Amasya’da Sa’deddînTaftazânî
               ulûmunu neşr etmişlerdi. [421]

                     Sinâneddîn Yûsuf Çelebi-Kâdızâde, el-Hâc
                     Amasyalı el-Hâc Mehmed Çelebi mahdûmudur. Tahsîl-i ma’ârif etdikten sonra ticâretle
               iştigâl ederek “Hâce Sinan Çelebi” demekle iştihâr etdi. Ba’dehû Amasya’da Sultân Bâyezîd-i
               Sânî  ümenâsından  olup  882  sâlinden  sonra  vefât  etdi.  Meşâhîr-i  hâcegân  ü  a’yândan  idi.
               Mahdûmu Zekeriyyâ Çelebi’dir.

                     Sinâneddîn Yûsuf Bey-Sinan Paşazâde
                     Amasya ümerâsından Âsâyîş Beyzâde Sinan Paşa’nın evlâd-ı kirâmından Ya’kûb Bey
               bin Sinan Paşa’nın mahdûmudur Amasya’da Sultân Bâyezîd-i Sânî’ye hizmet ederek çâşnigîr
               olup 886’da müşârün-ileyhin cülûsunda ümerâdan oldu. 891’de Aydın beyi iken Mısır harbine
               me’mûr olup 893’de fevt oldu. Mahdûmu Mehmed Bey’dir. Ceddi vakfına mütevellî idi.

                     SinâneddînYûsuf Çelebi-Mar’aşîzâde, eş-Şeyh
                     Amasyalıdır. Hattât-ı meşhûr Hayreddîn Halîl bin Hasan Mar’aşî mahdûmudur. 103  Tahsîl-
               i ilm ü ma’rifet edib Gümüşlüzâde Pîr Hayreddîn Hızır el-Halvetî sohbetine mülâzemet ve
               ondan  ahz-ı  hilâfet  edib  “Sinan  Halîfe”  demekle  iştihâr  etdi.  887’de  pederinden  kendisine
               mevrûs olan çiftlik hissesini kapı ağası Firûz Ağa’ya satıp kendisine vazîfe tahsîs edildi.




               103  Ser-kilârî Süleymân Ağa vakfiyesinde Yûsuf bin Mar’aşî diye yazılıdır.


                                                           308
                                                           314
   310   311   312   313   314   315   316   317   318   319   320